Aslan’ım Gökhan Zan
Fenerbahçe’nin, transfer şampiyonluğunu şimdiden ilan ettiği günler yaşadık Haziran boyu. Beşiktaş ise alamadıkları bir yana, bir de Gökhan Zan’ı kaybedince, moral anlamda kan kaybı devam etti.
Nihat transferi ise bu transferdeki ilk başarısızlığın gölgesinde kaldığından mıdır, her taraf pek bir tatil havasında, ondan mıdır, nedir, pek umulan sesi getirmedi. Şimdi ise gündem Ferrari.
Poulsen konusundaki girişimlerin gerçek olmadığını umarak, İtalyan oyuncunun transferi ile ilgili gelişmeleri takip ediyoruz medyadan. Ama bir yandan da düşünmeden edemiyor insan. Zapotocny Beşiktaş’ın oyuncusu olmasaydı, İtalya’daki bu transfer avı esnasında gerek künyesi, gerek fiziği, gerekse duruşu ile, herhalde bütün komitenin rüyası olur, sırf bonservisi için en az 5 milyon dolar da gözden çıkarılırdı. “Holosko var, Sivok var, iyi de anlaşırlar” denir, peşinden koşulurdu. Oysa bu adam şu anda kadrolu futbolcu, kulübün parası ödenmiş malı ve yüzüne bakan yok. Gordon Schildenfeld ile bir kefeye konup, kurtulunması gereken adam konumuna giriverdi garibim ne yaptığını bile anlamadan.
Gökhan Zan’a gelince, ilginç bir arkadaşmış
Gökhan Zan’a gelince, ilginç bir arkadaşmış. Serbest bir futbolcu. Geleceğini düşünmek zorunda olması var. Ailesindeki sağlık problemli kişilerin varlığı bile onu herkesten çok para düşünmeye itebilecek bir durum. Kim ayıplayabilir? Üstüne bir de kulübün de inkâr etmediği ilgi gösterilmemiş olması durumu. Ama imza günü, sırtında Galatasaray forması, boynunda Galatasaray atkısı, elinde bayrak, dudaklar armaya uzanmış halini görünce… Ne oluyor be kardeşim? Galatasaray taraftarı bile maça üstünde o kadar atkı bereyle gitmiyor. Bir eline de sarı kırmızı diye içine limon domates tıkıştırılmış pazar filesi alaydın, tam olaydı.
Yahu önüne gelenin de formasını öpmeye mecbur değilsin ki? Geldiğinde Beşiktaş’ınkini öp, şimdi Galatasaray’ınkini öp, e seneye ne olacağı belli mi, daha belki Fener bayrağı sırada, adamın mezhebi bu kadar da geniş olmaz ki. Herkesin bu kadar taraftarı olacaksan, kimsenin taraftarı olma. Mecbur musun?
Gökhan Zan Beşiktaş için bir kayıp değil. Yönetimin “Hayırlı olsun” deyip geçmesi kendilerinin de çok farklı düşünmediğini gösteriyor. Ama yerine gelecek adamın kalitesi, kazanç olmalı. Bu anlamda Ferrari çok doğru bir seçim midir, bekleyip göreceğiz.