Spor Haberleri

Darısı Paşa’ya

teomanakbennn1704Karşımıza çıkabilecek en kötü takımla yaptığımız maçtan tek farklı bir galibiyetle ayrıldık. “Bir deplasmanı 3 puanla kapattık” demek de güzel de, fondaki resmin söylediği, ilki.

Geriye kalan haftalar artık öyle maçlar oynanacak ki, hepsi 1-0 bitse kimsenin itirazı olmaz. Bu haftalar içinde Denizli maçı öyle bir maçtı ki, bir daha bir örneği gelmeyecek. Üç puan zaten alınır Denizli’den bir şekilde, Necip mahalleden arkadaşlarını alsın gelsin, Denizli’yi yenersin on maçın sekizinde. Ama averaj maçı olabilecek bir maçtı Denizli maçı. Bunu iyi değerlendiremedi Beşiktaş.

Denizli’nin işi zor. Bu kadro ve oyunla, “Şunlardan daha iyiler” diyebileceğimiz tek takım yok. Böyle bir takımla oynadı Beşiktaş. Bir ucundan bir ucuna, tek tutar tarafı olmayan, içlerinden elekten düşer gibi geçebileceğin bir takım. Forvet üçüncü sınıf, orta saha zaten yok, defans Allah’a emanet. Kalemize adam gibi 2 kere ancak gelebilmiş, mağlup durumdayken bile hücum yapamamış, 90 dakika boyu yarım pozisyonu yok. Ne yaptı peki bu takıma karşı siyah beyazlı on bir, 41. dakikada ligin şu ana kadar atılmış en karambol golüyle galip geldi. Gol öncesi tek pozisyon, Bobo’nun kaçırdığı; gol sonrası tek pozisyon, Ekrem’in sayılmayan golü.

mdenizliiiAdam koskoca Mustafa Denizli. Biz kısa pantolonla gezerken, o Altay’da kornerden attığı golleri sayıyordu, eleştirmeyeyim diyorum, ama hoca uykunun en ağır safhası olan R.E.M.’de. Beşiktaş topa o kadar sahip ki, biri alıp evine gitse, Denizlispor orta sahası topun sahada olmadığını 8-10 dakika sonra fark edecek. Olayın o kadar dışındalar. Fakat top dediğin, nakit. Top dediğin, para. Bankaya yatırmak, hisse senedi, altın, bono almak varken parayı cebinde gezdirmek ne demekse, elindeki topla hiçbir şey yapmadan oynayıp paslaşıp durmak da o. Beşiktaş oynayıp duruyor, hikaye. Sağdan sola çevir, soldan sağa çevir, rakip on sekiz üzerinden orta sahaya dön, ne o, baskı. Yapacak da bir şey yok, çünkü sahada topu alıp kaleye inecek adam yok. Herkes çaresiz. O ona bakıyor, öteki berikine. Derin dondurucudaki sözleşmesi olmasa Delgado, ya da hatırlayanı olsa Tabata, o topla kaleye kadar girecek, ağlara çarpınca duracak, ama Mustafa Hoca komadan beter bir uykuda. En derin safhada. Bari Necip’i sok, yok, yatarken alarmı 80. dakikaya kurmuş hoca, on dakika kalasıya kadar o da kulübede yanında.

Alüminyum folyo inceliğinde bir defans, kaymak gibi bir zemin. Tekniğini şu maçta, şu rakip önünde, şu sahada değerlendirmeyeceksen şu takımın, nerede değerlendireceksin? Tabata’yı Cuma günü Kasımpaşa’nın patates tarlasında mı oynatacaksın hocam? Bu nasıl iş? İbrahim Kaş’ın tek olumlu hareketi yok, bastığı bir adam yok, sarı kartı da görmüş erken erken, gidiş kırmızı belki, Rüştü’ye de yapmış vücut çalımını, adamların 11 kişiyle yapamadığını tek başına yapıp golü atacak kaleye, bu mu hazır adamınla hazır olmayanın? O da değil de, Guiza’ydı, Nihat’tı, Kaş’tı, bu adamları İspanya’dan yolcularken bavullarına domuz yağı mı sürüyorlar arkadaş, nedir…

Öyle böyle aldı Beşiktaş maçı, alttan iyice kopmuş, Feneri de sollamış devam ediyor bir şekilde. Yalnız, ne hakemdi. Maç içinde bir penaltıyı, bir ofsaydı atlayan adamlara giydiriyoruz da giydiriyoruz. Olur olur halbuki, adam bütün maç bakar, orada uyuyacağı tutar. Oysa bugünkü başka bir şeydi. İzlemeyenlere söylüyorum, bir hakem düşünün ki 1. dakikadan 90. dakikaya her faulü yanlış çalıyor. Bir Denizli’ye, bir Beşiktaş’a. Yere oturan herkese faul. Müdahale, ihlal var yok önemli değil. Taçlar yanlış; kornerler aut, autlar korner. Rüştü “Hocam benden çıktı” diyor, Hoca diyor sen devam et. Erken bir 1 Nisan şakası gibi bir vakaydı, neyse ki komedi aşamasında kaldı bitti. Geçmiş olsun.

Teoman Akben

sampiyonlar ligi WTS 2

Dikkati Çekenler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu