Esmer Nurçin, Başbakanlık’tan yardım istedi!

Babası ile eşinin kan davalı oldukları Özbey ailesi tarafından öldürüldüğünü söyleyen Esmer Nurçin, 4 yaşındaki oğlunun korunması için Başbakan ve Cumhurbaşkanı’ndan yardım istedi

Kamuoyu, Karslı Özbey ve Nurçin ailelerini acımazsızca işlenen cinayetlere karışmalarıyla tanıdı. Birbiriyle akraba olan iki aile arasında 2005 yılında başlayan kan davası nedeniyle bugüne kadar 6 cinayetin işlendiği öne sürüldü. Öldürülenler arasında iki ailenin lideri konumundaki isimler de bulunuyor. Nurçin ailesinin, 3 Ekim 2009 tarihinde Nesim Özbey’i öldürttüğü, Özbey ailesinin de Nurçin ailesinin lideri Cengiz Nurçin’i kaçırırp işkence ederek öldürdüğü iddia edildi.

Olayla ilgili soruşturma sürerken, parçalanarak öldürülen Nesim Nurçin’in eşi Esmer Nurçin, oğlunun güvenliği için Gül ve Erdoğan’dan yardım istedi. Esmer Nurçin şunları söyledi:
“Devlet hem bizi hem de karşı tarafı izlerken, kocam öldürüldü. Daha önce de aynı aile babam Abdulkadir Nurçin’i öldürmüştü. Şimdi her gün çocuğumu öldürmekle tehdit ediliyorum. Polise çok sayıda araç hibe ettiler, bazı bürokrat ve emniyetteki ilişkileri nedeniyle korunuyorlar.
Nesim Özbey’in sabıka kaydını sildirerek, silah ruhsatı aldığını Milliyet gazetesi yazmıştı.”

‘Cesedini dolaştırdılar’

Kocası Cengiz Nurçin’i yemek daveti için çağıran Baran Ateş’in 4 milyon TL karşılığı öldürdüğünü, Özbey ailesinin de cesedi parçaladığını, Nesim Özbey’in mezarı ve birçok yere götürerek günlerce gezdirdiklerini iddia eden Esmer Nurçin, şöyle konuştu:
“Eşimin cesedi üzerinden yapılan incelemede, biri kadın olmak üzere Özbey ailesine mensup 4 kişinin DNA örneklerine rastlandı. Kocamın tetikçisi daha önce PKK safına katılan bir kişiydi. 3 kardeşim ve 1 kayınbiraderim Nesim Özbey’i öldürme suçuna karıştıkları iddiasıyla cezaevinde. Ancak Özbey ve onlarla birlikte hareket eden Ağrılı Yüce ailesinin birçok firari ismi dışarda. Beni ve 4 yaşındaki oğlum Rojhat’ı parçalayarak feci bir şekilde yok edeceklerini söylüyorlar. Okula göndersem de gözüm hep arkada.”

Erdal Kılınç / Milliyet