Tarihsel Semtleriyle Beşiktaş
Arnavutköy: Bebek ile Kuruçeşme arasında yer alan ilk çağda adı Hestai olan Arnavutköy’ün adını nereden ve hangi nedenle aldığı bilinmemektedir.Ayios Mihael Kilisesi burada yer almaktadır.Arnavutköy 16.yy da bağları,bahçeleri,korularıyla istanbul’un ünlü mekanlarından birisi olarak bilinmektedir.19.yy’ın ortalarına kadar nüfusun çoğunluğunu Rum ve Museviler oluşturmaktaydı.18. ve 19.yy’larda çıkan yangınlar büyük zararlar meydana getirmiş yalıların,köşklerin büyük bir bölümü yanmıştır.Örneğin 1883 yılında iskele başındaki 18 evin,1887 de 264 evin,1908 de 109 evin yandığı kayıtlara geçmiştir.Hatta bu yangınların artmasından dolayı Yahudiler bölgeyi terk etmişler, böylece yerlerine Türkler yerleşmiştir.
Günümüzde Arnavutköy çevresinde yaşanan büyük değişimler göze çarpmaktadır.Ortaköy’den Arnavutköy’e uzanan yolun dar olması sebebiyle deniz tarafında bulunan binaların çoğu yıkılıp tramvay yolu,sahil yolu haline getirildi.Sahil yoluna birçok apartman inşa edildi.Oldukça hızlı bir yapılanmaya giden Arnavutköy’de arsa ve bina fiyatlarında artışlar yaşandı.Şu an semt gece kulüpleri,gazinoları barları,restaurantları ve farklı seçenekleriyle oldukça canlı ve eğlenceli olanaklara sahiptir.
Aşiyan:Bebek ile Rumelihisarı arasında bulunan semte eskiden denizde iri kayaların bulunmasından dolayı kayalar köyü olarak isim verilmiştir.Evliya çelebi ön kayalar denilen bölgede o dönemlerde yaklaşık 50 civarında ev bulunduğunu belirtmiştir.
Yine önemli yazarlardan Kömürciyan ve İnciciyan sahilde küçük bir mescitin,birkaç bahçenin ve bir Müslüman mezarlığının bulunduğunu kaydetmişlerdir.Bu mezarlık boğaz içindeki ikinci önemli mezarlıktan birtanesiydi. Günümüzde sahil ve sırtlar Aşiyan semti olarak bilinmektedir.Aşiyan’ın kelime anlamı ‘kuş yuvası’dır.Semt ismini şair Tevfik Fikret’in burada bulunan evinden almıştır.
Balmumcu:Bugünkü Balmumcu mahallesinin bulunduğu yerde II. Mahmud dönemlerinde yine Balmumcu adında bir çiftlik vardı.Çiftlik meyve bahçeleri ve çavuşüzümü ile tanınmıştır.Balmumcu kasrı diye bilinen köşk ise Abdülaziz döneminde yapılmıştır. 1960’larda Barbaros bulvarının açılmasıyla bölgede büyük değişimler yaşanmaya başlamıştır. Günümüzde 3000’e yakın sakini bulunan mahallede büyük iş merkezlerinin de inşa edilmesiyle gündüz nüfusu oldukça artmaktadır.Balmumcu’da iki önemli yol bulunmaktadır; Şakir Kesebir ve Zincirlikuyu Yolu sokakları.Aynı zamanda mahalle Gayrettepe, Levazım, Mecidiye ve Yıldız mahallelerine komşudur.Genellikle yüksek gelirli kimselerin ikamet ettiği hareketli bir yerleşim yeridir.
Bebek: Semtin tarihine baktığımızda milattan öncesine dayandığı ve ilk isminin Hallai olduğu bilinmektedir.Bebek isminin ise İstanbul’un fethi sıralarında ortaya çıktığı rivayet edilmektedir.Evliya Çelebi Bebek isminin II. Mehmed’in Rumeli hisarı yapılırken asayişten sorumlu olarak atadığı Bebek Çelebi lakaplı bir bölükbaşından geldiğini yazmaktadır.Bebek Çelebi’nin semtte bir bahçe ve köşk yaptığı,ölümünden sonra da semt in bebek adıyla anılmaya başlandığı belirtilmektedir.Evliya Çelebinin yanı sıra birçok yazılı kaynakta bu şekilde yazmaktadır.Bebek III. Ahmed ve sadrazamı Damat İbrahim Paşa zamanına oldukça ünlü bir semt haline gelmiştir.Bu dönemlerde bebek bahçesine çeşitli yapılar inşaa edilmiş, semtin nüfusu artmış ve semte bir canlılık gelmiştir.19.yy’da tramvay ve vapur seferlerinin eklenmesiyle semt yazlık olmaktan çok günlük yaşanılacak bir yer haline gelmiştir.19.yy sonlarına doğru ise özellikle sahil sırtlarına zaten var olan yalılara köşklere yenileri eklenmiştir.Günümüzde Bebek oldukça lüks bir yerleşim yeri olarak bilinmektedir.Nüfus açısından bakıldığında eskiden olduğu gibi yine yabancı kesim göze çarpmaktadır.
Etiler : Buradaki ilk villalar Etiler yapı kooperatifi tarafından yapılmıştır.Etiler mahallesi de ismini bu yapı kooperatifinden almıştır.Etilere ilk toplu konutlar yapılmaya başlandığında Etiler çevresi yeşillikler,tarlalar, kırlar ile kaplıydı.1960’lardan itibaren ise Etiler çevresinde apartman daireleri kurulmaya başlandı.Yeni evler siteler ve apartmanlar Etiler çevresine kuruldu ve semt oldukça gelişti.1980 yıllarının sonlarında ise semt renkli gece yaşamıyla,lüx retaurant ve mağazalarıyla meşhur bir yer haline geldi.Yine aynı yıllarda birçok eğitim kurumu da eklendi.Örneğin; İstanbul Üniversitesi işletme fakültesi,Boğaziçi üniversitesinin kütüphane ve arşiv binaları,Anadolu meslek lisesi ve birçok özel okul…Ayrıca 1994 yılında açılan ünlü mağazaları kapsayan İstanbul’daki en görkemli ve meşhur alışveriş ve iş merkezi sayılan Akmerkez semtin girişine yakın olan Nispetiye caddesi üzerindedir.
Kuruçeşme: Boğaiçi’nin Rumeli yakasında Arnavutköy ile Ortaköy arasında yer alır.Bithias,Kalamos,Amopolos gibi isimlerle anıldıktan sonra son olarak günümüzde Kuruçeşme olarak bilinmektedir.Semte ismini veren çeşme Osman Efendinin yaptırdığı ve bugünde ibadete açık olan caminin alt katında ve doğu cephesinde harimin hemen altındadır.Çeşme 1983 de restore edilmiştir.17.yy’larda köyde Müslümanlar,Yahudiler,Rumlar ve az sayıda Ermeniler yaşamaktaydı.Günümüzde de faal olan kiliseler vardır ancak Sinagoglar ve Yahudi mezarlıklarından hiçbir kalıntı kalmamıştır.
19.yy başlarında semt İstanbul’un ünlü mekanlarından birtanesiydi.Hatta bu semtte oturabilmek için Padişahtan özel izin alınması gerekirdi.Müslümanların ve azınlıkların oturdukları yapıların boyaları,yükseklikleri farklı olurdu.Örneğin;Müslüman yapıları aşı boyası,beyaz,yeşil;azınlık yapıları ise kurşuni ve sarı renklere boyanırdı.
Kuruçeşme uzun yıllardan beri önemli bir yerleşim merkezi olmuştur.Tarihi açıdan oldukça zengin olan semt günümüzde yaklaşık 4000 kişilik nüfusa sahiptir.
Levent: 18.yy’da Osmanlı döneminde bu yörede bulunan Levent çiftliğinden adını alan Levent mahallesi,1.Leventten 4.Levent ve yeni Levent’e kadar bölüm bölüm kurulmuştur.Uzun yıllar sonra ise kent içi yoğun bir yerleşim alanına dönüşmüştür.Levent’in ilk evlerinin yapımına Emlak Kredi Bankası toplu konut projesi ile 1947 yılında başlanmış,1950 yılında ise 1.Levent tamamlanmıştır.Bu civardaki evler küçük bahçeli bir veya iki katlı evlerden meydana gelmekteydi.1.Leventteki evlere gösterilen ilgi üzerine büyük ve villa tipi olarak planlanan 2. ve 3. Levent konutlarının inşaatına başlanmıştır.4.Levent’te ise diğerlerinden farklı olarak daha lüx ve çok katlı apartman dairelerini kapsayan bir yapılaşma oluşmuştur.
1960’lar sonrasında Levent’in yapılaşma anlamında görünümü oldukça değişmiştir.Böylece semtin nüfusunda hızlı bir artış yaşanmış,trafik açısından da İstanbul’un yoğun bölgelerinden birisi haline gelmiştir.1980’lere doğru baktığımızda ise Levent yavaş yavaş ikamet yeri olmaktan çok ticaret ve eğlence merkezi olmaya başlamıştır.2.,3. ve 4. Levent’te özellikle Büyükdere caddesinde büyük holdingler kurulmaya başlarken ,1 Levent’te daha çok küçük şirket yerleşmeleri yaşanmıştır.Kuruluş yıllarından itibaren birçok sanatçı,bilim adamı,yazar,aydın Levent’te oturmuştur.Günümüzde ise evlerin geneli şirketler ve eğlence mekanları olarak kullanılmaktadır.
Ortaköy: İlk çağlarda ismi Arkheion olan Ortaköy, tarihi çağlardan beri farklı kültürlerden,inançlardan gelen birçok topluluğu(Türk, Rum, Ermeni ve Yahudi) içinde barındırmış ve hepsinin hoşgörü içinde yaşadığı bir ortam olarak da tarihe geçmiştir.Hatta son yıllara kadar İsa’nın vaftizinde haçın suya atılması yortusu Ortaköy iskelesinde yapılmaktaydı.Türkler ilk olarak Ortaköy’e I.Süleyman zamanında yerleşmeye başlamışlardır.17.yy ortalarında dere içinde bir İslam mahallesi ve kıyı kesimde ise yalılar bulunmaktaydı.Ancak yalılardan günümüze ulaşan olmamıştır.Bunun sebebi de 1871 yılında Çırağan sarayının yapımında geniş bir alan elde etmek için birçok yalının yıkılmasıdır.
Ortaköy tarihi zenginlik ve kültür bakımından oldukça önemlidir.Yabancılar tarafından sık sık ziyaret edilen bir yer olmasının diğer sebebi de üç dini temsil eden üç yapının bir birine yakınlığıdır.Günümüzde Ortaköy’ün tarih kokan birçok yapısını ön plana çıkarmak için geniş çaplı projeler hayata geçirilmiştir.
Yıldız:Yıldız’ın kuzeyinde Barbaros bulvarından ayrılan Beşiktaş Boğaziçi köprüsü bağlantı yolu,batısında Ihlamur ve Dikilitaş semtleri,doğusunda Yıldız Parkı ve güneyinde ise Serencebey Yokuşu yer alır.Yıldız Sarayı ve Yıldız Parkı oldukça geniş bir alanı kaplamaktadır.Saray ve semt yeşillik yamaçlar üzerine kurulmuştur.Bu geniş arazi I.süleyman zamanında oldukça ,ilgi görmüştür.18.yy da ise III.selim annesi için buraya bir kasr yaptırmış ve kasra Yıldız adını verdiğinden yöre o dönemden itibaren yıldız olarak anılmaya başlamıştır.
Yıldız sarayı II. Abdülhamid zamanında büyük bir değişim geçirmiştir.Sarayın içine tiyatro, müze, kütüphane, eczane, mescit, hamam, tamirhane, marangozhane, atölyeler gibi birçok bina inşa edilmiştir.Yine Abdülhamid zamanında sarayın çevresine birçok karakol binası yapılmıştır.Yıldız sarayının bir bölümü harp akademileri olarak kullanılmıştır,bu bakımdan semtte genellikle asker ve memur nüfusu fazlaydı.1960’lardan sonra ise diğer semtler gibi Yıldız da yerleşme planı açısından büyük bir değişime uğramıştır.Günümüzde semt trafik açısından çok yoğun bir bölgedir.