“Devlet Münevver Karabulut’u lekeledi”
Münevver Karabulut cinayeti soruşturması kapsamında ortaya çıkan Adli Tıp rezaleti baba Süreyya Karabulut’u adeta çıldırttı.
Adli Tıp’a dava açacak olan Süreyya Karabulut, ‘Münevver’i önce Cem Garipoğlu mahvetti, sonra da devlet mahvetti, lekeledi’ dedi.
Milliyet gazetesinde Gülay Fırat’ın haberine göre; Başı kesilerek öldürülen 18 yaşındaki Münevver Karabulut’un, otopsisinde bulunan sperm örneğinin başka bir cesedin otopsisinde kullanılan eldivenden bulaştığının ortaya çıkmasının üzerine acılı baba Süreyya Karabulut kurumdan davacı olacağını söyledi.
Karabulut, “Devlet bizim namusumuzla oynadı. Bu şerefsizlik. Hunharca öldürülen kızımın cesedini temiz bir şekilde alıyorsun, tahlillerini ne şekilde yapıyorsun? Bir hayvanı bile hijyenik alanda kesiyoruz. Bir hayvan kadar değerimiz, kıymetimiz yok mu? İsyan ediyorum, kahroluyorum” diye konuştu. Münevver Karabulut cinayetinde, Adli Tıp Kurumu raporlarına yansıyan “çamaşırdaki sperm izi”nin başka bir cesedin otopsisinde kullanılan eldivenden bulaştığının ortaya çıkmasının ardından Karabulut ailesi bir kez daha sarsıldı.
Evde hüngür hüngür ağladıklarını söyleyen baba Karabulut, “Bu iğrenç bir durum. Zaten Adalet Bakanlığı soruşturma başlattı. Ama bu son yaşananlar Cumhuriyet tarihinin en büyük skandalıdır. Benim pırıl pırıl yavrumu Adli Tıp Kurumu, yani devlet lekeledi. Ben onlara güvenmeyeceğim de kime sığınacağım?” dedi.
Yapılan hatanın hazmedilecek bir şey olmadığını, Adli Tıp Kurumu’nun kızlarının namusuyla da oynadığını söyleyen baba Karabulut, “Benim kınalı kuzum vahşice öldürüldü, bir de devlet acıma tuz bastı. ‘Çamaşırında sperm var’ dedi. Kızımı mezarında ters çevirdiler.
Münevver’i önce Cem Garipoğlu mahvetti, sonra da devlet mahvetti, lekeledi. ‘Senin kızının Cem Garipoğlu’nda ne işi var, kilodunda sperm var’ deniyordu. Kafam hep yerdeydi, şimdi de ‘pardon’ diyorlar. Kızım tertemiz olduğu için yüreğimize bir su serpildi, ancak devlet de benim namusumla oynadı” dedi.
“Türkiye’de çok şey değiştireceğine inandığım bir dava”
Eski Adli Tıp Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Sevil Atasoy konuyla ilgili şöyle konuştu: “Bugüne kadar Adli Tıp Kurumu’ndan açıklama gelmedi. Ancak DNA bulaşmasının olabileceğini biz çok uzun zamandır biliyoruz. Her ülkenin tarihinde sistemi mercek altına almaya neden olan olaylar olur. Mağduriyetini gideremeyeceğimiz babayı ‘Devlet kızımın namusunu lekeledi’ şeklinde isyan ettiren boyuta gelmesi ile birlikte olayı ciddiye almamızın gerektiğini görmekteyiz. Bu konu ilk kez bir gazete tarafından gündeme getirildiğinde söylediğim bir cümle var. ‘Eğer doğru ise kapısına kilit assınlar’ diye bir cümle söylemiştim aynı cümleyi tekrarlıyorum ve arkasında duruyorum.”