Yurt Gazetesi’nin sevilen usta yazarlarından A. Kaya Soysal, bugünkü köşe yazısında Beşiktaş’ı kaleme aldı. Soysal’ın “Değerini, görevini ve ilkelerini iyi bil” başlıklı yazısında, Beşiktaşlılık duruşunu ve Beşiktaşlılığın bir yaşam biçimi olduğunu vurguladı… / Beşiktaş Haberleri

İşte Yurt Gazetesi yazarı A. Kaya Soysal’ın yazısı;

Değerini, görevini ve ilkelerini iyi bil

Çünkü Yurt Gazetesi yanlışlıkların üstüne giden, mağdurların hakkını koruyan ve bunlardan sağlıklı sonuçlar çıkaran bir yayın anlayışı benimsemişse eğer, bugünkü konseptte Beşiktaş’tan söz etmemek olmaz, olmamalı…

1900’lü yıllarda ‘hasta adam’ın ayağa kalkması gerekiyordu…

Beşiktaş Serencebey’de birkaç cesur genç adam vatanın içinde bulunduğu durumdan yola çıkarak kulübü kurdular. Öncelikle onlara 16-17 yıl sonra başlayacak ‘Kurtuluş Savaşı’nın felsefi ruhunu başlattıkları için minnettar olmalıyız…

Dolayısı ile Beşiktaşlılık bir yaşam biçimidir.

Haksızlıklara karşı gelmektir, başkaldırıdır.

Bu değerler Beşiktaş için, Beşiktaşlılar için olmazsa olmazdır.

Veee bugüne, yani 109 yıl sonraya gelelim.

Şu sıralar benim yaş kuşağımın çok iyi hatırlayacağı 70’li yılların ikinci yarısındaki ‘Sen de Beşiktaş için bir kibrit çak’ dönemini bile aratacak bir dönem yaşanıyor.

Büyük Önder’in ‘Nutuk’ta söylediği “… Vatanın tüm tersanelerine girilmiş, bütün fabrikaları işgal edilmiş…” durumu Beşiktaş için geçerlidir şu anda.

Borç eski parayla 1 katrilyona yakın ve gelecek 4 ila 8 yıl arası gelirler temlikli.

Ne ironidir ki, kulübü bu duruma sürükleyen başkan Federasyon Başkanlığıyla ödüllendirilmiştir

Geçtiğimiz Mart ayında Beşiktaş Kulübü’nde yapılan Seçimli Genel Kurul’da ben de bir başkan adayının listesinden yönetici adayı olarak taşın, pardon ‘kayanın’ altına elimi sokmaya talip olanlardanım.

Camianın ‘para sahibi önde gelenleri’nin vebalı bir hastadan kaçar gibi tavır koydukları seçimden Sayın Fikret Orman ve ekibi ezici bir oy çokluğuyla galip çıktı.

Bütçe yok, borç çok!..

Ne yapacaksınız, ekonomik küçülmeye gitme politikasını uygulamaya koydu Sayın Orman.

Bu politikaya aynen katıldığımı Haziran ayında yapılan Mali Genel Kurulda söyledim…

Başkan ve yönetim ilkelerini koydu: Futbolcu alacaklarında ‘feda’ istedi, tasarruf amacıyla bazı amatör şubelerin faaliyetlerini geçici bir süreyle askıya aldı, çalıştırdığı takımlarda gençlere şans vererek futbolcu ve para kazandırmasıyla tanınan ve bence Türkiye liglerinin en tecrübeli hocasını takımın başına getirdi; hepsi onayladığım kararlardı…

Çok katıldığım bir karar da Qaresma konusunda idi. Rakamında indirime gitmemekte inat eden Q7’ye taviz verilmedi…

Yalnız orada bir hata yapıldı.

Q7 sezon başı kampına her şeye rağmen götürülmeli, fizik açıdan hazır tutulmalı ve 10-15 gün içinde iyi bir pazarlamayla zararına da olsa kiralanmalıydı.

Aslında Sayın Orman’ın bu çorabı Beşiktaş’ın başına ören eski başkana gidip, Q7’nin sözleşmesini feshettirip, cezai şartı Sayın Yıldırım Demirören’e ödettirmesi gerekir ya… Neyse.

Çarşamba akşam saatlerinde bir açıklama yapıyorsunuz sayın başkan “Quaresma defteri kapanmıştır”

Gerekçe olarak da anlaştığınız 750.000 USD’lık indirim miktarının son anda Q7 tarafından kabul edilmemesini gösterdiniz.

Yani kabul etseydi şu anda Antalya kampındaydı…

Yapmayın, bir daha ilkelerden b ahsetmeyin sayın başkan!..

Son cümlelerim Beşiktaş taraftarına: Önce takımınıza sahip çıkın, maça gitmeden, stadı doldurmadan, kombine biletinizi rakiplerinizin miktarında almadan, zor dönemi paylaşmadan hiçbir şekilde taşkınlık yapmaya, takımı ve kulübü yönetenleri istifa etmeye çağırmaya hakkınız yok…

Önce sorumluluklarınızı yerine getirin ve sabırlı olun.

Takımda 92,93,94 doğumlu çocuklar oynuyor. İstikrar olursa gelecek parlak…

Ve son olarak yazının ilk bölümünü bir daha okuyun, nasıl bir gelenekten gelen bir kulübe ait olduğunuzu hatırlayın…