Etiler’de eylem yapan IKEA işçileri sindirilmeye çalışılıyor

URSUS şirketinde çalışan Nakliyat-İş Sendikası’nda örgütlü 70 işçi geçtiğimiz günlerde direnişe geçti. Ortalama 450 TL alan işçiler, örgütlenme süreçleri ile direnişi anlattı…

İKEA Mobilya’nın dağıtımını yapan Alman URSUS şirketinde örgütlü 70 işçi önceki gün İstanbul Etiler’de yaptıkları oturma eylemiyle direnişe geçti. 450 TL ücret karşılığınde günde 12-13 saat çalışan DİSK’e bağlı Nakliyat-İş Sendikası’nda örgütlü olan işçiler örgütlenme süreçlerini ve direnişlerini anlattı.

» İşyerinizle ilgili biraz bilgi alabilir miyiz? Ne tür bir iş yapıyorsunuz, işyerinizi kısaca tanıyabilir miyiz?

IKEA Mobilya’nın nakliyesini yapan lojistik firmasında çalışıyorum. Dağıtımını yapıyoruz.

» İşyerinde ne tür işler yapıyorsunuz?

Dağıtım, mobilya dağıtımı, yani nakliyesini yapıyoruz, IKEA mobilyanın nakliyesini yapıyoruz.

» Bildiğimiz kadarıyla IKEA İsveç firması.

İsveç.

» Sizin çalıştığınız işyeri URSUS, Alman şirketi…

URSUS, IKEA’nın yüzde 10 hissesine sahip.

» Peki işyerindeki çalışma koşullarından kısaca bahsedebilir misiniz?

Çalışma koşulları çok ağır ve adaletsiz. Sabah 08.00’de işbaşı yapıyoruz, akşam 20.30’da çıkıyoruz, iş bitene kadar. Mesai yok.

» Bu uzun çalışma saatlerinin yanında, yaptığınız iş de bildiğimiz kadarıyla ağır iş…

Ağır iş. Artı, kat parası denen bir şey var. Kat parası diyor, ister 12’nci kat ister bodrum kat olsun, patron müşteriden artı ücreti alıyor. Taşıyan işçiler, patron değil, ama bu parayı patron alıyor.

» Ücret ortalamalarınız ne kadar, ne kadar ücret alıyorsunuz?
450–500 YTL arası, yani asgari ücret.

» Çalışma süresine vurduğumuzda, asgari ücretin bile altında maaş almış oluyorsunuz…

Çok düşük, aşırı düşük, zaten bütün sıkıntımız o.

» Sizi sendikal örgütlenmeye yönelten neydi?

İşte, karşı çıktığında muhasebeye git, hesabını kes, deniyor. İtiraz hakkın yok, yani sorma hakkın yok. Sorduğun zaman, git, diyor, hemen hesabını kes. Önceden daha fazlaydı, ama şimdi biraz daha gevşediler. Yapamıyorlar eskisi gibi. Ama bugün dahi karşılaştık yani. Arkadaşa, yürü git, diyor, muhasebeden hesabını kes. Gerekçe göstermeksizin. Bir şey soramıyorsun. Hakkını arayamıyorsun.
Ondan sonra ne bileyim işte, gidiyorsun, koşturman lazım, hızlı olman lazım, hız yapman lazım. Hız yapıyorsun, bu sefer diyor ki, maaşından kesilecek. Ne bileyim, bir mobilyanın bir tarafına bir şey oldu, maaşından kesiliyor ve bunu soramıyorsun. Kırmasan bile soramıyorsun. Direktman kesiyor. Bu haksızlıklar işte, bizi bu mücadeleye yöneltti.

» Örgütlenmeye nasıl başladınız?
Arkadaşlarda da bu niteliği-potansiyeli gördük. Yani bu potansiyel var. Toplantılar başladı. Toplantılar yaptık. Arkadaşlarımız gerçekten çok kararlıydı. Ben onu gördüm şahsen ve istifa eden dahi, işyerinden istifa ederim ama sendikadan istifa etmem diyor. Böyle adamlar gördüm ben orada ve bugün hâlâ aynı düşüncedeler.

Nakliyat-İş’le görüşmeye karar verdik, arkadaşlarla. Sağolsun görüştük. Ali Rıza Başkanı (Nakliya İş Sendikası Genel Başkanı) çağırdık. O da çok uğraştı, neredeyse her gün, hemen hemen haftada 2 gün, 3 gün toplandık. Her şeyi konuştuk. Ali Rıza Başkan her şeyi anlattı. Arkadaşlar kararlıydı. Ali Rıza Başkan’ın da gördüğü şey çok güzeldi ve aydınlattı bizi. Çok güzel bir ortam oldu. 1 ay içerisinde çoğunluğumuzu sağladık. Güzel bir başarıya imza attık.

» Patronun baskıları oldu mu bu örgütlenme süreci içinde?

Tabiî ki, işlerimiz gece on bir, on iki, birlere kadar uzatıldı, sindirme operasyonu yaptılar. Onun arkasından ters ters konuşmaya başladılar. İnsana değer vermeyecek şekilde baskılar uyguladılar. İşveren, örgütlenmeyi duyduktan sonra, toplu olarak bir sabah saat 08:00’de işyerine, işçilerin hepsini çağırdı. Herkes geldi. Bir tane beyaz bir dosya kağıdı, herkes adını soyadını yazıp altına imza atacak, kimse bunu yapmadı. Herkes adını soyadını yazdı, imza tarafını çizdik ve boş bıraktık. Ve on dakika sonra toplantının iptal olduğu, yapılmayacağı söylendi. Bizi dağıttılar. Bu da gösterdi ki, birlik ve beraberlik olduğu sürece bizimle baş edemeyecekler. Bunun farkına vardılar. Şu an iyi gidiyor, sürecin sonuna gelmiş durumdayız. Toplu sözleşmeye adım adım yaklaşıyoruz.

Röportaj: Birgün gazetesi