Hasan Arat’ a yakılığıyla bilinen Dr. Mehmet Kerem Doksat kendi köşende anılarını yazmaya devam ediyor.
Mehmet Kerem Doksat bu hafta yakın dostu olduğu bilinen Hasan Arat ile ilgili ilginç bir yaz kaleme aldı ve aman dikkat dedi.
Benim insana yatırım yapan Çukurovalılarım bitmek bilmez vallahi.
Çok “low profile” giden ama sessiz sedasız araba süren bir kişi var yeni yolunda: Hasan Arat.
Hasan, benim Adana’dan çok eski arkadaşımdır.
Ağabeyi Hıfzı Arat çok iyi futbol oynardı. LIONS’ta üst düzey yöneticilik yaptılar karı koca; baş olmayı çok severlerdi.
Hâttâ tarihimizdeki en ufak “cep herkülünün” şerefine bir toplantı yaptılar, sigara dumanından göz gözü göremiyordu.
Dayanamayıp itiraz edince biraz tedbir aldılar. Mühim olan herkül değil, “biz güçlüyüz” demekti, ben öyle anladım.
Bir gece sevgili karısının hastalığı içinden Amerikan Hastanesi’ne çağırdılar apar topar; eh, eski dostlar, ve gittim tabii, gerekeni yaptım. Benim en büyük doktor olduğum kafama kazındı ama beş kuruş ödenmedi.
Hasan Arat da öfkelendi mi taşı gediğine koyardı.
Anası ve babası dünya tatlısıydılar.
Çok yemeklerini yedik.
Sonra İstanbul’da büyük işler kurdular.
Hasan Arat’ı internet’te araştırdıkça, çok şeyler okuyup üzülüyorum..
Ne olduysa, onlar battı. Hasan Arat‘ı internet’te araştırdıkça, çok nâhoş ve aleyhlerinde şeyler okuyup üzülüyorum…
Ortakları mağdur ve perişan ettikleri, muhatap bulamayan binlerce insanın doldurduğu yazılıyor.
Bir daha Hasan Arat’ı hiç aramadım
Zâten o dönem benim sevgili arkadaşım Hasan Arat’ da ulaşılmaz olmuştu. Bütün teşebbüslerime rağmen, sanırım sadece 1 kere 3 dakika filân konuşabildik ama mağrur tavrı ve kastı, üzdü.
Bir daha onu hiç aramadım. Efendilerin yanında ırgatların adı bile anılmazdı.
O dönemlerde, kalktı “Tarsus Amerikan Koleji mezunu olduğunu” söyledi ama değildi. Hani yalan mıydı yoksa başarı sarhoşluğuyla dili mi sürçmüştü, bilemem.
Zamanında Beşiktaş’a başkan olacaktı, olamadı. O dönemde dağlar taşlar Hasan’ın aynı boylu reklâmlarıyla doluydu.
Ama olamadı!
Hasan Arat Şimdi Türkiye Millî Olimpiyat Komitesi Başkan Yardımcısı olmuş.
Bakın habere:
Millî Olimpiyat Komiteleri Birliği Genel Kurulu ve İkinci Dünya Olimpik Spor Konferansı, 16-17 Nisan 2012 tarihleri arasında Moskova’da gerçekleşti ve Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları için 125 farklı ülkeden gelen devlet temsilcileri, spor bakanları ve federasyon başkanlarından oluşan toplam 180 katılımcı buluştu.
Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın da yer aldığı toplantıda Bakan Kılıç çeşitli temaslarda bulundu.
Türkiye Tenis Federasyonu Başkanı Ayda Uluç, Türkiye Millî Olimpiyat Komitesi Başkanı Uğur Erdener ve Başkan Yardımcısı Hasan Arat ve millî voleybolcu Neslihan Darnel, Murat İlbak ve Ali Kirmetçioğlu’ndan oluşan İstanbul 2020 Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları tanıtım ekibinin yaptığı İstanbul 2020 adaylık sunumu katılımcılardan büyük beğeni topladı.
Görüleceği gibi, eskiden pek iyi olmayan İngilizcesi mükemmel hâle gelmiş.
Kendinden pek emin.
Bu arada, çok sevdiğim ve adam gibi bir adam olan Fenerbahçe Kulübü’nün eski yöneticisi Engin Berker, 14 Nisan Cumartesi günü yapılan Yüksek Divan Kurulu başkanlık seçiminde aday olduğunu açıklamıştı.
Fenerbahçe Kulübü’ne çeşitli dönemlerde toplam 18 yıl yöneticilik yaptığını anlatan Berker, Türkiye Futbol Federasyonu’nda 14 yıl denetleme kurulu başkanlığında bulunduğunu kaydetti.
Sarı-lacivertli câmiada hiç bir grubun üyesi olmadığını, başkan adaylığı kararını tecrübeleri ışığında tamamen kendisinin verdiğini belirtmiş ve şöyle konuşmuş:
“Türk futbolu büyük bir imtihan veriyor. Belli ki Türk futbolu 3 yıl Avrupa’ya kapanacak. Türk futbolu bu kapanmayı fırsat bilerek UEFA mâli standartlarına uymaya çalışacak.
Mâli kriterler uygulandığında UEFA, Gençlerbirliği dışında hiçbir kulübü organizasyonlarına almayacak.
Benim hedefim, Fenerbahçe Kulübü’ne olan görevim, kulübü UEFA’nın mâli standartlarına hazırlamak. Bu nedenle başkan adayı oldum. Yönetimle hiçbir problemim yok.
Ahmet Nur Çebi, Hasan Arat’ın Fikret Orman’a “hırsız” dediğini iddia etti
Mevcut Divan Başkanı Yüksel Günay arkadaşım. Kendisi hakkında en ufak bir şey söylemem. Kulübe çok hizmetlerde bulunmuştur. Ben bu hizmeti sevgili Yüksel kardeşimden daha iyi verebilirim. O yüzden tâlibim.
Kulübü 3 senelik süreç zarfında UEFA standartlarına hazırlamak istiyorum. Kulübe gönlüyle bağlı olan kimler varsa bir dönem için onların oyunu istiyorum. Ne bir grubum var arkamda, ne de yönetim tarafından verilmiş bir destek”.
Adaylık sürecinde bir takım sıkıntılar yaşadığını anlatan Berker, Yüksek Divan Kurulu üyelerinin listesini alamadığını, adreslerini temin edemediğini belirterek, ”Yüksel Günay’a, ‘Televizyona çıkalım, karşılıklı konuşalım’ dedim, çıkmadı.
Seçimden önce usuldür, başkan adaylarına 5 dakikalık bir konuşma süresi verilir. Onu da vermediler. Canları sağ olsun.
Biz büyük bir câmiayız. Bu camianın babası yönetimdir. Bizler onun evlatlarıyız. Bir camianın lideri evlatları arasında ayrım yapmamalıdır. Ben bütün bu olumsuzlukları hoşgörüyle karşılıyorum.
Seçime girmemem için belli şeyler söylendi. Onurumdan ve şerefimden bir şey kaybetmem, sadece seçim kaybederim” diye konuştu.
Kulüp başkanlığı seçiminde Aziz Yıldırım’a destek verip vermeyeceği sorusuna ”gayet tabii desteklerim. Mayıs ayında seçilmesine herhangi bir yasal engel olmazsa Fenerbahçe camiasında bir ikinci başkan adayının çıkacağına inanmıyorum” cevabını verdi.
Aziz Yıldırım’ı bir efsane başkan olarak görüp görmediği sorusunu işe Engin Berker, ”Fenerbahçe Kulübünden her başkan efsanedir. Faruk Ilgaz, Emin Cankurtaran, Ali Şen olmak üzere 18 yıl yönetimde bulundum. Bu yönetime sağlam bir Fenerbahçe bırakmasaydık hiçbir işe yaramazdı.
Demek ki bizim başkanlarımız da efsaneydi. Her başkan hizmet için gelir” şeklinde cevaplandırdı.
Engin Ağabeyim çok iyi ve efendi bir adamdır. Bir Fenerbahçe Kongre Üyesi olarak buna çok sevindim ve ilk seçimlerde de yanıma taktığım bütün kardeşlerimle oyumu ona vereceğim.
Ama nedense o da ulaşılmaz oldu; birkaç kere aradım, bir seferinde nâzikçe idâre lambasına çevirdi beni. Arada ciddi hastalıklar geçirdiğini biliyorum ama son zamanlardaki mâli ve ticarî durumu hakkında hiç bir şeyden haberim yok.
Belli oluyor ki Hasan Arat ve Engin Berker Ağabeyim eşgüdümlü ve stratejik faaliyet gösteriyorlar.
Bu devirde, bu hükûmetle girift ilişkiler kurup bir yerlere tırmanmak, Sırat Köprüsünde yürümek gibi bir şey.
Mısır’a bakın, kâfi.
Eh, Hasan Arat da Lord Sinclair diye lâkap takmıştık, öyle yakışıklıydı ve karizmatikti.
Engin Ağabeyim de hayatımda tanıdığım en karizmatik ve yakışıklı erkeklerden biridir. Bir zamanlar çok sıkı fıkıydık.
Hasan Arat şimdi gene yükseliyor. İki ağır maddî, malî, manevî ve moral darbeden sonra.
Kadim arkadaşım, aman dikkat. “Bal tutan parmaklarını yalar” derler.
Maazallah yeni bir şâibe filân olmasın.
Üzülürüm…
Mehmet Kerem Doksat – Tarabya – 03 Temmuz 2013 Çarşamba
Mehmet Kerem Doksat Kimdir?
5 Ağustos 1957’de İstanbul’da dünyaya geldi. Babası Nöropsikiyatri Profesörü Recep Doksat’tı. Annesi Sümerbank’ta şeflikten emekli olmuştu. İlkokulu Erzincan’da başlayıp Ankara’da bitirdi. Orta öğrenimini TED Ankara Koleji (Hazırlık-Lise 1 sonu) ve Özel Adana Koleji’nde (Lise 2-3) tamamladı.
Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni bitirdikten sonra Çanakkale Biga’da mecburî hizmetini yaptı. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı’nda uzmanlık eğitimini tamamladı. Diyarbakır’da askerliği (1991-1992: 1. Körfez Hârbi dönemi) müteâkip, Cerrahpaşa’ya döndü. 1993 yılında doçent, 1999 yılında profesör oldu.
Meslekî olarak yayınlanmış altı telif kitabı, ondan fazla kitapta bölüm yazarlığı, yurt içi ve dışında yayınlanmış 100’ün üstünde makalesi mevcuttur. İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Türkçe ve İngilizce bölümlerinde ders vermiştir. İÜ Adlî Tıp Enstitüsü’nde 3 sene Cinsel Sapmalar dersi vermiş, Marmara Üniversitesi İngilizce Diş Hekimliği Fakültesi’nde 7 sene hocalık yapmıştır.
Cerrahpaşa’da kurduğu Ağrı ve Akupunktur Polikliniği Türkiye’de bir ilktir ve sekiz sene hizmet vermiştir. Uluslararası sitasyonlu Yeni/New Symposium (davranış bilimleri, psikiyatri ve nöroloji) dergisinin editörü, sekiz bilimsel derginin de ko-editörü olup, 10 küsur derginin de danışma kurulundadır.
Yurt içi ve dışındaki muhtelif bilimsel platformlarda binin üzerinde konferans vermiş, panel ve kurs eğitimlerine katılmıştır. Türk(iye) Psikiyatri Derneği, Ağrı Derneği başta olmak üzere pek çok meslekî derneğe üyedir.
American Psychiatric Association, International Psycogeriatric Association, International Society of Bipolar Disorders ve ASCAP üyesidir. Kliniğinin Duygudurum Bozuklukları Birimi’nin kurucusu ve yöneticisi olmuştur.
Bilimsel çalışmaları klinik psikiyatri, biyolojik psikiyatri, psikofarmakoloji, duygudurum bozuklukları, hipnoterapi, “psikiyatri ve inanç sistemleri”, “dil ve psikiyatri” konularında odaklanmıştır. “Ağrı ve psikiyatri” konusunda Türkiye’de kurucu rolü olmuştur; “Evrimsel Psikiyatri’yi” de ilk defa Türkiye’ye tanıtan bilim adamıdır.
Fenerbahçe Spor Kulübü, Büyük Kulüp, Moda Deniz Kulübü, Levent Tenis Kulübü ve Klassis GolfCountry Club Silivri üyesidir. 53 yaşındayken, son politik baskılardan bıktığından dolayı üniversiteden emekliye ayrılmış olup, hâlen POLİMED Psikiyatri Merkezi’nde Çocuk Ergen ve Genç Psikiyatrisi Uzmanı Dr. Neslim G. Doksat’la beraber “Beşikten Üçüncü Bahara Ruh Sağlığı” düsturuyla hizmet vermekteler…
Yakınlarda intisap ettiği Beykent Üniversitesi’nde de Psikoloji Bölümü’nde Psikoloji Profesörü olarak kariyerine devam etmektedir. Neslim G. Doksat da aynı fakültede Yardımcı Doçent olmuştur.
Beşiktaş’ın başkan adayı Hasan Arat hem Galatasaraylı hem Fenerbahçeli çıktı