Beşiktaş

“Sorumlusu kulüp başkanı ve futboldan sorumlu yöneticiler”

BirGün ve NationalTurk yazarı Müslüm Gülhan, Beşiktaş'ın gündemini Duhuliye'ye değerlendirdi.

Soru: “Beşiktaş, Çarşamba günü saat 18.30’da Malmö maçına çıkacak. Maçın oynanma saati taraftar açısından handikap oluşturacak gibi duruyor. Malmö maçı öncesi son maçlardaki mental ve fiziksel düşüşe başlama saati itibariyle olası taraftar eksikliğini de eklersek nasıl bir maç bizi bekliyor?”

Müslüm Gülhan: Kadro mühendisliğinin anlamını bilmek gerek.

Sorun tek başına ne Lyon maçı, ne Galatasaray maçı, ne de Kasımpaşa maçıydı.

Sorun bu takımın hangi kurumsal kurgu üzerinden yapılandırıldığıdır.

Takımlar artık sahaya ilk 11 üzerinden değil ilk 15 hatta 16 üzerinden çıkmaktadırlar. Bu kadar maç yoğunluğu içinde sürekli aynı 11 ile oynamak mümkün değildir. Bu gerekçe bütün takımların aynı seviyede alternatifli kadro kurmalarını zorunlu hale getirmiştir.

Temel bakış açısı; böyle bir takımın kurulmasının gerekçelerinin doğru analiz edilip edilmediğidir. Bu sadece ilk 15 için değil, ilk 11 olarak maça başlayan takımdaki tüm mevkilerde oynayan oyuncuların, kendi mevkilerindeki farklılıklara rağmen aynı kalitede bir bütünlük oluşturup oluşturmadığıdır. Bunun sorumlusu kulüp başkanı ve futboldan sorumlu yöneticiler ve profesyonel çalışanlardır.

Çünkü, kaleciden başlayarak santrafora kadar gelen kadro bütünlüğü, kendi mevkilerindeki farklılıklara rağmen birbirlerini tamamlamaktan oldukça uzak noktada bulunmaktadır. Özele indirgediğimizde Rafa Silva ve İmmobile oynamadığı zaman takımın seviyesi aşağıya inmektedir.

Sistem bütünlüğü içinde de farklılıklar tabii ki olabilir. Bunu da bertaraf edecek olan sistem bütünlüğünün sağlamış olduğu avantajları sahada yaratmaktır. Bu noktada teknik direktör devreye girmekte.

sampiyonlar ligi WTS 2

Teknik direktör, bu periyot içinde kendi iradesini gösterecek çok fazla süre doğmasına rağmen bunların karşılığını sahaya koyamamıştır. Bu da seçimin doğruluğunu tartışmaya açmaktadır. Bir senedir boşta olan ve Avrupa’da sıkıntılı süreç yaşayan birinin, son derece teknik direktör müdahalesine ihtiyaç duyulan bir lige ve bir takıma gelmesi ne kadar doğruydu?

Bakın Samsunspor’a… Tahtası kapalı olmasına rağmen, Beşiktaş’ın iki oyuncu parasına kurulan takım şu an ligde Beşiktaş’ın üstünde ikinci sırada. Bu tamamen yönetimin ve teknik direktörün başarısıdır.

Beşiktaş’ın her iki noktada da sorunu var.

Hem yönetim bazında transferlere baktığımızda sorun var, hem de sistem bütünlüğü bakımından baktığımızda sahada sorun var. Bunlar zincirleme reaksiyonlardır.

Aboubakar, Colley, Muleka, Cenk neden gönderildi? Kadro bütünlüğü içinde olması gereken isimlerdir bu oyuncular. İmmobile’nin alternatifini Mustafa olarak düşünmek oldukça cesaret isteyen bir karar. Sonuçları bakımından bir devamlılığının olması mümkün değil.

Türkiye’de futbol sadece sonuç odaklı olduğundan, tüm antrenörler buna bağlı olarak oyuncu kalitesi üzerinden kısa vadede hemen sonuç almaya çalışmaktadırlar. Galatasaray ve Fenerbahçe buna göre yatırımını yaptı. Verilen paraların yüksekliği oyuncu da karşılığı olup olmaması sonuçlarda ortaya çıkmaktadır.

Beşiktaş, hem maliyet konusunda çok yüksek bedeller ödedi, hem de oyuncu kalitesi bakımından Silva ve İmmobile hariç hiçbir randıman alamadı. Bu noktada iki kulüpten ayrılmaktadır. Zaten altyapıdan oyuncu yetiştirme bakımından her üç takımda fişi çekmiş durumda. Bu da sıfır maliyetle oyuncu yetiştirip Avrupa kupalarında oynatıp yüksek meblağa satma fırsatın kullanmak istemedikleri anlamına gelmektedir. Mustafa gibi yetenekli fakat eksikleri olan oyuncuyu ilk 11 oynatıp, buradan beklentiye girmek ise hüsrana zemin hazırlamaktan öteye gidemez.

İkinci önemli etken. Bu çok yüksek borçlanmayı karşılamak için en iyi katma değeri Avrupa kupalarında kazanmak gerek. Çünkü şampiyonluk dahil hiçbir başarının maddi karşılığı Türkiye’de yeterince yoktur. Futbol artık finansal bir oyun haline geldiyse bunun koşullarına uygun örgütlenmek gerek.

Günlük başarılara kitlenip kalmanın ve troller üzerinden algı manipülasyonu yaparak hataları yokmuş gibi göstermenin karşılığı yoktur. Top çizgiyi geçmediği sürece bu tip hamlelerin karşılığı olmaz. İşte son maçtaki boş sandalyelerin anlamı budur. Yoksa maçın 18.30’da olması hiçbir Beşiktaşlıya engel değildir.

“Hasan Arat için illüzyonist demeye devam edeceğiz”

Dikkati Çekenler

Başa dön tuşu