Duvarda postere, bilançoda hesaba bakılır!
MAF’ın ‘A’sı bir yazı yazdı... Beşiktaş yönetimi de cevap verdi. Ali Gültiken -yani A-, Orman yönetiminin Demirören ile kulüpten alacakları konusunda anlaştıklarını yazdı.
MAF’ın ‘A’sı bir yazı yazdı… Beşiktaş yönetimi de cevap verdi. Ali Gültiken -yani A-, Orman yönetiminin Demirören ile kulüpten alacakları konusunda anlaştıklarını yazdı.
Kenan Başaran’ın Ali Gültiken, Fikret Orman ve Yıldırım Demirören ile ilgili yazısı;
Gültiken, buna karşın Orman’ın kişisel çıkarları uğruna vaat ettiğinin aksine Demirören’den hesap sormadığını, hatta onu başkan seçtirenin de Demirören olduğunu savundu. Orman da sert bir yanıtla Gültiken’in geçmişte Demirören ile çalıştığını ve son seçimde ise rakibinin yanında pozisyon aldığını söyledi. Dahası, Gültiken’in istediği göreve -Önder Özen’in oturduğu koltuk-, getirilmediği için kendilerine saldırdığını belirtti.
Bazı iddialara göre Gültiken, direktörlük teklifi aldı ama parasını az bulduğu için reddetti. Gültiken’e bunu sormuştum ve o da yalanlamıştı. Sadece nabız yoklanmış, o kadar…
Fikret Orman ve Ali Gültiken kavgasında iki taraf da siyah beyaza gönül verenleri üzen ifadelerle birbirlerini hırpaladı. Gültiken, ithamda bulunurken ‘söyleniyor’ şeklinde ifadelerle dedikoduya prim vererek nahoş hareket etmiş oldu. Oysa ıspatı olmaması halindeyse ‘ağır’ kaçacak ithamlarda bulunuyordu. Bu iş bu kadar kolay olmamalı, efsane olsanız bile. Onun adına yakışan ‘kesin’ bir dildir.
Orman’ın dili de taraftarının duygularını pek hesaba katmayan bir dildi. Gültiken’in yanlış yazmışsa dahi bunu daha kibarca dile getirmek lazımdı. Çünkü Metin-Ali-Feyyaz (MAF)!.. Bu isimler dillerde marş, ötesi yok… Değerlerinizi bazen onlara rağmen korumalısınız…
Futbol dediğiniz eninde sonunda Lefter’in, Metin Oktay’ın, Selçuk’un, Tanju’nun, ‘Dobi Hasan’ın, Biyediç’in ve de işte MAF’ın attığı ve de atamadığı gollerden oluşan bir hafızadır. Yani futbol fena halde ‘kişilerin eylemleri’nden oluşur. Hiç bir çocuk duvarına tuttuğu takımının kazanç da gösterse, ‘bilanço’sunu asmaz!.. Orman, “Efsanemize yakışmadı” dese kafiydi.
Diğer yandan da ortada görülmemiş bir hesap var! Hakikaten ne oldu Demirören dönemine dair denetim raporları? Demirören’e kamuoyu önünde sürekli süre veren Orman’ın şu ‘hesap sorma’ işini artık bağıtlamalı. Aksi halde hesap bir gün döner, keser misali!..
Orman, istiyor ki Demirören alacağından vazgeçsin ve o da eski hesapları kapatsın. Yönetimin böyle bir tasarrufu olduğunu söylemişti. ‘Velev ki’ öyle olsun fakat daha ne kadar bekleyeceğiz? Bakın SPK, baltasını çıkardı ve “Borsada bu bozuk hesaplarla daha fazla top sektiremezsiniz” dedi. Bu nedenle Demirören ile öyle ya da böyle Orman’ın bir an önce hesaplaşmasında fayda var..
KADIKÖY-TRABZON HESABI DA KESİLMEDİ
TATİLDE maç 90 dakikadır! Son düdükle tatilinize dönersiniz; ağzınızda meşin yuvarlağın tadıyla… Kadıköy’de iki tarafın gol yememe gerilimi de izleyenlere ‘gol’ kadar haz veriyordu. 90 dakika bittiğinde son soğuk yudumumu teşekkür babında aldım. Kalkarken maçı yedek bitiren Selçuk’un, adrenalini 1500’e vurmuş Onur’a gidip bir şeyler söylediğini de izledim.
Sonrasındaki hır-gür alışıldık; tolere edilebilirdi. ‘Ağzımın futbol tadı’ bozulmadı. Tatilime geri döndüm. 12 saat sonra haberlere baktığımda meğer ‘oyunbozanlar’ bambaşka bir 90 dakika çıkarmayı başarmışlar Saracoğlu’ndan(!)..
Yine ‘saha dışı’ rol çalmıştı. Selçuk’un sataşması bile bir nevi öyle değil miydi… Forma giyenler, beklentilerin aksine futbol dışına çıkmadılar. ‘Emre-Zokora davası’ dahi bitmişti.
Şimdi bir çok kimse ‘ama’ diyerek diğerini suçluyor. ‘Ama’ ile başlayan cümleleri kim kuruyorsa elmanın yarısını da o yemiştir, bilesiniz… ‘Ama’ burada da kapatılması gereken bir hesap var öyle ya da böyle, biliyorsunuz değil mi?..
SİYAH: Sezer Öztürk’ün ‘restleşme’ye kurban edilmesi…
BEYAZ: Çarşı’nın açtığı köy okulları yardım kampanyası…