İbrahim Üzülmez ve Beşiktaş taraftarına kocaman “bravo”

Beşiktaş’ın lige tutunma ya da veda maçıydı. Beşiktaş, Fenerbahçe’yi yenerek lige tutunmayı başardı.

Dengeli bir maçtı aslında 0-0 devam ederken. İlk yarının son anında Alex’in frikiği direkten dönünce devre 0-0 tamamlandı. İkinci yarının başlarında Beşiktaş gol buldu. Sezon başından beri geriye düştükten sonra skoru değiştirmekte zorlanan Fenerbahçe için bu maçı çevirmek de zorlaştı. Üstelik Beşiktaş, en iyi yaptığı şeylerden birini yaptı ve iyi mücadele etti. Bunun üstüne bir de Kazım’ın atılmasıyla Beşiktaş için maç çok kolay bir hale dönüştü.

3-0 YANILTMASIN

Skora bakıp Beşiktaş Fenerbahçe’yi paramparça etti diye düşünenler olabilir. Kesinlikle doğru değil. Fenerbahçe, oynayabileceği en kötü maçlardan birini oynadı. Beşiktaş da çok çok iyi mücadele etti. Beşiktaş maçı farklı kazandı. Maçın sonucuna bakıp birilerini çok başarısız birilerini de çok başarılı göstermek bu maç için doğru bir yaklaşım olmaz. Türkiye liginin keyifli bir yarış haline dönüşmesine katkı sağladı sadece.

Beşiktaş’ın her geçen gün biraz daha toparlanması mümkün. Şampiyonluğa ulaşacak bir performansa gelebilirler mi, bu kadro yapısıyla biraz zor görünüyor. Fenerbahçe’nin ise disiplinli oynayan bir takım görüntüsüne bazı şeyler ilave etmesi gerekiyor. Oyun sisteminde bir takım değişiklikler gibi. Daum bu değişikliğe gider mi bilmiyorum. Gitmezse Fenerbahçe ciddi anlamda zorlanacaktır. Beşiktaş Fenerbahçe maçının en şaşırtıcı ve güzel tarafı İbrahim Üzülmez’in mükemmele yakın performansıydı. Ayrıca Beşiktaş taraftarının 3-0’lık derbi galibiyetine rağmen “Yeter Demirören” tezahüratı Beşiktaş adına en sağlıklı düşüncenin devam ettiğini belgeledi. İbrahim Üzülmez ve Beşiktaş taraftarına kocaman bir bravo!

GALATASARAY HER MAÇTA ZORLANABİLİR

Galatasaray, çok nitelikli kadrosuna rağmen kendi bünyesine uymayan bir oyun modeliyle oynamaya çalışıyor. Takım halinde özellikle savunma bloğunda ve hücum bölgesinde çok kaliteli oyuncuları var. Fakat orta alan ve merkezde oynayan oyuncuları diğer bölgelerdeki kaliteye ayak uyduracak nitelikte değil. Mehmet Topal, Ayhan, Linderoth, Mustafa Sarp, çok yavaş oynayan, yaratıcılık konusunda çabuk düşünme konusunda vasat yeteneklere sahip oyuncular. Bir de zor maçlarda nispeten kabul görebilecek kalabalık orta saha oyuncularından oluşan takım kurgusu, kalabalık savunma yapan ve çabuk kapanan takımlar karşısında iyice sıkıntı yaratıyor. Orta saha oyuncuları ile hızlı hücuma çıkma şansı hiç yok Galatasaray’ın. Bir de hücumda eksik oyuncuyla oynadığınızda gol atma konusunda sıkıntıya düşüyorsunuz. Sezon başında iyi kurgulanmış ve Galatasaray’a uygun bir model, daha sonra neden değiştirildi anlamak güç. Bu anlayışla Galatasaray’ın her maçta zorlanması mümkün. Hele Arda ve Barış’ın olmadığı bir hücum bölgesiyle oynuyorsanız işiniz daha da zor. Manisa gibi kapasitesi sınırlı bir takıma bile mahkum oynamanız çok doğal.

ALTAY’IN DURUMU
Bu sezon oynadığımız toplam 24 maçta 2. mağlubiyeti Bucaspor karşısında aldık. Futbol ve pozisyon olarak bakıldığında kazanabileceğimiz bir maçtı. Rakibe bir tane gol pozisyonu vermeden 2 tane gol yedik. Futbolu cazip hale getiren tüm sürprizler maçta gerçekleşti. Sürprizlerle karşılaşma ihtimalini de düşünerek maçları oynama gerekliliği ortaya çıktı. Futbolcuların kötü bir sürprizle karşılaşmamak için oynamaları gerektiğini öğrendiler diye düşünüyorum. Maçtan sonra da genel tabloya baktığımızda hala çok iyi bir yerde olduğumuzu, bu ligin en iddialı takımlarından biri olduğumuzu görmek mümkün. Yolumuza devam edeceğiz.