“İsrail’de bunlar olurken Başbakan Erdoğan uzakta olmayı içine sindiriyor”
Abluka altındaki Gazze’ye giden insani yardım filosuna İsrail tarafından yapılan silahlı saldırıda İsrail ordusuna göre 9, diğer kaynaklara göre ise 19 sivilin öldürülmesi tüm dünya gündeminde bir numarayı işgal etti.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç, İsrail’in saldırısı ile 6 askerimizin İskenderun’da şehit edilmesi olaylarını NationalTürk için yorumladı.
İşte Haluk Koç’un yaptığı çok özel açıklamalar;
İSRAİL’İN SALDIRISI KABUL EDİLEMEZ BİR VAHŞETTİR
Herkes gibi biz de çok yakından izliyoruz süreci. Uluslar arası sularda insani yardım amaçlı konvoya yapılan saldırı kabul edilemez bir vahşettir. Masum Filistin halkına insani yardım malzemesi götürme amaçlı girişim uluslar arası hukuk kuralları göz ardı edilerek İsrail’i yeni cinayetlerin sorumlusu haline getirmiştir. Uluslar arası sularda askeri güç kullanılması sonrası İsrail Dışişleri bakanı yardımcısının yaptığı açıklamalar tek boyutludur ve yapılanların mazur gösterilmesinin pek de inandırıcı olmadığını açıklamaktadır. İsrail askerlerine ateş açıldığı ve operasyonun bunun üzerine düzenlendiği gibi bir takım sözlerle dünya kamuoyu İsrail lehine oluşturulmaya çalışılmakta. Bu yaşanan olay, dünyada ve İsrail içinde de büyük tepki görecektir. İsrail siyasetinde de daha önce örnekleri vardır, tepki bulacaktır bu. İsrail şunu unutmuş gözüküyor; bu dönem kendi soydaşlarına karşı uygulanan insanlık dışı davranışları bugün Gazze’de yaşayan masum halka uygulaması gerçekten tüm dünyayı şaşırtmaktadır.
BAŞBAKAN ERDOĞAN TÜRKİYE’DEN UZAK OLMAYI İÇİNE SİNDİREBİLİYOR
Bu gerçekleri ortaya koyduktan sonra sorgulanması gereken en önemli konulardan bir tanesi de bizim hükümetimizin süreçteki sorumluluğudur. Yani bir Güney Amerika gezisinde bulunan sayın başbakan var eşi ve kızıyla. 10 gün kadar ülkeden uzak kalmayı, can yakıcı sorunları yaşayan Türkiye’den uzak kalmayı içine sindirebilen bir başbakan.
VAHŞETİN ORTASINDA KALANLAR HÜKÜMET TARAFINDAN UYARILDI MI?
Bu kendisine ifade edildiğinde çok kızıyor biliyorsunuz. Şunu çok açıklıkla söylemeliyiz ve bu soruları da açıklıkla değerlendirmek zorundayız. Bunlardan birincisi; İsrail’in başından beri bu tür girişimleri, daha önce yaşananlar da dikkate alındığında bu tehditkar tutumu karşısında bu organizasyonun içinde olanlar acaba hükümet tarafından olası risklere karşı uyarıldılar mı ciddi bir şekilde? Çünkü bu sonuca göz göre göre gelindiğini görüyoruz. İsrail’in bu gibi olaylarda orantısız güç politikası bilinen bir gerçek. Bu gemide bulunan sivil insanların, insiyatif grubunun güvenliklerinin tehlikeye atılıp atılmadığı ortada. Şimdi bu soruya hükümetin cevap vermesi gerekir. Ulusal çıkarlarımız boyutunda, üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirme boyutunda tabi ki tavrımızı ortaya koyacağız ama bunları da sorgulamak zorundayız.
İSKENDERUN SALDIRISININ ZAMANI TESADÜF MÜ DEĞİL Mİ?
İkincisi de şu; Hem bu organizasyonun etrafında ve içinde bulunanlar, hem de İsrail hükümetiyle ilişkiler ve bilgilendirmeler boyutunda acaba hükümetin bu süreçteki rolü nedir? Çok ciddi bir sorudur. Bugün sayın Kılıçdaroğlu da vurguladı. Bazı eleştirmenler olumlu buldu, bazıları da bilgi ve belge olmadan bu tür açıklamaların ağır olduğunu söyledi. Ama tesadüf mü değil mi? Eş zamanlı bir terör saldırısı yaşadı Türkiye.
1984′TEN BERİ İLK KEZ!
Terör örgütünün şimdiye kadarki terör kronolojisine baktığınız zaman İskenderun terör örgütünün hiçbir zaman hedefinde olmayan bir bölge. Samandağ ve Yayladağ’da münferit tekil olaylar olmuştur ama İskenderun’daki deniz üssüne planlı bir saldırı 1984’ten beri hiç olmamıştır. 6 askerimizin şehit olduğu, 7 askerimizin yaralandığı alçakça bir saldırı.
BİZ İKTİDARI SORGULAMAK ZORUNDAYIZ
Bir kez daha altını çiziyorum. Şimdiye kadar ayrılıkçı terörün hedef almadığı bir noktada bu saldırının bu zaman diliminde gerçekleşmesi sorgulanması gereken bir olaydır. “Hani elinde belge mi var şu mu var bu mu var!” Ben muhalefet partisiyim, ben devletin organlarıyla iç içe değilim. Ama bu sorgulamayı ben siyaset yapan ve Türkiye’de iktidarı denetleme durumunda olan bir siyasi yapı temsilcisi olarak sormak ve sorgulamak zorundayım. Bütün bunların sonucunda Türkiye’nin ilk kez Ortadoğu’da silahlı saldırının hedefi haline gelmiş olmasıdır.
OBAMA’NIN ÜZÜNTÜ VE ENDİŞESİ SAMİMİ DEĞİL
Yani yaşananlar Türkiye’nin çok boyutlu uluslar arası bir sorunda ağır bir sorumluluk altına sokulmuş olduğunu göstermektedir. Hükümetin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ni, NATO’yu alarma geçirdiğini görüyoruz. Bunlar doğru girişimlerdir. ABD’nin, her ne kadar Başkan Obama Netanyahu’ya üzüntü ve endişe duyduğunu ifade etse de Güvenlik Konseyi’nde böyle bir sorun gündeme geldiğinde, Türkiye’nin bir kınama teklifinde veto yetkisini kullanacağı açıktır.
BÜLENT ARINÇ VE HÜSEYİN ÇELİK ÇOK KONUŞARAK AZ ŞEY SÖYLÜYOR
Bu vahim gelişmeler karşısında yarın, çok konuşarak az şey söyleme yeteneği olan sayın Bülent Arınç’ın, sayın Hüseyin Çelik’in açıklamaları ve sayın Başbakan’ın duygusal tepkileri dışında TBMM’ye acilen bilgi verilmesini bekliyoruz. Başta Birleşmiş Milletler olmak üzere uluslar arası kuruluşlara Türkiye’nin müracaatını destekliyoruz. Şunu da bütün sorumluluğumuzla söylüyoruz; CHP, şimdiye kadar aktif bir politika yürüterek bütün tespitlerimizi yapıyoruz.
MEHMETÇİKLERİMİZE, EVLATLARIMIZA RAHMET DİLİYORUZ
Ölenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına baş sağlığı diliyoruz. Aynı şekilde İskenderun’da kaybettiğimiz Mehmetçiklerimize, evlatlarımıza Allah’tan rahmet diliyoruz.Yakınlarına ve milletimize baş sağlığı dileğimizi iletiyoruz.
CHP OLARAK KATKIYA HAZIRIZ
Ve bu son yaşadığımız sorunun bizi karmaşık bir noktaya getiren sorunun, ulusal çıkarlarımız doğrultusunda çözümüne ana muhalefet partisi CHP olarak sorumluluklarımız çerçevesinde ki onlar sınırlıdır, katkıda bulunmaya hazır olduğumuzu ifade ediyoruz.
NationalTürk Özel Haberidir
[adrotate group=”39″]