Başbakan Erdoğan, Adnan Menderes’in mezarını ziyaret etti
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, merhum Başbakan Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan’ın anıt mezarını ziyaret etti.
27 Mayıs 1960 darbesi sonrası idam edilen merhum Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan, ölümlerinin 49. yılında düzenlenen törenle anıldı.
Topkapı’daki Anıt Mezar’da düzenlenen törene Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yanı sıra, Adnan Menderes’in oğlu Aydın Menderes ve ailesi, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, 22. Reform İzlem Grubu üyesi bakanlar Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, İçişleri Bakanı Beşir Atalay ve çok sayıda vatandaş katıldı. Menderes’in mezarına çelenk bırakılmasıyla başlayan tören, Kur’an-ı Kerim okunması ve dualarla devam etti.
Törende konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Adnan Menderes’in Türkiye’nin çok partili hayata geçişinin ve Türk demokrasisinin sembol ismi olduğunu söyledi. Merhum başbakan Menderes’in hayatı kadar ölümünün de siyasi tarihe kazındığını vurgulayan Başbakan Erdoğan, “Aziz milletimizin ‘yeter söz milletindir’ haykırışı Demokrat Parti ile birlikte, horlanan, dışlanan, küçümsenen milyonları da iktidara taşımıştır. Sessiz kalabalıklar sahipsiz kitleler Menderes hareketiyle milli egemenliği hissetmiş, yönetimde söz sahibi olmuştur.” diye konuştu.
Bundan tam 49 sene önce 17 Eylül günü öğle saatlerinde İmralı Adası’nda kurulan darağacında hayatı sona eren Adnan Menderes’in çok doğru ve isabetli bir ifadeyle ‘Demokrasi Şehidi’ olduğunu aktaran Başbakan Erdoğan, “Kendisinden bir önceki gece darağacında hayatları sönen Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan gibi, Menderes de bizleri hüzne boğan bir sonla bu dünyaya veda ederken milletimizin gönlündeki ebedi yerini almıştır.” ifadesini kullandı.
Menderes ve arkadaşlarının, ülkeye ve millete yaptığı hizmetlerin bedelini canlarını vererek ödediklerini ifade eden Başbakan Erdoğan, “Bizim inancımız, Allah için ülkesine, milletine hizmet yolunda ölenlerin, öldürülenleri şehit olarak kabul eder. Menderes’in, Zorlu’nun, Polatkan’ın şehadeti onlar ve aileleri için bir utanç değil, büyük bir gurur kaynağıdır. Tük milleti onlarca yıldır bu aziz insanları hürmetle şükranla, hayır dualarıyla anmaktadır. Onları idama gönderenler ise hiçbir dönemde bu cinayetin vebalinden bu utançtan kurtulamamışlardır. Türk milleti kendi iradesiyle göreve getirdiği bu masum insanların katledilmesini her zaman lanetle anmıştır.” dedi.
REFERANDUM’DA MİLLET DARBECİ ANLAYIŞA GEREKEN CEVABI HAYKIRMIŞTIR
Konuşmasında referandum sonuçlarına da değinen Başbakan Erdoğan, halk oylamasında ortaya çıkan iradenin bir kez daha her türlü darbeci ve vesayetçi anlayışa gereken cevabı haykırdığını söyledi. Ülke ve millet olarak bir daha böyle acılar yaşamamanın en büyük dilekleri olduğunu aktaran Erdoğan, “Menderes ve arkadaşlarının yaktıkları demokrasi meşalesi elden ele her geçen gün daha yükseğe taşınmış ve nihayet bu gün bizlere kadar ulaşmıştır. Menderes’in ortaya koyduğu irade ve kararlılık, başlattığı demokrasi ve kalkınma mücadelesi Merhum’un manevi mirası olarak milletimizce daime sahiplenilmiştir. Merhum Menderes’in idamından hemen önce verdiği mesaj bu bakımdan çok manidardır “Dirimden korkmayacaktınız, ama şimdi milletle el ele vererek Adnan Menderes’in ruhu sizi ebediyete kadar takip edecek, bir gün sizi silip süpürecektir.’ Nitekim Rahmetli Menderes’in ruhu, onun başlattığı demokrasi mücadelesi bu toprakların öz evlatlarını birinci sınıf vatandaş yapma kararlılığı bu güne kadar gelmiştir.” şeklinde konuştu.
Menderes’in haykırışının Türkiye’de yankı bulduğunu ve milleti ayağa kaldırdığını anlatan Başbakan Erdoğan, darbe zihniyetinde olanların Menderes’in bedenini ortadan kaldırarak amaçlarına ulaşacaklarını sandıklarını ancak başaramadıklarını belirtti. Menderes ve arkadaşların idam edilmesine karar verenlerin, “bizi buraya getiren irade böyle emrettiği için bu kararı aldık” diyecek kadar aciz olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Vicdanlarının sesini susturmaya çalıştılar. Ama ebediyete kadar onun ruhu tarafından takip edilmekten kurtulamadılar.” şeklinde konuştu.
Gittikleri her yerde Menderes’in ismini andıklarında yıkılmaya çalışan gönül köprüsünün daha da güçlendiğine şahit olduklarını belirten Erdoğan, günümüze kadar yaşanan her türlü kirli oyuna rağmen Adnan Menderes’in temellerini attığı çok partili sistemden geri adım atmaya kimsenin cesaret edemediğini vurguladı. Erdoğan, “Hamdolsun her badireyi şöyle ya da böyle aştık. Her oyunu bozduk. Milli iradeyi küçümseyenlere, vesayet altına almaya çalışanlara, ülkemizin değişim azmini kırmak isteyenlere gereken cevabı millet olarak verdik. Her karanlık günün aydınlığa döneceğine inanarak karlılık ve cesaretle mücadele ettik. Milletimizin rotasından sapmadık.” şeklinde konuştu.
Menderes’in kabrinin hemen yanında 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın da anıt mezarı olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, “Türkiye’nin aydınlık yarınlarının temel taşlarını inanç, sabır ve hayranlık veren öngörüyle atan rahmetli Özal’ı da şükranla yad etmek istiyorum.” ifadelerini kullandı.
Erdoğan, konuşmasını Necip Fazıl Kısakürek’in Menderes’in idamının ardından kaleme aldığı ‘Zeybeğin ölümü’ adlı şiirinden birkaç mısra okuyarak tamamladı.
MENDERES ÖZEL VE TAYYİP ERDOĞAN İSİMLERİ UNUTULMAYACAK
Törenin katılımcıları arasında Adnan Menderes’in oğlu Aydın Menderes de vardı. Menderes yaptığı konuşmada, geride kalan 49 yılın bir film şeridi gibi gözlerinin önünden geçtiğini ve bu zamanın boşa geçmediğini görmüş olmanın bahtiyarlığını yaşadığını söyledi.
Aydın Menderes, babasının acısını yıllardır yüreğinde taşıyan bir evlat olarak bugün gördüğü tablodan gurur duyduğunu belirterek, Menderes, Polatkan ve Zorlu’nun mezarlarının taşınmasına vesile olan rahmetli Turgut Özal’ı da rahmet andı. Aydın Menderes, “Menderes, Özal ve Tayyip Erdoğan isimleri ilelebet milletimizin kalbinde ve gönlünde bir arada yer alacaktır. Bundan hiçbir tereddüt duymuyorum. Bu milletimizin arzusudur. Muhakkak ki cenabı-ı hakkın da takdiridir. Ben sözümü uzatmayacağım. Rahmetli babam, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasna Polatkan’ı unutturmayan, onları sevdirten Cenab-ı hakka şükr olsun. Onları hatırasına, hatırasını bu güne kadar ayakta tutan aziz milletimize de en içten şükranlarımı sunuyorum. Ve bu vesileyle sayın Başbakanımıza birlikte olduğu arkadaşlarına da ben Cenab-ı haktan ikbal ve istikballerinin ziyadar olmasını niyaz ediyorum. 49 yıl sonra böyle bir günü yaşayabilmiş, bunu görebilmiş olmaktan dolayı da yine Allah’ıma şükrediyorum.” diye konuştu.
[adrotate group=”76″ banner=”78″]