BJK HaberleriHaftanın OlayıSpor Haberleri
İstanbul Boğazı’ndaki okullar kapatılacak mı?
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın, İstanbul Boğazı’ndaki kamuya ait tarihi binaların otel ya da müzeye dönüştürülmesi için karar alması sert tartışmalara yol açtı.
Bu karar Kuleli Askeri Lisesi’nden, Galatasaray Üniversitesi’ne, Kabataş Erkek Lisesi’nden Beşiktaş Kız lisesi’ne, Ortaköy’deki ünlü Denizcilik Lisesi’nden, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’ne daha bir çok okulu tedirgin etti.
Boğaz hattındaki tarihi binalarıyla da özdeşleşen okullar karara tepkili, çalışmaların hızlandırıldığını açıklayan Bakan Günay ise son derece kararlı. Maddi ve kültürel değeri tartışmasız olan tarihi binaların okul olarak değerlendirilmesi bir kaynak kaybı mı? Boğaz’daki okullar otel ya da müzeye dönüştürülmeli mi? İşte tarafların görüşleri..
Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Necmi Yüzbaşıoğlu
Tarihi doku otelle mi korunur, bilim yuvasıyla mı?
“Sahil çok geniş bir kavram. Türkiye’de çok sahil var. Ve bunların hepsi İstanbul kültürüyle özdeşleşmiş, İstanbul’un parçası olmuş mekanlar. En önemlileri de sarayın devamı olanlar. Bu yerlerin asıllarına uygun olarak korunabilmeleri için bilim yuvaları olarak işlem görmeleri en doğrusudur. Üniversiteler kamuya açık yerlerdir. Galatasaray Üniversitesi de Feriye Sarayı’nın devamıdır. Böyle tarihi bir mekanı otel ya da müze yapmak için yıkmak doğru mudur, bu yerler otel yapılınca mı tarihi doku korunmuş olur yoksa bilim yuvası olunca mı, bunu düşünmek lazım. İstanbul’un, sarayların bir parçası olan bu yerleri yıkıp otel yapmak, tarihi kökene ihanet olur. Bütün dünya bu tür kurumlara gözbebekleri gibi bakmaktadır.Bu kurumları korumanın en iyi yolu- tarihi misyona uygun olarak- buraları bilim yeri olarak muhafaza etmektir. Sayın bakan çok talihsiz, yanlış bir açıklama yapmış.”
Kabataşlılar Derneği Başkanı Nabi Cücük:
NE KADAR PARA KAZANACAKLARSA KABATAŞLILAR CEBİNDEN VERMEYE HAZIR
Biz böyle bir düşünceye şiddetle karşıyız. Bunun düşünülmesinin bile asla mümkün olmaması gerekir. 101. yılımızı kutluyoruz. Bu okulun bahçesinde Çanakkale savaşı, İstiklal Savaşı ve Balkan savaşlarında öğrenciyken savaşa katılmış mensuplarımızın anıtları var. Bu şehitlerimiz nedeniyle bayrağımızın rengi olan kırmızı beyaz, siyah beyaza döndü. Ticaretin değerlerimizin önüne geçmemesi yapılacak en doğru harekettir.
Cumhurbaşkanı da sıcak bakmıyor
Kabataşlılar Derneği olarak biz Sayın Cumhurbaşkanımızı ziyaret ettik. Bu ziyaretimizde kendilerine konuşulan bu konularla ilgili hassasiyetimizi ilettik. Bize gönülden destek verdi. Tarihi liselerin bu uygulamaya girmemesi gerektiğini ifade etti. Bizler düşüncelerimizi anlatırız. Ama kararı verecek mercilerden ticaretin değerlerin önüne geçmeyeceğini düşünmelerini istiyoruz. Bize eğer derlerse ki biz buradan şu kadar para kazanacağız. Bütün Kabataşlılar ellerindeki delikli kuruşa kadar verip her türlü fedakarlığa hazırdır.
Okulumuzun içerisinde herkese parmak ısırtacak bir müzemiz var. Biz zaten her türlü kültürel anlamda her türlü birlikteliğe katılıyoruz ve katılmaya da devam ederiz. Müze noktasında ek projeler gelirse bunu da değerlendiririz. Ama okulun otel ya da tamamen müze olmasına şiddetle karşıyız. Tarihi değerlerimiz sanki müzelerde ne kadar korunuyor? Biz tarihi değerlerimizdeki hassasiyet noktasında müzemizin bir örneğini Minyatürk’e koyduk.
Bu tip konuların medyaya yansıması bile bizi ağır şekilde yaralıyor. Tüm Kabataşlılar otel ve benzeri projelere şiddetle karşı çıkar. Karar alacak mercilerden bu hassasiyetleri göz önünde bulundurmalarını istiyoruz.
Umut Görceğiz -Ziya Kalkavan Anadolu Denizcilik Meslek Lisesi
Mezunları Derneği Başkanı:
Hem eğitime hem kültüre ihanet
Bizim okulun hemen yanı başında Çırağan Oteli olması nedeniyle birçok insanın iştahını kabartıyor ve bu otel olacak söylentileri hep çıkıyor. Bu söylentiler hiç bitmedi ama şimdi bakan düzeyinde ciddi açıklamalar yapılıyor. Hep bir siyasi baskı oldu bu zaman zaman yoğunlaşıyor. Okul yönetimi ve biz de dernek olarak bu baskılara karşı sürekli mücadelemizi sürdürüyoruz. Resmi bir yazışma yok ama bir istek ve arzu var.
Ortaköy’deki Gaziosmanpaşa Lisesi de yandıktan sonra 3’üncü kişilere kiralanmak istendi. Ancak bununla ilgili İdare Mahkemesi’ne dava açıldı ve yürütmenin durulması kararının çıktığını biliyoruz.
Bu söylentiler ve siyasi baskılar sonucu mezunlar olarak tedirginlik yaşıyoruz. 2 bin 200 mezunumuz var. Bizden önce de Yüksek Denizcilik Okuluydu burası. 100 yıllık bir tarihi var. Burayı da hesaba katarsak binlerce mezunu olan bir okul. Biz bu okulun mezunları olarak her türlü baskıya karşı her aşamada karşı çıkacağız. Maddi sebepler nedeniyle bu kültür ve eğitim yuvalarını kaldırmak istiyorlar. ‘Siz taşının başka bir yerde aynı eğitimi yaparsınız’ gibi bir bakış açısı var. Ama şunu göremiyorlar. Bu okulda bir denizcilik ruhu oluşmuş. Denizcilik eğitimi veriliyor. Maddi manevi bir bütünlüğün olduğunu göremiyorlar. Otel yaparsak para kazanırız düşüncesi hakim. Fakat biz orada yatılı okuduk. Çocukluktan gençliğimize geçişi orada yaşadık. Acı tatlı anılarımız var. Böyle köklü okulların bu şekilde bitirilmesi hem eğitime hem kültüre yapılabilecek en büyük ihanettir. Siz bu okulu blok olarak oradan kaldırıp başka bir yere taşısanız dahi aynı eğitim kalitesini veremezsiniz. Bizim okulumuz denizciliğin idari aşamaları için bile kadrolar yetiştiriyor. İnsana yatırımı bırakıp burayı bir ticarethane haline getirirseniz bu eğitim ruhunun katledilmesi demektir. Biz buna Ortaköy Denizcilik Ruhu diyoruz. Bu ruh katledilmez. Eğer böyle bir girişim yapılırsa her aşamasında her türlü mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğimizi herkesin bilmesini istiyoruz.
Murat Bardakçı Tarihçi
Binası iyi olan okuldan iyi öğrenci çıkar
Öğrencilerin iyi binalarda öğrenim görmesini engellemeye çalışmak büyük ihtimalle barakalarda okumuş kişilere mahsus bir davranıştır. Bütün dünyada kural, iyi eğitimin iyi okul binası ile doğru orantılı olduğu şeklindedir. Dünyanın en önemli sivil ve askeri akademileri tarihi, hoş binalarda eğitim verirler. Binası iyi olan okuldan iyi öğrenci çıkar.
Prof. Dr. İlber Ortaylı Topkapı Sarayı Müzesi Bşk
Her yeri okul, her yeri bina yapacak değiliz
Burası bir imparatorluk başkenti. İmparatorlukların başkentinde her türlü bina bulunur. Hapishane de bulunur, yalılar da olur, oteller de olur, okullar da olur. Her yeri otel, her yeri okul yapacak değiliz. Böyle bir standartlaştırma düşünülemez.
Bayram Kaymak Galatasaray Üniversitesi Mezunlar Der. Bşk.
Boğaz, okul kültürümüzün bir parçası
Öneride adı geçen okullar ve özellikle üniversitemiz, eğitim geleneği yüzyıllar öncesinden gelen, köklü eğitim kurumlarıdır. Taşıdıkları kültürün bir parçası da içinde bulundukları fiziksel ortam ve Boğaz’dır. Bu gibi
kurumların ayırt edici özellikleri, öğrencileri geleceğe hazırlarken, geçmişle bağlantının kopmaması, temsil ettikleri köklü değerlerin yapıların içerisinde ve bulundukları çevrede hissedilebilmesi ve böylece aktarılabilmesidir. Sadece Boğaz olarak düşünmeyin bunu, eğitim verilen binalar da (eski saray’ın devam kısmı olması itibariyle) bu değerleri
somutlaştıran yapılardır. Bu yönüyle, bu öneri bizce olumlu sonuçlar doğurmaz.
Kaldı ki Boğaz hattında yeterince Otel bulunmaktadır. (hem Avrupa hem Asya kısmında) Elde edilen gelir, doğacak zarar ve kaybı karşılayacak miktarda olamaz.
Daha objektif değerlendirmemiz için başka bir ülkeden örnek vererek
görüşlerimi sonlandırayım. Paris’in en merkezi yerinde bulunan Sorbonne Üniversitesi’nin kampüsünü otele çevirmek gibi bir fikir kimsenin aklından geçmez, -eğitim verilen binaların ağırlıkla diğer bölgelerdeki kampüsler olmasına rağmen- Tarihi yeri ve binası, belki de Boğaz’da bir otelden çok daha fazla gelir getirebilecekken, böyle bir şey düşünülmez bile. Çünkü okulun ruhu, biraz da binasında gizlidir.
BAŞARAN ULUSOY TÜRSAB BAŞKANI
Doğru fikir, Boğaz’da butik otel ve müzelere ihtiyaç var
İstanbul’da otellerin doluluk oranı yüzde yüz. 25 tane 5 yıldızlı, 15 tane 4 yıldızlı yeni otele ihtiyaç var. Boğaz hattında butik otellere ihtiyaç var. Fikir olarak doğru ama İstanbul’un silüetine dikkat ederek, simgelere dikkat ederek yapmak lazım. Mesela Kuleli Askeri Lisesi bu simgelerden biridir ve bence askeri müze olmalı. Zaten İstanbul’da 50/60 tane de müzeye ihtiyaç var. Okullar otel olmasa bile müzeye dönüştürülebilir. Ben oteller için kamu kuruluşlarının dinlenme tesislerini daha uygun buluyorum. Atıl ve kurumlar içinde masraflı durumdalar. Okulların tarihi binalarından taşınması, Boğaz’ı boşaltmaları da ayrıca doğru olacaktır. Şehir içindeki yoğun trafik de azalmış olur, öğrenciler 3 saatini yolda geçiriyor. Şehir içinden çekilsin okullar.
Kültür ve Turizm Bakanı ERTUĞRUL GÜNAY: Binalar için kıskançlık göstermemeliyiz
”Bunların yapıldığı dönemde Türkiye’nin dünyaya açılması, tarihi, sanatı ve kültürü ile hatırlanan bir ülke olması derdi yoktu. Dünyada da bu kadar büyük bir turizm sektörü bulunmuyordu. Ama şimdi ülkelerin değeri, kültür ve sanatta yaptıkları atılımlarla ölçülmeye başlandı. Ben de ‘İlla şu bina turizme açılsın’ demiyorum. Ama ‘Bu konuya yeniden bütünüyle bakalım’ diyorum. İstanbul’da Sultanahmet Meydanı’na bakan bir Tapu Kadastro Bölge Müdürlüğü binası var. Yine aynı yerde adliye binası var. Bu adliye binası oradan kalktığında orası yeni bir kamu dairesi olmasın. Ya yıkmalıyız, orada arkeolojik bir park varsa çıkmalı ortaya ya da orasını müze yapmalıyız. Aynı şey boğazdaki okullar için de geçerli. Ayrıca asker ya da sivil ayrımı da yapmıyorum. Yeni okulları başka yerlere yapabiliriz. Bir tarihi nostaljisi vardır, ona uygun bir şey yapabiliriz. Bu saatten sonra kamu misafirhaneleri mi kalmış, binalar için kıskançlık göstermemeliyiz Her şeyi dünyaya açalım, ama bundan bizim insanımız da istifade etsin.” (HABERTÜRK)