HaberSpor Haberleri

Kobe’yi bırak, Ayşe’ye Buğrahan’a bak!

seref yalcin 613

Şu günlerde Beşiktaş Jimnastik Kulübü Başkanı Yıldırım Demirören’in yerinde olmak istemem.

Futboldaki yetkilerinin büyük bölümünü devrettiği en güvenilir yönetici arkadaşlarından Serdal Adalı, teknik direktörü Tayfur Havutçu ve kulüp personeli Ahmet Ateş, bilinen “şike-teşvik” operasyonu kapsamında tutuklu olarak Metris’te !
Bugüne kadar tutukluluklarıyla ilgili vicdanları tatmin edecek bir bilgi de elimize ulaşmış değil. Başkan da, biz de beklemek durumundayız. En azından iddianame hazırlanıp açıklanıncaya kadar.
Ama hayat da durmuyor, Başkan da oturmuyor.
Başkan, Beşiktaş Basketbol Takımı’nın sponsorluğunu kendi firmasıyla üstlendi. Şimdi üst düzey rekabet ortamına katılmak, sadece Beşiktaşlıları değil, basketbolseverlerin tümünü heyecanla Akatlar’a toplamak, ekran başına kilitlemek için bir hamle daha yaptı.
NBA’deki lokavttan yararlanarak Deron Williams’ı kadroya kattılar.
Asıl büyük hedef NBA’in ve Los Angeles Lakers’ın efsanevi oyuncusu Kobe Bryant’ı İstanbul’a getirmek.
Böyle bir transfer elbette hem Beşiktaş’ı büyütür, hem de TBF’nin düzenlediği Beko Basketbol Ligi’ni…
Başkan, bu rüyayı gerçekleştirmek için geçen hafta taa Amerika’ya uçtu. Kobe Bryant’ı Türkiye’ye gelmesi için ikna etmeye çalıştı.
Bu çabaları takdir ve saygı ile izliyorum. Ne var ki perde arkasındaki gerçekler, Beşiktaş Basketbol Şubesi’nin çok da iyi yönetilmediğini ortaya koyuyor.
Özellikle basketboldan sorumlu yönetici Şeref Yalçın’ın, NBA yıldızlarına kadar uzanan bu vizyon zenginliğinde maalesef arka bahçedeki öz çocuklara uzak kaldığını, onları ihmal ettiğini görüyoruz.
Buğrahan Tuncer, Beşiktaş alt yapısından yetişen yıldız ve genç milli takımlara çağırılan yetenekli bir guard. Aynı biçimde Ayşe Cora da, Avrupa Gençler Basketbol Şampiyonası’nda mücadele eden kız takımımızın sürekli ilk 5’te yer alan forveti…
Bu iki genç sporcu, yönetmeliklere göre alt yapı eğitimi aldıkları kulüplerinden noter kanalıyla profesyonelliğe davet bekliyorlardı. Ama hayır, 18 yaşını doldurdular, davet almadılar ve yuvadan uçup gittiler.
Buğrahan Aliağa’ya, Ayşe Galatasaray’a gitti.
Yakın geçmişte Milli Takım’da da yer alan Serkan Erdoğan, sözleşmesindeki opsiyon için kulüpten bir sinyal alamayınca serbest kaldı, Banvit’e gitti.
Cevher Özer Galatasaray’a uçtu.
Karşıyaka’nın oyuncusu Andre Smith, Beşiktaş’a geliyordu. Sonra anlaşılmadık biçimde iletişim koptu ve Amerikalı, İtalya’ya gitti.
Geçen yıl Trabzonspor forması giyen Ersin Görkem, prensipte anlaştı, ama iki ay bekledikten sonra sıkılıp Aliağa’nın yolunu tuttu.
İtalya’nın Bologna takımından Marcellus Kemp, 90 bin dolar bonservis ücreti karşılığında, geçen yıl kiralık oynadığı Beşiktaş’a gelmeye hazırlanıyordu. Anlaştılar da. Ama sonra iletişimi kopardılar. Kemp Bologna’da kaldı. Şimdi yeniden Kemp’le anlaşmak istiyorlar. Bologna da pazarlık çıtasını 150 bin dolara yükseltti.
NBA’deki lokavta dönersek.
Bu lokavt sürer. Zaten NBA’de ödeme zamanı değil. Ama Ekim- Kasım aylarına geldiğimizde, yani basketbolcuların rutin ödeme günlerine girdiğimizde, bir bakarsınız kulüp sahipleri ile oyuncular (yüzde 50-57 arasında) belli oranda anlaşıp kuzu kuzu salonlara dönerler.
O zaman Williams da gider ülkesine, Bryant da! Biz bize kalırız.
Elbette birkaç aylığına da gelseler NBA’in yıldızları Türk basketbolunu uçurur, lige futbolu kıskandıracak bir hava gelir ama…
Er geç geldikleri gibi döneceklerini de biliyoruz.
Böyle bir ortamda Beşiktaş, elindeki kuşları kaçırırken, Başkan’ı hem de şu sıcak günlerde taa Amerika’ya kadar yormanın alemi var mı?
Şeref Yalçın ne der acaba?

Atilla Gökçe / Milliyet

[adrotate banner=”144″]

Dikkati Çekenler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu