Her maçı Barça’lamaktıysa, bu neydi?
Dün gece Nou Camp’ta yine elim bir hadise yaşandı. Real, El Clasico’da bir randevuyu daha hüsranla kapatırken, sonuç bu kez utandırıcı oldu.
İsyan eden, otoriteye baş kaldıran burada değilse, başka ülkenin derdiyse, biz onun yanında olmayı severiz. Sempatik gelir. Nasıl olsa bizim sorunumuz değil. Gerek ülkemizde, gerekse dünyada bundan kaynaklanan bir Barcelona hayranlığı vardır ki bitmez. Her Real-Barca maçı öncesi Barcelona taraftarları sarar forumları, gazetelerin yorum köşelerini, Katalan oluverir beşer. Her Grand Prix öncesi, görünmeyen bir düşman karşısında birleşen Ferrari taraftarları gibi biraz. Biz de bu savaş içinde biraz da bu haksız cepheleşmeye inat, Kralın tarafında seçtik zamanında yerimizi, açıkçası gençliğimizde sıkı da zaferler yaşadık Santillana, Hugo Sanchez yıllarında, ama işler son 20 yıl feci değişti.
BARCELONA REAL MADRID MAÇININ ÖZETİ İÇİN TIKLAYIN
İstatistiklere baktığımızda, beraberlikleri çıkarıp, iki taraftan birinin galip geldiği maçları incelediğimizde, son 30 galibiyetli maçın 20’sinde Barcelona zaferleri göze çarpıyor. Son 5 maçta ise 5 galibiyet ve bunların 4’ünde Real’in golü bile yok. Gol atmayı başardığı maçta yediği ise 6. Dün bir başka ıstırap: 5
Real’in, Messi’yi –en azından skor anlamında– durdurmayı başardığı maçta bile 60. dakikada pert olmasını, tabii ki sırf Barcelona’nın futbol aşkı ve muazzam oyun örgüsüyle açıklamak bile mümkün. Bu tehlikeler bile bu kadar ortadayken, bir de Mourinho’nun sezon başından beri Barcelona’yı hedef alan ve taciz ile tahrikten başka bir şeye yaramayan açıklamaları, Ronaldo’nun ileride hocası bile olabilecek saygın bir profesyoneli itip kakması, Barcelona’nın işi iyice kıyıma çevirmesine sebep oldu.
Dün 4’ten sonra Casillas’ın yüzündeki acı ve çaresizlik dolu ifadeyi hiçbir televizyon izleyicisinin kolay kolay unutabileceğini sanmıyorum. Çocuğum falan olsa, ağlardım. “Dayan babacım, yarım saat kaldı…” falan diye mırıldanır, onun için dualar ederdim.
Lise yıllarında kalecilerimizden birinin hasta olduğu, yedeği olan eşekoğlueşeğin mazeretsiz gelmediği bir maçta kaleye geçmiştim. Maç 20. dakikada 5-1’e geldiğinde korkudan tuvaletim gelmişti. Dünya üzerindeki birçok kaleciye veya kalecilik yapmış kişiye ilaveten, o hissi ben de o yüzden iyi bilirim. Casillas’ın hacet ihtiyacını o yüzden iyi anladım. Ama bu iş bu şekilde sonlanacak, bu kadar kolay bitecek gibi değil. El Clasico tarihinde 18 golle liderlikte bulunan di Stefano’yu yakalamakta kararlı olan 7 gollü Messi’nin asist dışında skor olarak da devreye girmek için sabırsızlandığı, Xaviesta A.Ş.’nin doymadığı, doymayacağı bir rekabet daha yıllarca bizi ve Real’i bekliyor…
Teoman Akben
[adrotate group=”74″ banner=”79″]