“Benim abi, ben!”
Adam yolda son model spor arabasıyla giderken kırmızı ışığa denk geliyor ve duruyor. Durmasını takiben arkadan bir fren, bir gürültü, bir kıyamet, arkadan biri feci bindiriyor.
İniyor adam, külüstür bir kamyon, gariban bir şoför, adam yalvar yakar “Abi ben ettim sen eyleme, görmedim, gördüm basamadım, bastım duramadım, aman abi kulun olayım” şu bu, adam “Tamam” diyor, “Olan oldu. Yaptırırız. Bari bundan sonra dikkat et.” ve yola devam ediyor. İlerde bir kırmızı ışık daha, arkadan yine bir cayırtı, aynı adam, aynı kamyon, ikinciye arabanın üzerinde. İniyor bizimki bir hışım, “Yahu” diyor, “İnsan ikinci kırmızı ışıkta aynı arabaya ikinciye vurur mu. Bu nasıl iş?” Kamyon şoförü son derece mahcup, “Abi vallaha zamanında da fren yaptım bu sefer, ama eski işte araç, n’olur affet, ne kaskom var ne bir şeyim, aracın zaten vuruktu, bir de böyle düşün” falan filan, bizimkisi yine “Tamam” diyor, “Ama bu sefer iyice canımı sıktın”. 100 metre gidiyor gitmiyor bizimkisi, yine kırmızı ışık, yine duruyor, tabii arkadan küt yine kamyon, bizimkisi bu sefer iyice çıldırmış şekilde fırlıyor arabadan, ama kamyon şoförü bu kez aşağıda değil. Bir bakıyor ki zahmet edip inmemiş bile amca bu sefer, camdan sesleniyor: “Benim abi, ben!”
Beşiktaş’ın durumu artık bu külüstür kamyon. Schuster de pişkin şoför. Seyirciye, yönetime, herkese rahatlar. “Manisa’ya yenilen, Sivas’ı adamların atamadığı gol sayesinde yenen başkası mıydı, ne bağırıyorsunuz?” diyecekler, az kaldı.
“Yorgunuz” diyor hocamız. Kupada da oynayan takımların, kendilerini dünyada Pazar Çarşamba oynayan bir kendileriymiş gibi satmalarına hiç girmeyeceğim, ama sormak lazım: “Hocam sen bu adamlar yorulmasın diye sarmadın mı başımıza bu rotasyon belasını? Bunca rotasyona bu takım nasıl yorgun? Veya her maça aynı takımı çıkarsan bundan daha bitkin bir futbol oynanabilir miydi?”
İki;
Takımın savunmasını Mersin İdman Yurdu’na kadar, çözmeyen kalmamıştı. Şimdi artık Kasımpaşa’sına kadar, hücumumuzu çözmeyen de kalmadı. Bağla Guti’yi, Beşktaş bitti. Bu takım nasıl gol atacak? Holosko’yla mı?
İlk pozisyonun dakikası 35 (pozisyona giren de bu arada Ersan), ilk korner’in dakikası 40. Kime karşı, ligin en çok gol yiyen takımına, Trabzon’la Fener’den toplam 13 gol yemiş takıma karşı. Dakika 65, Kasımpaşa’nın isabetli şut sayısı daha fazla. Bizim üzerine gidemediğimiz kaleci kim, lig sonuncusunun Giresunspor’dan gelmiş ikinci kalecisi. Ayıp. Rijkaard zamanında Beşiktaş’ın oynadığı şu topun iki katını oynadı Galatasaray, “Sabote ediyorlar takımı” dediler. Düşünün Beşiktaş ne ediyor. Bu takımda Erhan’a forma vermek, Servet’in hangi hareketinden daha az sabotaj?
Hiç Belediye maçına kadar gitmeye gerek yok. 3 puan Manisa maçında, 2 puan bu maçta, İnönü’deki son üç maçta kayıp puan 5. O beş puanı alsan bugün Trabzon’un 4 puan gerisindesin, oysa şimdi fark 9. Ortada panik olmamasının tek sebebi Fenerbahçe’nin de topu topu 4 puan önümüzde olması. Bursa veya Trabzon şampiyon olursa olsun tabii. Renkli Kardeşler olmadıkça sorun yok. Bu borçları başkası ödeyecek ya, dert etmesek de olur.