Yalçın Karadeniz’in Gazetelerde Yayınlanmayan İlanını Atilla Türker Açıkladı
Eski Beşiktaş Divan Kurulu Başkanı Yalçın Karadeniz’in parasıyla gazetelere vermek istediği ilan yayınlanmadı. Ajansspor yazarı Atilla Türker o ilanı köşesinde yayınladı.
Atilla Türker’in Ajansspor.com’daki yazısı;
(Beşiktaş Kulübü Eski Divan Kurulu Başkanı Yalçın Karadeniz, bu seslenişi kamuoyuna duyurabilmek için büyük gazetelere ilan verdi. Parasını da ödedi. Ancak hiçbir gazete yayınlamadı)
Avukat Yalçın Karadeniz’i tanırsınız değil mi?
Beşiktaş Kulübü Eski Divan Kurulu Başkanı…
Beşiktaş camiasının çok etkili isimlerinden birisi…
Sadece Beşiktaş’ın değil Türk futbolunun önde gelen kişilerinden birisi…
ÇARPICI BİR İLAN METNİ…
Sayın Yalçın Karadeniz, geçen hafta büyük bir gazeteye ilan vermek istedi.
Şöyle ki…
Beşiktaş camiasına olan sevgisi ve sorumluluğu doğrultusunda düşüncelerini aktarmak ve gerekli uyarıları yapmak istedi.
Bu doğrultuda bir ilan metni hazırladı.
Beşiktaş Kulübü’nün içinde bulunduğu durumu çok net cümlelerle ifade etti.
İLANIN ÜCRETİNİ ÖDEDİ AMA…
Önce… Ülkemizin en büyük gazetelerinden biri ile temasa geçti.
İlan, gazetenin Türkiye baskısında yarım sayfa olarak yayınlanacaktı.
Her konuda anlaştı.
Parasını verdi.
Mevcut tarife üzerinden yüklü bir ücret ödedi.
*
PARASI İADE EDİLDİ
Ancak… Sonrasında beklenmedik bir gelişme oldu. Bu gazetenin ilgili biriminden olumsuz bir yanıt geldi. “Kusura bakmayın” denildi.
Parası iade edildi.
Sonra… Sayın Karadeniz bu kez başka büyük bir gazete ile temasa geçti.
Yine olumsuz yanıt geldi.
3. BÜYÜK GAZETE DE “HAYIR” DEDİ
Ve daha sonra… Tirajı yine yüzbinlerle ifade edilen bir başka gazete ile irtibat kurdu. Çeşitli görüşmeler yaptı. Anlaşma sağlandı. Ama sonra bu medya kuruluşu da vazgeçti.
Şu hususu önemle belirteyim. Kaleme aldığım bu konu ile pek çok bilgi verebilirim. Bu gazetelerin hangi gazeteler olduğu, ilan ücretinin ne kadar olduğu, kimlerle hangi doğrultuda ne gibi görüşmeler yapıldığı, hangi güçlerin devreye girdiği, ilanın malum nedenlerle yayınlanmadığı gibi…
Zaten her şey ortada…
Belgeler ve tanıklar da var.
Ama mevzuyu başka yönlere çekmemek ve konuyu dağıtmamak adına topa basmakta yarar görüyorum.
*
TARİHE IŞIK TUTACAK BİLGİLER, GÖRÜŞLER VE UYARILAR…
Beşiktaş Kulübü Eski Divan Kurulu Başkanı Sayın Yalçın Karadeniz’in, Beşiktaş Kulübü Başkanı Ahmet Nur Çebi’ye seslenişini, yani bu ilan metnini mutlaka okumalısınız.
İlan metninde tarihe ışık tutacak son derece önemli bilgiler, görüşler ve uyarılar var.
Unutulmasın ki… Hangi kulüp olursa olsun, eski divan kurulu başkanının duygu ve düşünceleri, her zaman ve her yerde haberdir.
Ve asıl önemli olan… Büyük Beşiktaş camiasının yüksek menfaatleridir.
*
YALÇIN KARADENİZ: BEŞİKTAŞ’I YAĞMALAYANLARA ACIMAYIN…
Sayın Yalçın Karadeniz’in ilan metninde yer alan bazı cümleleri şimdi sizinle paylaşacağım. İlan metninin tamamını ve orijinal şeklini ise bu yazının alt bölümünde görebilirsiniz.
İşte, Sayın Karadeniz’in kaleminden, Sayın Ahmet Nur Çebi’ye yönelik bazı cümleler:
“Şimdi bana herkes haklıymışsın diyor, keşke haklı olmasaydım da kulübüm batmasa idi.
Aradan 1 yıla yakın zaman geçmesine rağmen Eski Başkan (Fikret Orman) hakkında hukuki işleme neden başlamadınız?
Beşiktaş’ı yağmalayanlara, paraları çarçur edenlere acımayın…
Eski Başkan enkaz değil, enkaz çukuru bırakıp gitti.
Hesap vermelidir dediğiniz hatta hakkında karar aldığınız şahıs ve arkadaşları çıkıp ne dediler? “Görelim bakalım hodri meydan, biz yalnız mı yaptık, icra kurulu başkanı yok muydu” imasıyla adeta aba altında sopa göstererek sizi işaret ettiler.
Eski başkan (Fikret Orman) her zamanki gibi herkesi kör alemi sersem görerek, büyük bir umursamazlık içinde televizyonlarda “Ben iki şeye elimi sürmedim. Birincisi para, ikincisi transfer” diyerek, tüm olaylardan sıyrılmaya çalıştı. El insaf, el vicdan, sen iki şeyden elini hiç çekmedin ki…
Çoluk çocuğumuza ve bizden sonraki nesillere bırakacağımız en büyük ve en önemli miras olarak temiz yönetilen kulüpler bırakılmasını teminen, yapanın yanına kar kalmasın anlayışıdır.”
İŞTE O İLAN METNİ
————-
BJK BAŞKANI SN. AHMET NUR ÇEBİ’YE BİR SESLENİŞ
Sayın Başkan; Beşiktaş’lılık aidiyeti içinde sevgili kulübümüzün genç başkanların devamında özellikle son dönemde; yanlış yönetim anlayışı ve belki de kötü niyetin sonucunda batma noktasına getirilişi hatta elektrik ve su paralarının dahi ödenemediği ortamda büyük farkla seçilerek geldiğiniz başkanlıkta devraldığınız tam takır bir bütçe, ödenemeyecek kadar büyüyen (10 kattan fazla) borç yanında as elemanlarının paralarını alamadıkları gerekçesiyle kaçmaları sonucu yazması ve söylenmesi güç de olsa 4. sınıf bir takım ve de darmadağın olmuş camiaya ilaveten doğruyu söyleyenin dışlandığı ve kovulduğu, uyduruk bahane ve cezalarla üyelerine hak mahrumiyeti verildiği menfaat grupları dışında herkes tarafından üzüntü duyulan birçok arkadaşımızın mağdur edildiği kulübü devraldınız. Eyvallah……….
Yazıyı kaleme alırken; sizin bana olan sempati ve itimadınızı benim size olan güven ve sevgimi düşünerek yanlış anlaşılmaktan çekindim. Şimdi bana sen de mi? Brütüs demeyin üzülürüm. Ben bildiğin tanıdığın düz bir adam YALÇIN KARADENİZ’im.
Hatırlarsan 5-6 yıl önce halen Divan Başkanı iken bugün yaşadığımız korkunç mali çıkmazı ve olası kulübün batışını mutat Divan toplantılarında herkesin ve Başkanın önünde “Deniz bitti, bitiyor, şapkanızı önünüze alıp düşünün” derken kehanette bulunmamıştım. Bilançoları dikkatli takip ederek okumak bu durumu anlamak için yeterliydi. Ancak kulübün o günkü Başkanına karşı Divan üyelerimin desteği sayesinde seçim ile asla kaybetmeyeceğim makamımı tasarladığı komplo ile uyduruk ve sipariş sonucu bir “”KINAMA” cezası ile kaybettirildim. Esasen Başkan benim gibi doğruyu gören ve söyleyeni değil yanlışı kabul eden biat edeni istiyordu. Zaman, esasen kimin kaybettiğini ortaya koydu. Şimdi herkes haklıymışsın diyor, keşke haklı olmasaydım da kulübüm batmasa idi. Saniyen sevgili kulübüm için bu ve buna benzer yanlışlık ve arsızlığı önlemek için aynı inanç ve yüreklilikle tek başıma da kalsam mücadeleme devam edeceğimi siz dostlarım ve beni tanıyanlar bilirler.
Gelelim esasa; seçimlere 3-4 gün kala rakibiniz Sayın Adalı’nın Kulübün her yönden 7 yılını özellikle mali olmak üzere incelemeye aldıracağını sonucunda varsa usulsüzlük varsa arsızlık varsa uğursuzluk halinde mesulleri ve müsebbipleri için mahkemelere gideceği hakkında açıklama yapması üzerine bu defa siz 7 sene yetmez benim içinde olduğum 10 senelik süreyi Kulübün Denetleme Kurulu ile birlikte uluslararası bir gözetim şirketine vereceğinizi haklı ve isabetli olarak açıkladınız. Yani kimseden korkmadığınızı ve hiçbir şeyden çekinmediğini anlattınız. Ağzınıza sağlık.
Camianın ……….. paralar nerede? Çığlıkları ile çalkalandığı, mezar duvarlarına, taşlarına ve çöp kutularına aynı ifadelerin yazıldığı hatta statlarda toplu halde aynı sloganların bağırarak tekrarlandığı ve hepimizin başımızı öne eğdirdiği bir ortamda tutumunuz ve seçim vaadi olarak yaptığınız açıklamalarınız taraftarın yüreğine adeta su serpmiş ve her 2 Başkan adayının konu ile ilgili süre farkı olsa dahi aynı düşünce içinde olmaları Kulüp üyelerini ve taraftarlarını aktif moddan bekleme moduna getirdiği vakıadır.
Diğer taraftan 7 Ekim 2020 günlü gazetesindeki ismiyle anılan “yerinde” Sayın Hıncal Uluç sizin nasıl bir Beşiktaş aldığınızı veciz bir şekilde yazarken “Fikret Orman denen adam, Beşiktaş’ı milyarlarca borca sokup sevgilileri ile mavi yolculuklar, Bodrum, Çeşme, Bebek üçgeninde sarmaş dolaş resimler çektirip medyatik hasretini bu defa magazin sayfalarında giderme yoluna çıkarken Fikret Orman ona (Ahmet Nur Çebi’ye) enkaz değil çukur bıraktı, uçurum çukuru” diyorken, bu defa sporun önemli yazarı Erman Toroğlu 16 Ekim 2020 günkü makalesinde “Ormanın Dosyaları açıklansın” diyerek “………… sonra Ahmet Nur Çebi geldi, o da aynı Fikret Orman’ın bütün harcamalarını bağımsız bir şirketin denetimine verdi. Ama tesadüfe bakın o da açıklamıyor. Mali Genel Kurulda açıklayacakmış. Kardeşim o kadar niye bekliyorsunuz, elinizi tutan mı var?” diyor.
Pandemi nedeniyle raporun verilmesi ve açıklaması uzadı ifadesi gerçek bir ifade olmakla beraber camiamız içinde kulübünü seven bugüne kadar suskun kalmış bir kesimin hakikatın henüz ortaya çıkmamasından kaynaklanan sabırsızlık ve kulaktan kulağa fısıltı şeklinde ifadeler gittikçe artmaktadır. Hak etmediğiniz bu duruma dost olarak üzüntü duymaktayım, olası hukuki safhaya kadar Başkan olduğunuz için hedefteki adam sizsiniz. Başkanlığa devam edeceğinize göre hedef olmaya da devam edeceksiniz demektir. Bu kadar fedakarlık kimin için ne için? Şimdi Sayın Başkanım bu konuların yüz yüze ya da telefonda bildirmedin de ilan yolunu seçtiğini duyar gibiyim. Haklısınız öyle yapmayı istedim ancak Başkanlığa seçiminizden kısa bir süre sonra yani 19.11.2019 tarihinde kayıtlarınıza giren temenni ya da öneri şeklindeki yazıma cevap alamadığım cihetle iyi ki yazdın ya da yanlış yazdın vs. gibi bir iş’arınız da olmadı. Bu kadar sıkıntı ve iş içinde sizin için bana göre çok önemli konu açısından bu yolu tercih ettim. Başka bir düşüncemin olmadığını ifade etmek isterim.
Sayın Başkan ismini anmak istemediğim eski başkanın görevde kaldığı süre içinde nerde mikrofon görse “Beşiktaşlılık duruşu, ben kulübü saraydan değil Çağlayan’dan aldım. Yanan eve daldım, yanan evi kurtarmak için daldık çıkışı da kapattık, sokabileceğim her hesabı soracağım, Beşiktaş’a kim zarar verdiyse karşılığını görecek, kimseye borcumuz yok, kapıda bekleyen bir alacaklı var mı? Kulübü her bakımdan Avrupa’nın en büyükleri arasına sokacağım, Uzak Doğu’ya gideceğiz, 100 milyon taraftar projemiz var, biz yedi yetimin hakkını korumaya geldik.” gibi dedi dedi dedi, herkesi kandırdığını zannederek 431 milyon TL. borç ile aldığı kulübü bu borcu tam 10 katından fazla arttırarak hakikaten enkaz değil enkaz çukuru bırakıp giderken sizin Posta gazetesindeki en son beyanınızla “Lambaları yanmayan karanlık odalar , CEO’su ortalarda görünmeyen , hiçbir evrakın bulunmadığı boş dolaplar ve bir sekreterle kulübü devralırken, borçlar sözleşmeler ve ödemeler ile ilgili karşılaştığım rakamlar karşısında sabaha kadar uyuyamadığım günler oldu.” derken büyük bir olayı açıklıyordunuz, dağınık bir camia ve futbol takımı, bomboş tamtakır bir kasa, ödenemeyecek bir borç miktarı, işte enkaz bu, enkaz çukuru bu.
09.01.2020 tarihinde yaptığınız A.Ş. Genel Kurulunda A.Ş.’nin ana faaliyeti olan futbolcu alım ve satımı ile ilgili kararlarda yönetim kurulu üyelerinin bilgisi ve imzaları olmadığı cihetle sorumlu tutuklamayacaklardı göz önüne alınarak ibra edildiği, alınan A.Ş. kararlarının tamamen Futbol A.Ş. yi taahhüt altına sokan edimleri ve taahhütleri eski başkanın imzasıyla sabit olduğu cihetle sorumlu gördünüz ve ibra etmediniz ve böylece devrin başkanının hesap vermesi gerektiğini beyan ettiniz. Ağzınıza sağlık, hak ve hukuka göre iyi yaptınız. Ancak aradan 1 yıla yakın bir zaman geçmesine rağmen adı geçen başkan hakkında hukuki işleme neden başlamadınız. Hukuki işleme başlamayı geciktirince Yönetim Kurulunuz olarak hep birlikte birilerine cesaret verdiniz.
Hesap vermelidir dediğiniz hatta hakkında karar aldığınız şahıs ve arkadaşları çıkıp ne dediler? “Görelim bakalım hodri meydan, biz yalnız mı yaptık, icra kurulu başkanı yok muydu imasıyla adeta aba altında sopa göstererek sizi işaret ettiler. Hatta adı geçen eski başkan her zamanki gibi herkesi kör alemi sersem görerek, büyük bir umursamazlık içinde televizyonlarda “Ben iki şeye elimi sürmedim.
Parmaklarıyla göstererek 1- Para, 2- Transfer diyerek, böylece tüm olaylardan sıyrılmaya çalıştı.” El insaf el vicdan, sen iki şeyden elini hiç çekmedin ki. Başından sonuna kadar hep elin bu iki şey dediğinin içindeydi. Zaten işin doğasında bu vardır, bu dün de böyle idi, bugün de böyledir. Başkanın bilgisi olmadan hiçbir sporcu transfer edilemez, satılamaz, beş kuruş ödeme yapılamaz. Kulübün rutin işlerinden olan bu durumlarda asıl olan doğru ve açık çalışma neticesi hesap verememe durumuna düşmemektir.
Şimdi sonuç olarak kulüp yönetimleri Başkan dahil fahri çalışma yerleridir. Buralar para kazanılacak yerler değildir. Şuyuu vukuundan beterdir atasözünün anlamı içinde bundan sonra gelecek yönetimlere emsal teşkil etmesi ve çoluk çocuğumuza ve bizden sonraki nesillere bırakacağımız en büyük ve en önemli miras olarak temiz yönetilen kulüpler bırakılmasını teminen, yapanın yanına kar kalmasın anlayışı ve disiplini içinde kulübümüzün bugüne kadar görev yapan 40’a yakın muhterem başkanların hiç birine ama hiç birine, ……….. paralar nerede diye bağırılmadığı ve yazılmadığı göz önüne alınarak kulübün zarara girmesine sebep ve müsebbipleri belli olanlara, kulübü maddi ve manevi hazin duruma düşürenlere, Beşiktaş’ı yağmalayanlara, paraları çarçur edenlere acımayın, gerekli hukuki işlemi bir an evvel başlatın. Bunu kulübün hakiki sahipleri üye kardeşlerimin kulübün her kademesinde çalışmış bir büyüklerinden sizlere ulaşmak için benden talepleri olarak değerlendirin Sayın Başkanım.
En derin saygılarımla.
Av. Yalçın KARADENİZ