Hızlı , plansız şehirleşmenin ve tüketim ekonomisinin yabancı sermaye desteği ile yaşam alanımıza soktuğu AVM ler cazibe merkezleri haline getirilmeye çalışılıyor , yapılan araştırmalara göre ülke çapında 310 adet olan AVM kapılarından 17 milyar dolar …
Dar alana sığdırılan ticari mekanların fazlalığı da müteahhitlerin iştahını kabartıyor , son 10 yılda AVM lere yapılan yatırım 40 milyar dolar olarak hesaplanıyor . Batı ülkelerinin taklitçiliğini çağdaşlaşma olarak gören özenti kapitalist zihniyetin plansız programsız sadece ranta yönelik mantığı , belediyelerin şehir dokusuna uymayan inşaat izinleriyle de birleşince , başta İstanbul olmak üzere büyük şehirleri AVM çöplüğüne dönüştürüyor .
Batılı ülkelerde AVM ler şehrin dışına konumlandırılmış durumda ve buralara metro gibi toplu taşım hizmetlerinin planlı inşası da cazibeyi elbetteki arttırıyor , bizde ise şehrin ekonomik ,sosyal ve kültürel doku gelişimi , kente göç olgusu ,planlamada göz önünde bulundurulmadan AVM konusuna basit bir ruhsatlandırma ve imar konusu gibi bakılıyor , sadece inşaatçı gözüyle kalkınma modeli olarak gözlemleniyor . Kentin içinde kalmış yeşil alanlar ile restore edilmeyi bekleyen tarihi binalar , AVM ler için hazır yatırım alanları olarak görülüyor .
Tüketim düşkünleri için küresel dünyanın yarattığı bu cazibe merkezleri geniş alanlara yayılırken , toplumumuzda geleneksel olan çarşı , pazar , mahalleli esnaf gibi mütevazi sermaye ile yaşayan unsurların , büyük ve küresel sermaye karşısında ezilerek yok olmalarına da neden oluyorlar. Çarşı , pazar ve mahalleli esnafının müşteri kitleleriyle yaşadığı demokratik dayanışma ruhunun karşısına çıkarılan sermaye dayanışmasının mahalle kültürüne verdiği zarar ise , kent dokusuna hem ekonomik hemde sosyolojik sakınca oluşturmaya devam ediyor .
Sanılmasın ki AVM lerin çokluğu gelişmişlik örneğidir , sanılmasın ki AVM lerin çokluğu ekonomik ilerleme göstergesidir , şehir plancısı otoritelerin tespitine göre , bir şehirde AVM lerin çokluğu az gelişmişlik alametidir , az gelişmişlik göstergesidir .Bunun aynı zamanda demokrasi kültürünün olmadığının ve gelişmediğinin de göstergesi sayılması gerektiğini düşünüyorum . Şehir talan edilirken , buna dur diyememek sizce de demokrasinin olmadığının pratikteki örneği değil midir . İstanbul`dakilerin kendi iç mekansal işleyişleri de hiç demokratik ve hakça değil , kurulmasındaki amaç her metrekaresinden kar etmek olan bu ticari mekanlarda üstelik kat mülkiyet kanunu da uygulanmıyor , zincir mağaza olamayanlar zaten buralara giremiyorlar , girebilseler de 6 aydan fazla dayanamıyorlar .
Vahşi kapitalizmin kar hırsıyla , plansızca ve oburcasına oluşturduğu ve tamamen özenti tüketici kitleyi hedefine koyarak inşa ettiği AVM ler kapitalizmin kendi iç çelişkileri nedeniyle de kapanmaya doğru gidiyorlar , son 7 yılda 23 AVM nin kapandığını , bazılarının ise okul ve hastaneye döndürülmek istendiğini de izliyoruz , ayakta kalabilenlerin ise küresel sermaye ile çözüm ortaklıkları kurabilen işbirlikçi yerli sermaye olacağını , yerli ticaret erbabının zaman içinde tasfiye olacağınıda söylemek kahinlik olmaz sanırım , Çünkü AVM ler küresel sermayenin tapınakları dırlar , cemaati ve müridi tüm dinlerden fazla olan tüketici kitlesi vardır , parayı yaratan ve paraya tapan , parasını arttırmak için dünyanın her yerinde kan döküp , savaş çıkaran emperyalizmin bu tapınaklara ihtiyacı vardır , bu gerçek göz ardı edilmemelidir.
Kaynak : Ozgurmilas.net
[adrotate banner=”267″]