HaberSpor Haberleri

Fahrettin Curoğlu: Aziz Yıldırım’ın yaptığı hırsızlıktır!

fahrettin curoglu ailesiyle6131

Beşiktaş’ta Ocak ayında yeniden seçilen Yıldırım Demirören’in yönetime aldığı ve Genel Sekreterlik görevini verdiğ Fahrettin Curoğlu, Beşiktaş Dergisi Mayıs sayısına Beşiktaşlı olma hikayesinden başlayarak, Beşiktaş’taki hedeflerine kadar her şeyi anlattı.

Curoğlu’nun özellikle Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım ile ilgili sözleri çok tartışılacak.

İşte Çiğdem Işık Özkan’ın röportajı;

Beşiktaşlı olma hikayenizle başlayalım.

Büyük abim çok koyu Beşiktaşlıydı. Ailemizin diğer üyelerinin de Beşiktaşlı olmasını sağlamıştı… İlk olarak, ilkokulu bitirdiğim sene abimle birlikte Beşiktaş-Fenerbahçe maçına gitmiştik. Sanırım 1956 yılıydı… Maça gittikten sonra Beşiktaşlılığım daha da ön plana çıktı. O dönemde bütün İstanbul kulüpleri maçlarını sadece İnönü’de, o yıllardaki adıyla Dolmabahçe Stadı’nda oynuyordu. Haftasonları mümkün olduğu ölçüde abimle birlikte maçlara gidiyorduk. Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray rekabetini o yıllarda görmeye, izlemeye başladım. O yıllarda üç büyük kulübün taraftarları yan yana maçları izlerdik. Hatta Galatasaraylılar’ın sayıca çok az olduklarını hatırlıyorum. Aramızda bugün yaşadığımız gibi kötü anılar bırakacak olaylar olmazdı. Ben o yaştan, 90’lı yıllara kadar hiç futbola, centilmenliğe yakışmayacak olaylara şahit olmadım. 90’lı yıllardan itibaren belki rekabetin artması ile ne yazık ki statlarda hoş olmayan olaylara şahit olmaya başladık.

Siz uzun yıllar futbol oynamışsınız. O yıllarda Beşiktaş’ın futbolcusu olmak gibi hayalleriniz var mıydı?

fahrettin curogluuuTabii, olmaz mı? 17 yaşından itibaren, Adapazarı’nda uzun yıllar amatör kümede futbol oynadım. O yıllarda en büyük hayalim Beşiktaş’ta top oynamak, o formayı giymekti. Ancak o dönemdeki şartlarda bu gerçekleşmedi. Bizim futbol oynadığımız yıllarda şimdiki futbolcuların sahip olduğu imkanlarımız da yoktu tabii… Bizim zamanımızda bir tane top vardı. Kramponlarımızı falan kendimiz temizlerdik. Bir kez bile sakatlanıp da oyundan çıktığım maç hatırlamıyorum.

sampiyonlar ligi WTS 2

Futbolculuk hayaliniz gerçekleşmedi ancak Beşiktaş’ın yöneticisi oldunuz. Bu da çok onurlu bir görev…

Elbette… Süleyman Abi’yle hemşehriyiz. Ancak ben mesleğim nedeniyle 81 senesinde İstanbul’a geldim. Süleyman Abi’yle de 83 yılında tanıştık, zaten kendisi de 84 yılında Beşiktaş’ın başkanı oldu. Tanıştıktan sonra görüşmelerimiz devam etti. Sonrasında her Beşiktaşlı’nın arzu edeceği bir şeydir; Beşiktaş’a yönetici olmak bize de kısmet oldu. Bundan her zaman iftiharla bahsederim çünkü Beşiktaş’a yönetici olmak her Beşiktaşlı için önemlidir. Daha önce Süleyman Seba döneminde yöneticilik yapmıştım. Ancak görevim bittikten sonra da Beşiktaş’tan hiç kopmadım. Her zaman takip ettim, her zaman maçlara gittim. Geçen dönem Divan Yönetim Kurulu’nda görev aldım. Şimdi de, tekrar 2010 yılında yöneticilik kısmet oldu.

Siz, camianın da çok güven duyduğu isimlerden birisiniz. Sizin yeniden yönetimde olmanız camiamızda da memnuniyet yarattı.

Camiamızın büyüklerinden çok olumlu tepkiler aldık. Yönetime girmemden duydukları memnuniyeti devamlı belirttiler, belirtiyorlar. Biz de, bize güvenenlere, Beşiktaş’a layık olmak için uğraşıyoruz, çalışıyoruz.

Yönetim Kurulu olarak hedefleriniz nelerdir?

Yönetim Kurulu’nu oluştururken, Sayın Başkan’la devamlı konuştuk, görüştük. Beşiktaş’ı her yönden temsil edebilecek, Beşiktaş’ın bir takım sorunlarını giderebilecek, camia ve spor kamuoyu tarafından tasvip edilebilecek bir kadro oluşturmak için çaba gösterdik. Ben şu anki yönetimin kulübe iyi şeyler kazandıracağına inanıyorum. Beşiktaş’ın her zaman saygın olması en önemli hadisedir. Bu saygınlığın hiçbir şekilde kaybedilmemesi gerekir. Bu bizim titizlikle üzerinde durduğumuz bir konudur. Yönetim Kurulumuz, Beşiktaş’ı en iyi yerlere getirmek için yoğun bir mesai harcıyor. Aynı zamanda yeni kurulan BJK İstişare Heyetlerimiz de kulübümüzü daha ileriye taşıyacak projeler üretiyorlar. Bir yandan Beşiktaş gerçekleştirdiği sosyal projelerle de “halkın takımı” olma özelliğini yeniden tüm Türkiye’ye hatırlatıyor. Bunlar tabii önemli konular. Daha fazlasını, daha iyisini yapmak için de çaba gösteriyoruz. Önümüzdeki dönemde başarılı işlerin tek tek ortaya çıkacağına inanıyorum. Hem ekonomik yapımızla hem sportif faaliyetlerimizle hem sosyal projelerimizle… Tabii bu sadece yönetimin çalışmalarıyla da olmaz. Taraftarımız, camiamız, sporcularımız, yöneticilerimiz, başkanımız… Bütün bunları hep birlikte gerçekleştireceğiz.

Beşiktaş camiasının duayenlerinden birisi olarak ve aynı zamanda çok eski bir futbol izleyicisi olarak, Türk futbolunda son haftalarda yaşanan olayları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Hiç tasvip etmiyorum. Futbola bu kadar büyük bir ilgi varken, Türk Futbolu’nu ileriye taşıyacak hamlelerin yapılması gerekirken, sürekli olarak bazı kulüpler tarafından rekabetin bu derece çirkinleştirilmesi hiç hoş değil… Son olarak Fenerbahçe derbisinde yaşadıklarımızdan, hatta sahada uğradığımız haksızlıktan önce, maç başlamadan rakip yöneticilerin tavırları, taraftarlarının yaptıkları, statta uçurulan balonlar, yaşanan hadiseler, tüm bunlar insanı futboldan bile soğutuyor.

Beşiktaş’ın kültüründe olan bir şeydir; Beşiktaş’ı şampiyon olsun diye sevmedik deriz ama maalesef şampiyonluk için her şeyi mübah gören rakiplerimiz var.

aziz yildirim guluyorŞampiyon olursunuz ya da olamazsınız. Neticede 18 takımdan, bir takım şampiyon olacak. Sporun içinde olduğum günden beri, 15-16 sene futbol da oynadım, kim hak ediyorsa o kazansın düşüncesinde olan bir sporseverim. Bir takım hakem, taraftar, yönetici oyunları ile bir tarafın galip gelmesi, diğer tarafın hak etmediği şekilde yenilmesi futbolun rekabetine de hiç yakışmıyor. Biz Beşiktaşlılar’ın düşünce tarzındaki insanların sayısı azalmış, kazanmak için her şeyi mübah görenlerin sayısı artmış. Sporda, dostluk, kardeşlik, barış diyoruz. Nerede kaldı bunlar? Eğer bir camia “büyük camiayım” diyorsa, karşısındaki diğer büyük camiaya saygı gösterir. İşte bizim Fenerbahçe Stadı’nda yaşadıklarımız ortada. Sahada uçurulan balonlar, pankartlar, başkanlarının tavrı… Biz oraya misafir gittik. İnsan evine gelen misafire bunu yapar mı? Bizim geleneklerimizde, evine gelen düşmanın bile olsa en iyi şekilde ağırlamak, misafir etmek vardır. Bugün büyük bir kulübün ve Kulüpler Birliği’nin başkanlığını yapan bir kişiye ben bu tavırları yakıştıramıyorum ve asla tasvip etmiyorum. Başarı yalnız skorla ölçülmez, başarıdan daha önemlisi herkesin sevgisini, saygısını kazanmaktır. Başarı için rakibinin hakkını, emeğini yemek, benim anlayışıma göre hırsızlıktır. Maalesef üzülerek görüyoruz ki, futbolun en başındaki kişilerin zihniyeti ile bu gidişatın son bulması da çok zor gözüküyor. Ancak biz Beşiktaş’ın haklarını savunmak için her zaman elimizden gelen bütün çabayı göstereceğiz.

Uzun yıllardır Beşiktaş’ın içindesiniz. Mutlaka birçok anınız vardır ama unutamadığınız bir anınızı bizimle paylaşır mısınız?

3-4 kazandığımız Fenerbahçe maçının, unutamadığım maçlar arasında önemli bir yeri vardır. Maçın oynandığı tarihte Kızıltoprak’ta oturuyordum. Stat, evimize çok yakındı. Maça gittim tabii. Yine hakem aleyhimizde inanılmaz kararlar veriyordu. Cordoba’yı da haksız bir şekilde oyundan atınca, artık dayanamadım, Pancu kaleci kazağını giyerken stattan çıktım. Eve yürüyerek gidiyorum, bir yandan da “gol” sesi gelecek mi diye bekliyorum. Ses falan gelmiyor. Evin kapısını çalınca, yeğenlerim “kazandık” diye boynuma sarıldı. O hakemle, 9 kişi kalmışız, kazanmamız mucize gibiydi. Allah’ın takdiriydi o galibiyetimiz. Onun dışında yaşadığımız şampiyonluklar, Seba döneminde Beşiktaş’a kazandırdığımız tesisler de tabii ki benim için çok önemlidir, unutulmayacak olaylardır.

Camiamıza nasıl bir mesaj vermek istersiniz?

Bütün Beşiktaşlılar, Beşiktaş’ın her alanda başarılı olmasını ister… Beşiktaş camiasının her birimiyle; yöneticisiyle, taraftarıyla, kongre üyesiyle, çalışanıyla mücadele etmesi lazım… Küçük sıkıntılar olabilir. Bunlar aile içinde kalmalı, hemen feryat edilmemeli. Eminim ki herkes Beşiktaş için bir şeyler yapmak istiyor. Beşiktaş’ı en iyi yerlere getirmek için birbirimize destek olmamız lazım. Belki geçmişte yapılan bazı uygulamaların değişmesi nedeniyle rahatsız olan insanlar vardır. Yapılan bütün işlerin, değişen uygulamaların Beşiktaş’ın menfaatleri düşünülerek yapıldığını herkesin bilmesi lazım. Biz sadece bugünü değil Beşiktaş’ın geleceğini de düşünüyoruz. Kulübümüzün mali yapısını düzeltmek için bir takım uygulamalar yapıyoruz. Bir takım tedbirler alıyoruz. Bunun için bazı eski alışkanlıklarımızdan vazgeçmemiz gerekiyor. Beşiktaş’ı ne kadar yukarıya taşıyabilirsek, bundan bütün Beşiktaşlılar iftihar duyacaktır.

[adrotate group=”74″ banner=”75″] [adrotate group=”72″ banner=”73″]

Dikkati Çekenler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu