Hakemler gül gibidir
Hafta sonu Beşiktaş ile Galatasaray karşı karşıya gelecek. Teknik direktörler sahaya çok kritik ve zorlu müsabakalarda inandığı futbolcuları sürer. Bu çok doğaldır, üstelik tecrübe faktörü öndedir. Gelelim hakeme; Bu kadar üst düzey bir müsabakada bu maçı kaldıracak kapasitede hakemin atanması lazım. Bu hakem fiziksel olduğu kadar, zihinsel ve ruhsal açıdan da yıpranmamış, erozyona uğramamış bir hakem olmalı. Yani bu hakem her yönden kendini maça hazır hissetmeli. Bilinen hakemleri buraya atamak, rahatsızlık yaratır. Bundan önceki derbilerde görev yapan tüm hakemler yıprandı. O nedenle en formda olan hakemi bu maça vermek lazım. Yardımcılar da son derece önemli. Çünkü bir hakem maç boyunca verdikleri ve vermedikleriyle birlikte 400 dolayında karara imza atıyor. Hakeme hakem gibi düşünüp bayrak kaldıran veya oyunu devam ettiren yardımcılar gerek.
Hakem bir gül gibidir. Fazla koklarsan soldurursun. Hakemi düzgün koklamak lazım. Dolayısıyla bir hakem çok zorlu ve kritik bir müsabakadan sonra 14-15 gün dinlenmeli ve o maçın atmosferinden sıyrılarak yeni maça kendini kanalize etmeli. Çünkü Beşiktaş Galataaray derbisi Türkiye ligine damga vuracak müsabaka. Hata kaldırmaz.
Zorluk seviyesi yüksek olan müsabakalara hakem sadece kendi adına hazırlanamaz. Yardımcı hakemlerle ve 4. hakemle maçtan 1-2 gün önce kampa girerek hakem/yardımcı hakem işbirliğine işlerlik kazandıracak, müsabakada bunları diyalog ortamı çerçevesinde egzersizler yapmalıdır.
FIFA’nın hakem ve yardımcı hakemlerle ilgili talimatı belli olmasına rağmen en küçük ayrıntıları bile karşılıklı konuşup çözüm getirmeliler. Ceza alanı faulleri, hangi bölgelerde bayrak çekilecek veya çekilmeyecek bu konularda mutabık kalmaları lazım.
Hakemin, müsabaka tebligatını aldıktan sonra gazete okumaması, yorumlara bakmaması, kendi vicdanını dinlemesi ve istirahate çekilmesi, bu maça moral, motivasyon ve konsantrasyon olarak adapte olması lazım. Mesela MHK Başkanı Oğuz Sarvan’ın beyanatları var. “Ben MHK Başkanı olarak hiçbir gazeteyi okumuyorum, yorumcuların yazılarına bakmıyorum, bakarsam rahatsız oluyorum” diye beyanları var. Dolayısıyla bu maçlara hakemleri görevlendiren insanlar bakmıyorsa, maçı yönetecek hakemlerin de bunlarla ilgilenmemesi lazım.
Bir başka tartışma da cep telefonu konusu. Hakemin kendisiyle dış dünya arasında yürek gücü, cesaretidir bu. Cesareti olan hakem telefonunu açar. Ona zaten yabancı eller pek uzanamaz. Uzansa da elinin tersiyle iter. Ama Türkiye’de yaşıyoruz. Her türlü enteresan olaylar meydana gelebiliyor. O yüzden telefonunu kapalı tutması sağlıklı bir şekilde kalması açısından daha faydalı olur.