Atıf Keçeci de SPK’ya başvurdu
Beşiktaş’taki ekonomik darboğaz ve enteresan işlemlerin ardından bir grup kongre üyesi SPK’ya başvurarak BJK A.Ş.’nin incelenmesini talep etmişti. Son başvuru da Beşiktaş’ın önemli isimlerinden biri olan Atıf Keçeci’den geldi.
İşte Atıf Keçeci’nin SPK’ya yaptığı başvuru;
Beşiktaş Futbol Yatırımları Sanayi ve Ticaret A.Ş. hisse senedi sahibiyim. Tüm olağan genel kurullarına da katılmaktayım. Beşiktaş Kulübü derneğinde 12 sene görev üstlendim. 20 senedir sarı basın kartı sahibi gazeteciyim. 30 senedir de yurt içi ve dışı müsabakaları takip ederim.
Bahse konu şirketin bilanço rakamlarındaki negatif görüntülerin giderek ve de artarak büyüdüğünü izlemekte ve yatırımcılar adına endişe duymaktayım. BJK A.Ş.’nin kar zarar durumu vahimdir.
BJK A.Ş.’nin borç rakamları ürkütücü ve şirketin öz serbaye kaybı ve borca batık görüntüsü maalesef bağımsız ve özel denetçiler tarafından TTK 324 kapsamında olmadığı şeklinde kaporlar tanzim etmektedir. BJK A.Ş. 28.2.2009 tarihinde İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi kararıyla “Makul değer bilançosu” hazırlamış ve aktiflerinde futbolcu lisans değerlerini UFRS kriterlerince kabul edilmemesine rağmen yüksek değerler hatta sözleşmeleri bitirmiş olanları dahi dahil ederek TTK 324 kapsamında olmadığı yönünde görüş alınmıştı.
BJK. A.Ş.’nin futbolcular için biçtiği 36.5 milyon TL değerlendirmenin getirisi sadece 2 milyon TL ve 100 bin dolar olmuştur.
TBMM’de kabul edilmiş ve 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girecek 6102 sayılı TTK ve 1 Haziran 2013 tarihinde uygulanacak UEFA mali kriterleri bu mali görünümdeki şirket ve kulüplerin faaliyetlerine izin vermeyecekleri kaçınılmaz bir gerçektir. Ancak öz sermayenin tamamlanması ve borç sıfırlaması ile UEFA lisansı alınabilecektir. Aksi halde ne yurt içi ne de Avrupa kupalarında yer almak mümkün olmayacaktır. Bu durumun A.Ş. hisse sahiplerine olumsuz yansımasına bugünden terbir alınarak SPK’nın birinci görevi olan yatırımcı haklarını koruma hususunun yerine getirilmesi zorunluluğunu hatırlatmak isterim. Bilançolar incelendiğinde kurulunuzca aşağıda tespit ettiğim hususların sizlerin de dikkatini çekeceği muhakkaktır.
Maddi olmayan duran varlıklar değerlenirken bu sınıfta olmaması gereken haklar gelir kalemi olarak yazılmıştır. Maddi olmayan duran varlıklar isim ve marka hakkı gibi geliştirilmiş haklardır. Oysa bu sınıfta gelecekte kombine bilet, maç bileti, reklam ve benzeri gelirlerin tamamı yazılmıştır. 2011 sezonu için düşünülen kombine bilet satış geliri olan 20 milyon liranın hali hazır satışlar hesap edildiğinde yüzde 25’i bile realize edilmemiştir. Burada düşünülmesi gereken isim ve lisans hakkı olmalıdır. Kanaatime göre bu şekilde değerlendirme bir zorlama sonucudur. Zira bu hakkın sahibi BJK AŞ değil BJK derneğidir.
Bu değerlendirmede amaç TTK 324 md. Kapsamında aktifin gerçek değerinin belirlenmesidir. Yapılan hesaplamalarda aktifin tamamen sübjektif olan maddi olmayan duran varlık kısmı değerlendirilmiştir. Aktifte gerçekten değer artışı yaratabilecek gayrimenkul yoktur. Dolayısıyla bu değerlemelere şüpheyle bakılmalıdır.
Bütün bu işlemler şirketin TTK 324 kapsamından borca batık şirket sınıfından çıkmasına yöneliktir. Dolayısıyla burada yatırımcılara açıklanan mali tablolardan farklı amaç güdüldüğü düşünülmelidir. Öncelikle UFRS kapsamında hazırlanmış olan ve borca batıklığı açıkça gösteren mali tabloların TTK 325 kapsamında dikkate alınması gereklidir. Çünkü bu standartlara göre hazırlanan mali tablolalr aktif ve pasifin gerçek cari değerini yansıtacaktır. Dolayısıyla İMKB şirketleri için hazırlanacak bilirkişi raporunun mutlaka UFRS ilkelerini baz alması önemlidir.
Uygulanan yöntemle sadece afaki bir takım değerler belirlenerek şirketin aktifi yükseltilmiştir. Bu durumda SPK 31 ağustos 2011 tarihli 3 aylık bilanço değerlerinin kötü gidişin ivme kazandığını göserek SPK olarak bilirkişi raporunun yenilenmesi istenmelidir.
Bağımsız denetim şirketinin bu ikazı yapmasına neden olan bilanço rakamları değerlendirme sonuçlarını şartlı bir görüş olarak bildirmesi gerekirken bunu yapmamıştır. Burada gaye bilindiği üzere TFF ve UEFA’nın şartlı görüş taşıyan kulüp bilançoları karşısında lisans vermemektedir. Burada yatırımcı yanıltılmaktadır.
SPK halka açık şirketlerin bağlı oldukları düzenlemelerden kaynaklanan risklerin tam olarak açıklanamsını sağlamak ve takip etmek zorunluluğundadır. Mevcut durum itibarıyla UEFA açısından BJK A.Ş. ciddi bir risk altındadır. Yaklaşık 1.5 yıl sonunda bu mali durumun nasıl düzeltileceğine ilişkin bir planın yönetim tarafından hazırlanak hem genel 14 kasım 2011 tarihinde yapılacak genel kurulda, hem de tüm yatırımcılara açıklanması gereklidir. SPK çok kısa süre içerisinde böyle bir planın hazırlanıp yayınlanmasını zorunlu kılmalıdır.
SPK BJK A.Ş’Nin mutlaka bilet satış gelirlerini denetlemelidir. Mali tablolardaki maç hasılatları eğer gerçek ise o zaman ortalama bir maç biletinin 2011 düzeyinde olması gerekir.
SPK’nın benzer bir incelemeyi 6 yıl önce yaptığını hatırlatırım. Aynı denetimin tekraren yapılması ve gelirlerin doğruluğu saptanmalıdır. BJK A.Ş’nin yaptığı son dönem futbolcu transferlerinde yabancı bir fon ortaklığı söz konusudur. Bu durum FIFA’nın transfer yönetmeliğine açıkça aykırıdır.
BJK A.Ş.’nin mali tablolarda karşılıkları eksiktir veya çok düşüktür. Bu hususta ileride sıkıntılar yatarabilecektir. Örneğin bilanço dip notlarında görülebilecek Aktif Reklam şirketinin açmış olduğu ve karar aşamasındaki 10 milyon dolarlık dava ve Matteo Ferrari’nin UEFA kanalıyla hak edişi olan 5 milyon euroluk talebi.
Bir yatırımcı olarak tespitlerim ancak bunlar, eminim ki asli göreviniz gereği yatırımcı hakların kaybına mani olacak incelemelerin işin ehli uzmanlarınızca daha detaylı yapılacağını düşünmekteyim. Gereğini emirlerinize arz eder, sonucun tarafıma bildirilmesini rica ederim.
Atıf Keçeci…