Beşiktaş’ın transferlerinden birileri nemalanıyor
Öncelikle Altay’daki göreviniz hayırlı olsun diyoruz. Beşiktaş’tan başlayalım. Çifte şampiyon takıma yüksek paralarla takviyeler yapılmasına rağmen, 4 haftada 6 puan kaybedildi. Bu durumu nasıl yorumluyorsunuz?
Önce puan kayıplarıyla transfer döneminde yaşananları ayırmak lazım. Şampiyon olan takıma tabi ki yüksek ücretlerle transferler yapıldığında takımın daha güçlü olmasını beklemek doğal. Ama unutulmamalı ki transfer kolay bir iş değil. Gelen futbolcunun adaptasyonu yeterliliği vs. çok isabetli olması lazım.
BEŞİKTAŞ’IN TRANSFERLERİ PARALARIN BUHARLAŞMASI ŞEKLİNDE YAPILIYOR
Beşiktaş’ta transfer konuları takımın çıkarına, bütçesine, takıma uyumuna bağlı kriterlere uygun bir şekilde yapılmıyor uzun süredir. Beşiktaş’ın kaybolan buharlaşan paraların çoğalması şeklinde yapılıyor transferler. Bakıldığında her yıl özellikle yabancı transferde getirip götürme var futbolcuları. Bu işten birileri ciddi anlamda nemalanıyor. Aslında bunu araştırması için SPK’ya bile görev düşüyor. Çünkü giden gelen futbolcular, daha önce Schindelfeld, Diatta’yı falan geçtim, geçen sezon Zapotocny ve Sivok’u alan Beşiktaş, bunlardan bir tanesini gönderiyor ki bu transferlerde şaibeler usulsüzlükler konuşuldu. Onun üzerine Zapo gönderilip Ferrari getirildi. Bir de kendi futbolcunuz olan, bonservis sorunu bulunmayan Gökhan Zan’ı bedavaya kaçırıyorsunuz. Sonra “aa boşluk oldu” denilerek bir yol önce bedava gönderilen İbrahim Kaş para verilerek geri alınıyor.
PARA HAREKETİNDEN BİRİLERİ NEMALANIYOR
Bunda sistemli olarak sirkülasyon var. Bunun altında futbol doğruları, futbol mantığı aramak bence büyük bir saflık olur. Transferler geldi Beşiktaş niye hala toparlanamadı gibi yaklaşım bence çok safça. Burada bir para hareketi var bundan birileri nemalanıyor. Bu şekilde yapılan transferlerde mantık aramak ya da sonuçlarıyla ilgili yorum yapmak çok akıllıca gelmiyor bana. Burada Beşiktaş’ın çıkarları için olaya müdahil olması gereken bir kişi var. Ona çok büyük görev düşüyor bence. Ama şu ana kadar en ufak bir şeyi olmadı. Bu kişi de Mustafa Denizli. Bir teknik direktörün çalıştığı kulübe, saha sonuçlarıyla bir takım katkı sağlaması ya da başarılar getirmesi yeterli değildir. O kulübün geleceğe daha sağlıklı daha güçlü hazırlanması da görevleri arasında. Maalesef Mustafa hocadan böyle bir yaklaşım göremedim ve çok üzgünüm. Çünkü Mustafa hocanın birilerinin tavuğuna kış demesi gerekirdi.
Beşiktaş’ın şu anda puan olarak çizdiği yetersiz tablo değişebilir. Daha ligin çok başı. Dolayısıyla teknik anlamda çok ağır eleştirilerde bulunmak yanlış olur. Beşiktaş toparlanacaktır, zaten toparlanma anlamında sinyaller veriyor. Kaldı ki diğer takımlar da da problemler var. Galatasaray biraz göz dolduruyor.
12 Eylül’deki derbide herkes Galatasaray’ı favori gösteriyor. Siz ne diyeceksiniz?
Galatasaray’ın favori gösterilmesi doğal ancak Galatasaraylılar’ın zannettiği kadar kolay maç olmayacak. Çünkü Beşiktaş mücadele gücü çok yüksek futbolculardan kurulu bir takım ve her geçen gün temposu yükseliyor. Dolayısıyla sonuçta bir derbi maçı bu. Sonuç itibarıyla Beşiktaş’ı şu ana kadar yaşadığı tüm olumsuzluklardan kurtarabilecek özellikte bir maç. Bence favorisi yok, ortada bir karşılaşma.
Altay’a dönersek. İlk hafta Kartalspor karşısında büyük bir şok yaşadınız, daha sonra da Orduspor’u deplasmanda yenerek toparlandınız. Takımın gidişatı nasıl?
İlk hafta bizim için gerçekten kötü bir maç oldu. Rakibin özel durumu nedeniyle futbolcularımız maalesef maçın kolay geçeceğini düşündüler. Tüm çabalarımıza rağmen bu anlayışı yıkamadık ve bunun bedelini ağır ödedik. Geçen hafta da ligin favori takımı, ümitleri çok fazla olan bir takımla oynadık. Orduspor maçı bizim açımızdan iyi bir karşılaşma oldu. Bank Asya’da ilk haftalar doğal olarak sürprizlere açık olarak geçecektir. Bizim de takım olarak önemli birkaç oyuncumuzun hazır olması için biraz süreye ihtiyaçları var. Onlar düzeldiğinde daha iyi ve daha güçlü bir takım olacağız.
Peki hocam İzmir bu sene şeytanın bacağını kıracak mı? Onu görüyor musunuz?
Şu anda İzmir’den üç takım var. Bu üç takım da iddialı. Bu iddiayı kovalayacak kadar da iyi takımları var üçünün de. Şunu iddia ediyorum; önümüzdeki sezon Turkcell Süper Lig’de birden fazla İzmir deplasmanı olabilir.
Milli takımda Estonya ve Bosna Hersek maçlarıyla son dönemece girildi. Şansı nedir milli takımın?
Milli takımdaki havayı özellikle son yapılan hazırlık maçında çok pozitif gördüm. Çıkabileceğimiz bir gruptayız ve bu sıkıntıları yaşamamalıydık. Ama maalesef geçmiş maçlarda potansiyelimizin çok altında görüntü verdik. Şu anda dünya kupasına katılabilme konusunda baya sıkıntılıyız. Şu durumda bile Türkiye’nin Bosna Hersek’i deplasmanda yenebilecek gücü var. Başarısız görüntüler vermesine rağmen bu gücümüzün hala olduğunu düşünüyorum. Bence Türkiye gruptan çıkacak.