Dünya derbisi (!)
Fenerbahçe-Galatasaray maçı, beklendik sahneler ve çirkinliklerle başladı, beklendik çirkinliklerle sürdü ve bitti.
Benim dikkatimi çeken konu, hafta boyu devam eden, “FB-GS rekabeti, dünyanın kaçıncı büyük derbisidir” sorunuydu. Bu nedense gerçekten büyük sorun memlekete.
Hürriyet’te spor, sanat, siyaset dünyasından ünlülere “dünyanın en büyük derbileri” listesi yaptırmışlar maçtan önce, maşallah herkesin listesinde genelde 2 numara FB-GS derbisi. Ayıp olmasın diye başa Real-Barcelona, Liverpool-MUFC, River-Boca yazanlar var çünkü Allah razı olsun. 1 numaraya yazan bile var FB-GS’yi. Zaten tek kişi üçüncü sıraya yazmış, maşallah 4 hiç yok.
Değerli abilerim, değerli ablalarım; size “En çok hangisinde heyecanlanıyorsunuz” diyen yok. “En çok hangisinden zevk alıyorsun” diye soran da yok. Dünyanın en büyük derbisi diyorlar, bilmiyorsan cevap verme. Mecbur musun. Basın da diyor ki “En büyük derbi belli oldu!” Zannedersin derbi polisi ya da derbi mahkemesi toplandı karar verdi. Bunu İspanya’da İngiltere’de falan söylesenize bakın size nereleriyle gülüyorlar. Ya da dikkate alıp da gülüyorlar mı bile.
Birbirinden en son transferi 1964’te yapmış rakipler var. Öyle bir düşmanlık, öyle bir çekişme. Irk ayrı, sınıf ayrı, din ayrı, politik görüş ayrı, felsefe ayrı… Sizin gibi işine gelince yöneticileri aynı masada rakı içen, federasyona MHK’ye birlikte giydiren, eli birbirinin bir gün önünde bir gün arkasında değil adamların. Nasıl dünya derbisi?
FB’li yazar Mehmet Demirkol “Eurosport’un bile sallamadığı ligin derbisi, nasıl dünya derbisi olabilir?” diyor. Yılmaz Özdil ise daha kısa söylemiş: “Dünya derbisi mi? Sidik yarışı.”
Gerisinde hiçbir güçlü hikaye olmayan, bir felsefe farklılığına dayanmayan, sadece çok uzun süredir oynuyor olmaya dayanan, dolayısıyla aslında mecburi bir rekabet, zorlama bir düşmanlık FB-GS rekabeti. Başka bir şey değil. Kimse kusura bakmasın.
Siteyi sık kullanılanlara ekletip, millete sayfa tıklatıp, hit alma hesabındaki tırt internet sitelerinin “FB-GS derbisi, dünyanın en bilmemne bilmamkaçıncı derbisi seçildi!” haberlerine inanıp, ortada River Plate-Boca Juniors, Real-Barca, ya da Rangers-Celtic benzeri bir durum var zanneden, ancak kendini eğlendirir.
“Dünya derbisi (!)” vs. sıfatlarının ne kadar Türk işi olduğu bir kez daha ortaya çıkan rekabetten rakamlarla bitirelim.
Aynı gün (dün) oynanan Liverpool-Manchester United maçını dünyada 2,5 milyar kişi izlemiş, maçı 202 ülkenin televizyonları vermiş.
Aynı gün (dün) oynanan River Plate-Boca Juniors maçını dünyada 1 milyar kişi izlemiş, maçı 100’e yakın ülkenin televizyonları vermiş.
FB-GS maçını Türkiye dışında veren tek ülke ise bizim yarı nüfusumuzdaki İspanya ve onun C+ isimli bir kanalı.
Türkiye’nin genel bir sorunu bu. Her işte desteksiz bir “Dünyanın ilk onu, ilk beşi, ilk üçü, …” kaygısı.
Önce yaptığın işi iyi yapacaksın kardeşim. Gerisi kendiliğinden gelir merak etme. Sen işini iyi yap, zaten senin kendi kendini üçüncü beşinci seçmene gerek kalmadan, başkası verir sana o payeyi. Ve o hepsinden gerçek, hepsinden değerli olur.
