Bobo: “Beşiktaş’ta ve İstanbul’da bir ömür kalacağım.”
Beşiktaş’lı futbolcu Bobo Beşiktaş Dergisi’nin Mart ayı sayısında spor basının duayenlerinden Korkut Göze’nin sorularını yanıtladı. Bobo, Beşiktaş’ta ve İstanbul’da bir ömür kalmak istediğini söyledi.�
Korkut Göze, genç futbolcumuza birbirinden güzel sorular sorarken, Bobo da bu sorulara en içten yanıtları vermeyi ihmal etmedi. İşte ikilinin keyifli sohbeti…
Attığı gollerle yüzümüzü güldüren Deivson Rogerio, herkesin bildiği ismiyle Bobo ile Beşiktaş’ın en tecrübeli kalemlerinden Korkut Göze, BJK Nevzat Demir Tesisleri’nde bir araya geldi. Beşiktaşlı yazar Göze’nin özenle hazırladığı sorulara net ve bir o kadar da içten yanıtlar veren futbolcumuz, ömrünü İstanbul’da geçirmek, futbola da Beşiktaş’ta jübile yaparak veda etmek istediğini belirtti.
K.Göze: Genelde yedek soyunuyorsun ve oyuna geç katılıyorsun. Yine de taraftarın büyük bir sevgi ve inancı var. Bu sevgi ve inancı neye bağlıyorsun?
Bobo: Üç senedir Beşiktaş’ın formasını giyiyorum ve bu sürede güzel maçlar oynadım, güzel goller attım. Herhalde taraftarımız bunları unutmuyor.
K.Göze: Transferle ilgili olarak adı en çok anılan futbolculardan birisisin. Menajer olsan Bobo’yu Avrupa’ya nasıl pazarlardın?
Bobo: “Gelecek vaat eden bir genç” olarak lanse ederdim…
K.Göze: Teknik özellikler olarak neler söylerdin?
Bobo: Ceza sahasında iyi özellikleri olan, aynı zamanda ceza sahasına top taşıyabilen ve ileride bunları daha da geliştirebilecek olan futbolcu…
K.Göze: Bizlere yani medyaya kızıyor musun?
Bobo: Zaman zaman doğru olmayan şeyler de çıkıyor ama kızmıyorum. Sonuçta gazetecinin mesleği bu. Her gün sayfasını doldurmak zorunda… Doğru olmayan haberler, futbol dışında özel hayatla ilgili olursa çok üzücü olabiliyor ama futbolla ilgili olduğu sürece bir kızgınlık duymuyorum.
K.Göze: Peki teknik açıdan yapılan yorumlar doğru mu sence?
Bobo: Bazen doğru, bazen yanlış yorumlar yapılıyor. Ama benim için gerçekten çok da önemli değil. Ben kendi işime bakıyorum.
K.Göze: Beşiktaş’a ilk geldiğin günü düşününce, o günkü Bobo’yla üç sene sonraki Bobo arasında ne fark var?
Bobo: Beşiktaş’a geleli bugün (5 Şubat) üç sene, üç gün oldu. Tecrübe değişikliği var… Zaten tecrübe değişikliği, saha içinde futbolcunun daha iyi oynamasını, yeteneklerini daha kolay sergilemesini sağlıyor.
K.Göze: Yani futbolunda bir gelişim oldu mu?
Bobo: Futbolumda tabii ki benim burada sayamayacağım kadar gelişim oldu.
Aslında benim için çok değişik bir süreç oldu. Benim transferim, bugün yapılan transferler gibi değildi. İstanbul’a yani havaalanına geldiğimde bir tercümanım, bir yönetici ve 2-3 gazeteci vardı. 21 yaşımda geldim ve adım adım merdivenleri çıktığıma inanıyorum.
K.Göze: Şimdiye kadar bir hayli teknik direktörle çalıştın. Hangisinin sana en çok katkısı oldu?
Bobo: Burada birlikte çalıştığım her hocadan bir şeyler öğrendim. Ama hepsinin içinden Tigana daha etkili oldu. O beni buraya getirmişti. Herhalde onun payı biraz daha büyük.
K.Göze: Bir ömrü İstanbul’da geçirir misin?
Bobo: Kesinlikle geçiririm.
K.Göze: Jübileni Beşiktaş’ta yapmak ister misin?
Bobo: Buna da cevabım; kesinlikle isterim… Kaldı ki yapacağım da…�
(Tercümanı Arda Kabaklı “Daha bu sabah aynı şeyleri konuşmuştuk” diye ekliyor)…
K.Göze: Beşiktaş’a geldiğin günden bu yana üç yıl geçti. Bu sürede seni en çok mutlu eden olay neydi?
Bobo: Üzüntülü günlerim de, sevinçli günlerim de oldu. Ama sevinçli günlerim kesinlikle daha fazla… Özellikle Türkiye Kupası’nı kazanmamız… Kupayla birlikte gelen sevinç her şeyden başka oluyor. Şampiyonlar Ligi’nde aldığımız galibiyetler ya da attığım gollerle de burada çok mutlu günlerim oldu.
K.Göze: Futboldan başka bir spor yaptın mı?
Bobo: Voleybol oynadım.
K.Göze: Başka?.
Bobo: Basketbol…
K.Göze: Bir yerde boks yaptığını okumuştum.
Bobo: Hayır yapmadım ama Brezilya dövüş sanatı ile ilgilenmiştim.
K.Göze: Efes Cup turnuvasında Galatasaray’la bir maç oynanıyordu. Orada Tolga’yla aranda bir münakaşa oldu ve sen hemen gardını aldın.
Bobo: (Gülüyor) Ben boks yapmadım ama sonuçta televizyonda izlemişliğim var. O an herhalde refleks olarak öyle bir şey yaptım. Bir anda oldu.
K.Göze: Sana göre Bobo, Holosko, Nobre aynı takımda oynar mı?
Bobo: Bence oynar. Türkiye’de bunun örnekleri de var. Mesela Trabzonspor’da iki santrforun yanı sıra Yattara da oynuyor.
K.Göze: Türkiye’de en beğendiğin futbolcular kimler?
Bobo: Ben genelde hücum oyuncularına dikkat ediyorum. Türkiye’de iyi forvet oyuncuları var. Gökhan Ünal, Ümit Karan ve daha adını sayamadığım birçok iyi oyuncu bulunuyor.
K.Göze: Peki Türkiye’de en çekindiğin savunma oyuncusu kim?
Bobo: Bizim takımın dışında da iyi ve kaliteli defans oyuncuları var Türkiye’de. Çekindiğim değil ama başarılı gördüğüm defans oyuncularının başında da herhalde Servet ve Lugano gelir.
K.Göze: Sana Beşiktaş’ta en iyi pasları kim attı?
Bobo: Sergen Yalçın’la üç ay oynayabildim. Daha öncesini de bildiğim için Sergen’in o zaman çok iyi dönemleri de değildi. Ama buna rağmen üç seneyi bir bütün olarak düşününce ilk sırada Sergen’i söylerim. Ondan sonra da Delgado…
K.Göze: Ödemelerde canını sıkan bir şey oluyor mu?
Bobo: Ödeme konusunda fazla konuşulacak bir şey yok. Dünyanın her yerindeki futbol piyasasında bugün ödemeler üç aşağı, beş yukarı aynı. Beşiktaş kulübü, tüm iyi niyetiyle elinden gelen her şeyi yapıyor. Bir problemim yok.
K.Göze: Üç büyüklerden transfer teklifi aldın mı?
Bobo: Hayır, almadım.
K.Göze: Sana göre, Avrupa değerin ne?
Bobo: İyi para ederim (gülüyor)…
K.Göze: Beşiktaş taraftarına söyleyeceğin bir şey var mı?
Bobo: Beşiktaş ve takım için taraftar çok büyük anlam ifade ediyor. Onlar da takımın bir parçası. Bence bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da aynı şekilde bizi desteklemeliler. Bu sene şampiyonluğa çok yakınız. Taraftarımızla beraber sezon sonunda şampiyonluk kutlaması yapmak istiyoruz.
K.Göze: Bir gazeteci olarak bana kızdın mı?
Bobo: (Gülüyor) Yok, hayır kızmadım…
K.Göze: Teşekkür ederim.
Bobo: Ben teşekkür (Türkçe söylüyor)…