HaberSpor Haberleri

Hadi bakalım

teomanakbennn1701Beşiktaş gözdağı veren bir startla merhaba dedi ikinci devreye. Maçı İnönü’de değil, Kadıköy’de bir mekanda falan, Guti’yi seyrederken dudaklarını kemiren Fenerbahçelilere bakıp izlemek vardı…

Beşiktaş ilk yarı başka, ikinci yarı başka oynadı yine. Skor da 3’te kalınca, biz Beşiktaş olduğumuz için rahatlayamadık tabii. Fakat belli ki bu takım ikinci devre boyunca seyirciye bol bol “Sen merak etme” diyecek.

guti griGuti artık iyice insanlıktan çıktı. Deep Blue hızıyla yaptığı hesaplamalarla pas atıyor. Hepimiz adamın paslarındayız, bilmiyorum Guti’nin kısa alan preslerine bakan var mı. Yıllar boyu “Teknik futbolcu koşmaz, pres yapmaz, öyle hepsi birarada olmaz” kandırmacası içinde halkçanak yetinmeyi öğrendik. “Hepsini birden yapabilsem Real Madrid’de oynardım” diyenlere “Haklısın” dedik. Hepsi birarada olabiliyormuş. Lakin “Hepsini birden yapabilsem Real Madrid’de oynardım” diyenler de haksız değilmiş. Buyurun, Real’li Guti.

Öyle bir oyun izledik ki, asıl merak edilen Portekizliler gölgede kaldı. Gölgeye ışığın vurması ise bana sorarsanız 65’te oldu. Ne Almeida, ne Simao; Beşiktaş’ın en bomba devre arası transferi belli ki Fernandes olacak. 90’ların başında Fenerbahçe’de oynayan, bana göre pek değeri anlaşılamayan Gerson’u hatırlatan, futbol topunu yaşayışı çok başka duran, yakın tarihten bir benzetme daha yapalım, bu sefer daha yakışıklı ve çok daha hücumcu bir Amaral’ımız oldu gibi. Simao henüz kopuk kopuk, Almeida ise arıza hallerini ikiye katlamış bir duruş içinde, şimdilik Quaresma’nın keyfini bekliyor. Q7 Almeida’ya her 25-30 metrelik topu şişiriyor, ama asıl atılacak asist anlarında ya geçiremiyor, ya atmıyor. İnsan ister istemez yeni bir İbrahim Akın-Ailton vakasından korkuyor. Tosun Paşa Akın’dan kaçmak için Çin’e kadar gitmişti sonunda. Almeida Real’e giderek de kurtulamaz, Q7’nin hayali de Real.

Beşiktaş iyi oldu. Şimdilik söylenecek tek söz bu. Defans düzelecek gibi değil, ama hep dediğimiz gerçekleşti, sonunda rakiplerin orta sahamızla forvetimizle boğuşmaktan üzerimize gelemeyeceği bir takım oluştu. Düşünün, dördüncü gol öncesi Buca ceza sahası içinde “Sen atmayacaksın ben atacağım” kavgası yapanlar Ersan’la İsmail. Nobre havasını buldu, Aurelio yanındakine attığı 2,5 metrelik paslarla her maçı yüzde 100 pas isabetiyle oynayan faydasız adam kimliğinden çıktı, gözümüz de alışmamış, ne oluyor anlamadığımız, takip edemediğimiz pas trafikleri çıkmaya başladı. Mustafa Hoca zamanında da anlamıyorduk bu takım ne oynuyor, ama şimdi anlayamamamız takip edememekten. Bugünleri görmek de varmış. Allah acıdı.

Beşiktaş’ın sadece bu 3 hafta 5 hafta değil, bütün bir fikstürü muhteşem. Tek tek haftaları incelerken, son Gaziantep maçı sonrası Antep’ten uçakla 2 saatte dönen, İstanbul’da havaalanından tesislere 12 saatte gidemeyen, yüz binlerin yollarda “Şampiyon, Şampiyon!” sesleriyle trafiği kapattığı bir Beşiktaş canlandı gözümde bir anda. 17’de 17 olmaz, olsa da yetmeyebilir derken, Trabzon’la ilk haftadan eriyen 2 puan. Bakalım ikinci hafta nelere gebe. Tek eksik, Hilbert cezalı. Neyse ki Erhan Güven var.

Teoman Akben

Dikkati Çekenler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu