Cem Garipoğlu ABD’de iddiası
İstanbul’da 17 yaşındaki Münevver Karabulut’un başını keserek öldürdüğü iddiasıyla Interpol tarafından kırmızı bültenle aranan Cem Garipoğlu’nun ABD’nin Monterey kentinde görüldüğü iddia edildi.
Türkiye’de jandarma başçavuşluğundan emekli olan Ünal Matsu, Cem Garipoğlu ile konuştuğunu, onu televizyonda gördükten sonra tanıyabildiğini söyledi.
İstanbul’da 17 yaşındaki liseli Münevver Karabulut’un başını keserek öldürdüğü iddiasıyla Interpol tarafından kırmızı bültenle aranan Cem Garipoğlu’nun ABD’de görüldüğü iddia edildi. Türkiye’de jandarma başçavuşu olarak emekliye ayrıldıktan sonra şimdi ABD’de yaşayan ve turistik bir kuruluşta güvenlik görevlisi olarak çalışan Ünal Matsu, vahşi bir cinayete kurban giden ve cesedi Etiler’de bir çöp konteynerinde bulunan Münevver Karabulut’un katil zanlısı Cem Garipoğlu’nu Amerika’nın California eyaletine bağlı Monterey kentinde gördüğünü, kendisiyle konuştuğunu söyledi.
Televizyonda görünce tanıdım
Matsu’nun görev yaptığı kapıda aynı gün nöbetçi olan güvenlik amiri Amerikalı Bruce Givetz de Cem Garipoğlu’nun fotoğrafını gösterdiğimizde, “Evet bu kişi buradaydı, kendisiyle konuştuk. Fotoğraftan farklı olarak zayıflamıştı, avurtları çökmüştü” ifadesini kullandı. Givetz ve Matsu, bir süre sohbet ettikleri Cem Garipoğlu’nun kendisini başka bir adla tanıttığını söyledi. Matsu sohbetleri sırasında Türkiye’den söz açılınca, Cem Garipoğlu’nun “En çok kuru fasulye ve rakı masasını özledim” dediğini belirtti. Matsu’nun anlatımından yola çıkan Los Angeles Başkonsolosluğu’nun girişimleri ile Cem Garipoğlu’nun yakalanması için FBI ajanları ve Amerikan polisi de harekete geçti.
ABD’nin California eyaletine bağlı Monterey kentinde görüştüğümüz Ünal Matsu, Türkiye’de yaşanan cinayeti bilmesine karşın kendisi ile konuştuğu sırada Cem Garipoğlu’nu tanıyamadığını söyledi. Matsu “Akşam evimde Türk televizyon kanalında haberleri dinlerken sabah konuştuğum genci karşımda görünce tüylerim diken diken oldu. Kendi kendimi suçladım tanımadım diye. Daha önceden ben bu olayı biliyordum fakat hiç aklıma gelmedi, dikkatle bakmadım. Bir anda işten gelip de bir daha o resmi böyle yakın pozisyondan gösterince dondum kaldım” dedi.
Matsu, Cem Garipoğlu ile San Francisco’nun 160 kilometre güneyindeki Monterey’de 10 Haziran Çarşamba günü sabah saat 09.00 sıralarında çalıştığı turistik tesisin ana kapılarından birinde görev başında iken karşılaştığını söyledi. Yaklaşık 19 yıldır California’da Pebble Beach adlı özel bir mülk alanında, içinde golf sahaları, otel ve alışveriş merkezleri ile villaların bulunduğu turistik tesiste güvenlik görevlisi olarak çalıştığına değinen Ünal Matsu, tesisin beş ana giriş kapısından birinde görevli olduğu çarşamba sabahı 06.00’da işe gittiğini, işbaşı yapmadan önce de arkadaşlarıyla sohbet ettiğini anlattı.
‘Burası neresidir’ diye sordu
Matsu, “10 Haziran günü saat sekiz buçuk dokuz arası, ya da dokuzu çeyrek geceydi. Bir şahıs geldi ‘Burası nedir’ diye sordu bana. Ben de kendisine burasının Amerika’nın en meşhur golf sahaları, oteller, at yetiştirme merkezi ve 17 millik (yaklaşık 27 km) doğal manzaralı bir sürüş yolu bulunan özel bir mülk olduğunu, herkesin gelip burada araba kullandığını söyledim” diye konuştu.
9 dolar 25 senti bile ödemek istemedi
Karşısındaki gençle İngilizce konuştuğunu ve tesise giriş ücretinin 9 dolar 25 sent olduğunu söylediğini belirten Matsu, gencin giriş ücreti ödemek istemediğini anlattı. Matsu şöyle devam etti: “Tamam, teşekkür ederim dedi, dönmeye kalktı. Çok güzel, benim İngilizcemden bin kat iyi İngilizce konuşuyordu. Konuşmamızın sonunda kendisinin Ortadoğu insanı olduğunun farkına vardım, ‘Afedersiniz nerelisiniz’ diye sordum ‘Türkiye’liyim’ yanıtını verdi. Bu yanıt üzerine Türkçe sohbet etmeye başladık. ‘Öyleyse karşıya park edin. Yan taraftan dolaşıp gelin, biraz konuşalım’ dedim. Geldi, başladık konuşmaya. Yirmi beş yaşlarında görünüyor-du, iki üç santim uzunluğun-da saçları, üç dört günlük sakalı vardı. Avurtları çökmüş vaziyetteydi.”
Dünya turuna çıkmış
“Bana Türkiye’den çıktıktan sonra Moskova’ya gittiğini anlattı. ‘Türkiye’de ne iş yapardın?’ dedim, ‘Hyundai’de çalışıyordum’ yanıtını verdi. Dünya turuna çıktığını söyledi. Moskova’ya gittiğini, Moskova’dan Prag’a geçtiğini, Prag’dan Thailand-Bangkok’a gidip bir süre kaldığını söyledi. Sonra Burma ve Laos’a gittiğini, buralarda da kaldığını söyledi ama ne kadar kaldığını söylemedi.”
Otomobilde yattı
“ABD’de ilk önce Los Angeles kentine gelmiş. Araba kiralayarak daha kuzey kesimde bulunan San Francisco’ya geçmiş. Çarşamba sabahı karşılaştığımızda tekrar Los Angeles’a dönüş yapacağını söyledi. ‘Akşam nerede kaldınız’ dedim. Skylight Forest’ta, benim çalıştığım kapıya bir mil (1.6 km.) uzaklıktaki Skylight Forest Gaziler Anıt Parkı’nda kampta kaldığını söyledi. Çadırın var herhalde dediğimde de ‘Yok arabanın içinde yatıyorum’ dedi. Ben de Allah Allah, enteresan dedim.”
‘Gitmem lazım’ dedi
Matsu, Cem Garipoğlu’na Türkiye’yi özleyip özlemediğini sormuş. “En çok kuru fasulye ve rakıyı özledim” yanıtını alınca, Matsu, “Evde rakı var, akşam kalırsan bir rakı içiririm sana” demiş. Gencin yanıtı, “Yok gitmem lazım, bir arkadaşımın arkadaşı var” olmuş. (Hürriyet)