HaberSpor Haberleri

Milli Hafta

Teoman AkbenFutbolda Estonya ve Bosna maçlarına ilaveten, basketbolda başlayan Avrupa Şampiyonasıyla tam bir milli hafta içindeyiz. Gerçi Bosna maçının iki gün sonrasında tüm milli heyecan rafa kaldırılarak gözler haftasonu oynanacak Galatasaray-Beşiktaş maçına çevrilecek, ama şimdilik gündemden yana oluşturalım bu haftanın yazısını.

Gergin ve akabinde sorunlu başlayan Estonya maçı, bir şekilde aşılarak geride bırakıldı. Maçın en ilginç detaylarından biri, yüzünde “Uzun süredir sakatlanmıyorum ve bundan rahatsızım” ifadesiyle başladığı maçta, Gökhan Zan’ın kısa sürede kenara gelerek milli haftayı başarıyla kapamasıydı şüphesiz. Takımda ilaç için bir tane Beşiktaşlı bulunmaması ise bir başka nottu. Yabancılar, devşirmeler, artı ikiden oynayanlar derken, takımlarda zaten Türk mü kaldı diyeceksiniz, o da doğru, ama Galatasaray aynı tüzükle 4 kişi çıkartırken ilk on bire, bizim geçmiş yılın şampiyonu olarak temsilcisiz kalmamız eni konu ayıp. İngiltere milli takımında bir tane Manchester United’lı, İspanya milli takımında bir tane Barcelona’lı olmaması ne kadar garip olurduysa, o kadar garip. Bize benzeyen, içinde bir tane Wolfsburg’lu olmayan Alman milli takımı var bir de. Beşiktaş’ı Bayern Münih yerine ülkenin Wolfsburg’u yapanlar utansın.

Şimdi sırada Bosna maçı bekliyor. Normalde buradan galibiyet zor çıkar. Rakip, her hattıyla futbol oynayan bir takım. Ama dünkü röportajlarında “Estonya’nın iki gol attığı takıma biz atamayacak değiliz” diyen forvetlerini bizim çocuklar da okuduysa, ben diyorum ki bu maçı sıfıra karşı kalelerinde ya 3 ya 5 golle kapatır Müslüman kardeşler. Futbolda öyle laflar yok. Öyle bir laf ki, Estonya’yı ayrı aşağılıyor, Türkiye’yi ayrı küçümsüyor. Futbolda öyle oranlamalar yok. “O ona bu kadar attıysa ben ona bu kadar atarım, bundan da bu kadar yerim…” E hiç çıkmayalım bari maçlara. Madem nasıl olsa orantı kurarak bitiyor işler…

Son olarak Dev Adamlar… Tanjevic’e bunca yıl tahammül etmenin karşılığı, şu şampiyonada ‘madalya hedeflemek’miş. Bunu da öğrendik. Uh-Ah Dev Adamlar’ın şampiyonluk kovaladığı yılları ne zaman görebileceğiz, merak ediyor olmalı Türk halkı. Madalya ne demek, “Üçüncü olursam başarılıyım ben, dokunmayın bana” demek. Yani yarı final demek. Yarı final demek ne demek, en iyi 4 takımdan biri olmak demek. Yahu Avrupa’da zaten kaç takım var? Bizle beraber, say, Yunanistan, Hırvatistan, İtalya, İspanya, Litvanya, Rusya, altı takım. İtalya turnuvada yok, 5 takım. Geriye kalanlardan yenemediğin var mı bugüne kadar? Yok. E neyin madalyası? Neden şampiyonluk değil de “madalya”? Yani sen bu 5 takımdan ikisini geçebileceksin, ben sana başarılı diyeceğim?

Basketbolcu arkadaşlar kusura bakmasın. Başlarındaki meymenetsiz koçları da. Onların hedef diye koyduğu, bize akıllarınca başarı diye yutturacağı şeyi futbolcular veya teknik direktörleri denemeye kalktığında medyada linç edilirler. O “Spor sayfalarında sondan üçüncü sayfada ancak yer bulabiliyoruz!” diye sitem ettikleri medya onların şu lafını birinci sayfaya taşımış olsaydı ve şu ülkede adam gibi bir basketbol kamuoyu olsaydı, federasyon onları bir daha şampiyonalara falan yollamazdı. Dua etsinler üçüncü sayfadalar.

[adrotate group=”3″]

Dikkati Çekenler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu