Çarşı davasında yeni gelişme
Osman Kavala'nın yargılandığı Gezi Parkı ana davasıyla birleştirilen Çarşı davası sanıkları arasında Hasan Arat'ın şöförü ve koruması olarak bilinen Sezgin Gülnar'da var.

Gezi Parkı eylemlerine ilişkin Çarşı Davası kapsamından Çarşı grubu üyelerinin de aralarında olduğu 35 sanığın yargılandığı davada, olaylara ilişkin görüntülerin ulusal haber kanallarından istenmesine karar verildi.
Gezi Parkı eylemlerine ilişkin İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan 35 sanık hakkında, 29 Aralık 2015 tarihinde ‘darbeye teşebbüs’, ‘terör örgütü kurmak ve yönetmek’, ‘suç örgütü kurmak ve yönetmek’, ‘polise direnmek’, ‘gösteri ve yürüyüş kanununa muhalefet’ suçlarından beraat kararı vermişti.
Savcılığın temyiz talebi üzerine Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 18 Mart 2021 tarihinde yerel mahkemenin kararını oybirliğiyle bozdu. Bozma kararında, sanıkların eylemlere katılıp katılmadıklarına yönelik Adli Tıp, TRT ya da TÜBİTAK’tan rapor alınmaması, Cumhurbaşkanlığı’nın davadan haberdar edilmemesi gerekçe gösterildi.
Ayrıca davanın İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nde aralarında Açık Toplum Vakfı ve TESEV yönetim kurulu üyesi Osman Kavala’nın da olduğu Gezi Parkı ana davasıyla hukuki ve fiili irtibatı bulunduğu gerekçesiyle birleştirilmesi yoluna gidilmişti.
Gezi Parkı Davası 21 Şubat 2022 tarihindeki duruşmasında ise mahkeme, sanık savunmalarının alındığını, Yargıtay’ın araştırılmasını istediği hususların ise henüz tamamlanmadığını, tutuklu sanığı olmayan dosyada yargılamanın gelmiş olduğu aşama dikkate alınarak, Çarşı davasının ayrılmasına karar vermişti.
SANIK AVUKATLARI BERAAT İSTEDİ
Çarşı davası dosyasının ayrılma kararının ardından bugün Çağlayan’daki İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ikinci duruşma görüldü. Duruşmaya 7 tutuksuz sanık ve avukatları katıldı.
Sanık avukatları müvekkillerinin suçsuz olduğunu ve dosyanın gelinen aşamada müvekkilleri açısından beraat kararı verilmesini talep etti.
Mahkeme heyeti, ulusal haber kanallarına yazı yazılarak, Gezi olayları kapsamında Beşiktaş’ta bulunan, o dönem Başbakanlık çalışma ofisi olarak kullanılan alana yönelik gerçekleştirildiği belirtilen eylemlere ilişkin kamera ve görüntü kayıtlarının sorulmasına karar verdi. Mahkeme, diğer celse ulusal ajanslardan gelen görüntülerin ise taraflara verilmesine karar vererek duruşmayı erteledi.
İDDİANAME
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından hazırlanan iddianamede, aralarında Beşiktaş taraftar grubu Çarşı’nın kurucu ve üyelerinin de olduğu 35 şüpheli hakkında, Beşiktaş’ta bulunan Başbakanlık Çalışma Ofisi’ni işgal etmeye çalışmakla suçlanıyordu.
Şüpheliler hakkında ‘cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edilmişti.
Şüpheliler hakkında ayrıca ‘örgüt kurmak ve yönetmek, örgüte üye olmak, tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurmak, sayı ve nitelik bakımından vahim olan silah veya mermileri taşınması ve bulundurulması, görevi yaptırmamak için direnme, kamu malına zarar verme’ gibi suçlardan da 50 yıla kadar hapis cezaları istenmişti.
Yargınalan sanıklar arasında Hasan Arat’ın koruması Sezgin Gülnar’da var
Davada yargılananlar arasında Hasan Arat’ın şöförü ve koruması olarak bilinen Sezgin Gülnar’da var.
Davada diğer yargılananlar arasında; Koray Yalnız, Rüştü Aytan, Arda Mutludoğan, Sezgin Gülnar, Kaan Kabaş, Cem Yakışkan, Sarp Dağ, Barış Karaca, Atay Kesik, Mahmut İli, Numan Bülent Ergenç, Erdener Karataş, Volkan Eroğlu, Ant Erbirsin, Yusuf Demirci, Burak Bulut, Hüseyin Fidan, Ayhan Güner, Tuncer Gençer, Erdem Işık, Hakan Bora, Halil İbrahim Erol, Emre Işık, Engin Sarar, Serkan Sevim, Savaş Yeşiltepe, Akyan Uyanıktürk, Murat Eroğlu, Erol Özdil, İbrahim Aydın, Musa Fırat, Güray Sözmen, Mustafa Uysal, İbrahim Halilullah Turan, Hakan Tezel’de bulunuyor.
Çarşı ve Gezi davaları birleşmişti
35 kişinin Aralık 2015’te beraat ettiği Çarşı davasının kararı 28 Nisan 2021’de bozuldu. Kararı bozan Yargıtay, dosyanın Gezi Parkı davasıyla birleşmesine hükmetti. 30. Ağır Ceza Mahkemesi hakimi Mahmut Başbuğ, söz konusu hükümle ilgili 15 Haziran 2021’de Çarşı davasının görüleceği İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ne yazarak dosyaların birleştirilmesini önerdi.
Ardından 28 Temmuz 2021’de bu mahkemeye geçici olarak atanan Başbuğ, kendi talebini yerinde bularak birleştirmeye onay verdi. Böylece hem talepte bulunan, hem de kararı veren hakimin hükmü ile dosyalar birleşti.
Birleştirme kararının ardından, Osman Kavala’nın 6 Ağustos’ta görülmesi planlanan duruşması iptal edildi ve yeni duruşma tarihi olarak 8 Ekim 2021 verildi. 8 Ekim’deki duruşmada, Kavala’nın avukatı Köksal Bayraktar dosyaların ayrılmasını ve müvekkilinin tahliyesini istedi. SEGBİS’le bağlanan Osman Kavala savunmasında “Benimle ilgili suçlamaların çarpıcı yanı, sadece herhangi bir delile dayanmıyor olmaları değildir.
Bunlar mantık sınırlarını aşan komplo teorilerine dayandırılan fantastik nitelikte iddialardır. Sudan bahanelerle tutukluluğumun sürdürülmesi yargısız infazdır, algı yaratma çabasıdır, AİHM’in kararının etrafından dolanma girişimidir. Umarım, davaların birleştirilmesi, Türk yargısının karşı karşıya olduğu tehditlerin daha iyi anlaşılmasına vesile olur. Umarım ülkemizde bir daha böyle bir iddianame hazırlanmaz, böyle şey bir daha yaşanmaz” dedi.
Savcı ise mütalaasında, Kavala’nın suçun vasıf ve mahiyeti nedeniyle tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep etti. Mahkeme heyeti, Kavala’nın ‘kuvvetli suç şüphesi ve somut delillerin olduğu’ gerekçesiyle tutukluluğuna devam kararı verdi.
26 Kasım 2021‘deki ikinci duruşmada da karar değişmedi. Savcı, Kavala’nın tutukluluğunun devamını talep etti. Mahkeme de oy çokluğuyla bu talebi kabul etti.
Birleştirilmiş davanın beşinci duruşması 21 Şubat 2022’de yapıldı. Mahkeme, Kavala’nın tutukluluk halinin devamına, dosyalarına ayrılmasına karar verdi. Bir sonraki duruşmanın 21 Mart 2022‘de görülmesine karar verildi.

Osman Kavala Kimdir
2 Ekim 1957’de Paris’te doğmuş, ancak uzun yıllar Türkiye’de yaşamıştır. Kavala, özellikle kültürel ve toplumsal kalkınma alanlarında faaliyet gösteren çeşitli sivil toplum kuruluşlarının destekçisi olarak tanınır. Aynı zamanda Avrupa, Orta Doğu ve Türkiye’de insan hakları, demokratikleşme ve toplumsal eşitlik gibi konularda aktif bir şekilde çalışmıştır.
Kavala’nın en bilinen yönlerinden biri, “Anadolu Kültür” adlı şirket aracılığıyla kültür ve sanat projelerine katkı sağlamak, çeşitli sanatçılara destek vermek ve toplumsal dayanışma alanında projeler geliştirmektir. Ayrıca, Osman Kavala’nın “İstanbul Kültür Sanat Vakfı” (IKSV) gibi önemli projelerde yer aldığı bilinmektedir.
Osman Kavala’nın tutuklanma süreci
Osman Kavala, 2017 yılından itibaren Türkiye’deki hükümetin karşı karşıya kaldığı çeşitli siyasi tartışmalar ve toplumsal hareketlerle ilgili olarak sıkça gündeme gelmiştir.
2017’de Gezi Parkı protestoları ve 15 Temmuz darbe girişimiyle bağlantılı suçlamalarla tutuklanmıştır. 2019 yılında bir Türk mahkemesi, Kavala’yı Gezi Parkı protestolarına ilişkin suçlardan beraat ettirse de, aynı yıl içerisinde başka suçlamalarla yeniden tutuklanmıştır.
Osman Kavala, Türkiye’deki hükümetin, özellikle de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yönetimi altındaki hükümetin eleştirmeni olarak tanınan bir figür haline gelmiş ve uluslararası alanda da dikkat çeken bir vakaya dönüşmüştür.
Avrupa Konseyi, Kavala’nın serbest bırakılması çağrısında bulunmuş, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ise Kavala’nın tutukluluğunu hukuka aykırı bulmuş ve serbest bırakılmasını istemiştir. Ancak Türkiye, Kavala’nın serbest bırakılmasına yönelik çağrıları reddetmiştir.
NEDİR BU OSMAN KAVALA MESELESİ? “KIZIL SOROS’UN” HİKAYESİ
Uluslararası Gazetecilik sertifikasının sahibi Celal Eren Çelik Kızıl Soros olarak bilinen Osman Kavala’nın TESEV’den SOROS’a,Can Paker’den milli F-16 yazılım ihalesine, içini boşalttığı bankadan PKK’ya finansal destek sağlayan NGO’lar ile ilişkilerine dair iddiaları “Osman Kavala Gerçeği” başlıklı bu videoda anlatıyor.
Celal Eren Çelik Twitter’da “@yazparov” kullanıcı adıyla paylaşımlar yapıyor.