Şenol Güneş: Cumhurbaşkanı beni aradı, benden beklediği bir şey var
A Milli Takım ile anlaşma sağlayan Beşiktaş teknik direktörü Şenol Güneş düzenlediği basın toplantısında açıklamalarda bulundu.
Şenol Güneş’in açıklamalarından önemli bölümler şöyle;
Bundan 4 yıl önce Fikret Orman’ın çağrısıyla Beşiktaş’ta göreve geldim. Bugüne kadar gelen süreçte neler yaptığımız, neler yapmadığımız sizlerinde elinde. Beşiktaş büyük bir markadır. Beni de bugüne kadar kimse yalnız bırakmadı. Büyük Beşiktaş taraftarı da beni sevdi, bağrına bastı. Ben de onları çok sevdim. Beşiktaş’a olan sevgim yüreğimde sıcak bir şekilde kalacak.
Bugüne kadar herkese açık olmaya çalıştım. Sorunlarımızdan şikayetçi olmak ve bunları insan önünde tartışmak yerine çözmeye çalıştım. Oyunculara da sorabilirsiniz size söylediklerimi oyunculara da aynı söylüyorum. Sağı solu oynayan, kişiliksiz adama kim saygı gösterir?
Başardığımız her işi birlikte yaptık. Bugün mazeretlerin arkasına sığınarak başarısızlığımı örtmem. Ben başarısızlığı kimseyle paylaşmam ama başarıyı herkesle paylaşırım. Önemle altını çizmek isterim ki hayal kırıklığı yaşamıyorum. Sadece bir değişim süreci yaşanıyor. Bu aslında olumsuzluk olarak değil yaşanacak bir durumdur. En çok şampiyon olan Real Madrid bu sene kupadan elenmiştir. Bunlar olur. Başarısızlığın yerini başarı alır. Bu yenilenme ve değişim sürecidir. Değişim sürecini sancılı atlatacağız kesin ama atlatacağız. Bugün başkanla benim ne kavgam olabilir? Gerekirse görevime son verir. Ben oyuncuyla kavga edemem. Ancak kadroya almam.
Beşiktaş’ın kadrosuyla, ekonomisiyle tartışmalar yaşandığı doğrudur. Her kulüpte vardır ve olacaktır da. Beşiktaş’ın avantajı nedir? Bu duruşu aşacak başkanı ve taraftarı vardır. Büyük kulüp Beşiktaş’ta bana şans verdiler çalıştım ve bu 4 yılda çok şey öğrendim.
Ayrılmak isteği benim önceliğim olan bir durum değildir. Ben buraya ayrılmaya gelmedim. Buraya daha büyük başarılar yakalamak için geldim. Ama bazen ayrılmak istenmese bile kaçınılmaz hale geliyor. Bazen ayrılmak gerekiyor. Hayat nasiple yaşanıyor. Zaman zaman fikir ayrılığımız olsa da başkanımız benim için çok kıymetlidir.
Görev sürem boyunca onun haberi olmadan gizli iş yapma durumum olmadı. O gün de söyledim ben iki tarafta da çalışmayı istemem. Bir gün sonra da başkan ‘seni istiyorlar’ dedi. O gün de 2 yıllık mukavelem daha işleme geçmemişti Beşiktaş’ta. Olmadı, devam ettik Beşiktaş’ta. Dolayısıyla başkan o gün de biliyor bugün de biliyor.
Ben buradan ayrılacağımda gideceğim yerin Milli Takım olduğunu söylemiştim. Takımdan ayrılana kadar başkana veya yönetime saygısızlığım olmayacak. Ama yanlış gördüğümde söyleyeceğim. Bunlar her zaman söylenmeli. Ben 50 yıldır böyle yaptım. Ayrılacağım son gün bile ilk günkü aşkla çalışacağım. Ben oyuncumdan daha fazlasını istiyorum.
Orada soru sormaya gelmiyorlar. Maç oynanıyor. Hep aynı şeyin peşindesiniz. Konuşmayacağım dediğim ‘Duyumlarıma göre istifa etmiş’ diyor. Ben senin hakkında öyle duyumlar alıyorum ki sokağa çıkamazsın. Eğer gülmek istiyorsak, güldürmek istiyorsak bu karşılıklı olmalı. Hayatım boyunca futbolu sevdirmek için uğraştım ve kendim de öyle tanındım. Hani beni Fenerbahçe veya x takıma düşman gösterenler, ben Ali Koç’la da Ersun Yanal’la da diğer hocalarla, diğer başkanlarla da görüşeceğim.
Beni bu haftaki maç öncesi tehdit edenlere söylüyorum. Ben ölümü göze alırım. Ama ben namusumla gömülürüm.
Pepe dün akşam oynuyordu. Pepe de Quaresma da çok iyi oyuncular. Benim beklentim ve bundan sonraki hayalim sizinle birlikte yeni bir hayal kuralım. Kavganın kimseye yararı yok ama kavgacı görünüyorum çok enteresan bir şey. Benim bağırmam gerekirken susmaktan sabır artık bana ağır geliyor. Sizin yanınıza gelip konuşmak istiyorum.
Ben Milli Takımın başına geldiğim zaman da yetkili olacağım ama sahibi olmayacağım. Piramidin tepesinde Milli Takım, alt kısmında kulüpler var. Taban sağlam olmadıktan sonra tepenin bir anlamı yok.
Milli Takım yalanı, dümeni olan bir şey değil. Ben Yıldırım Bey’e kızgındım. Biliyorsunuz bazı şeyleri şikayet için gittim. Bana orada şaka yollu, “Hocam ne zaman geliyorsun” dedi. Orada da söyledim. Ben Beşiktaş’ın çalışanıyım. Mart’ta da sene sonu da gelemem. Benim düşüncem aynı dedim. Sadece benim istememle olmaz. Biliyorsunuz Mayıs’ta kongre var. Yönetimin de tavrı burada önemliydi. Biliyorsunuz kulüp “Hoca ile 3 sene uzatmak istiyoruz” dedi. Size de söyledim. Bana öyle bir teklif gelmedi. Beşiktaş’ta seneye benim kalıp kalmayacağımı yemin ederim siz benden iyi biliyordunuz. Milli Takıma hoca alırken izin alınmaz, tebliğ edilir. Her Türk ferdi göreve çağrılmalı elbette ama yurt dışında bir oyuncu yaptığı zaman ceza veremiyorsunuz dedim. Hayır onlar da alır diye cevap verdiler. Böylelikle yeni bir şey öğrenmiş olduk. Ben söz vermem kolay kolay ama giderken o sözlerimin altında ezileceğim.
Fatih Terim, Şenol Güneş, Mustafa Denizli size ne yaptı? Üç kağıt mı yaptı, dümen mi yaptı? Başarılı olduğu için mi sizi rahatsız ediyor? Bu 3 isim haksız da sen haklı mısın?
Cumhurbaşkanı beni aradı ve benden bir görev bekliyor. Benim için beklemiyor arkadaşlar ülke için bekliyor. Benden beklediği bir şey var. Benim önceden yaptığım işlerin altını çiziyor ve benden bir şeyler bekliyor. Sattı diyorlar. Neyi sattım ben yahu? Taraftarı satmışım, kulübü satmışım. Bakın bakalım şu son 4 senede benden daha iyi bir Beşiktaşlı var mı? Ben ortak değer olmayacaksam ben buraya gelmem dedim. Ben Cumhurbaşkanına saygı duyuyorum ama fikrimi de söylüyorum. Ben çocuğuma iş istemedim, kendime ihale istemedim. İstediğim şeyi söyledim.
2 takım çalıştırma duygusunun bende olmaması sebebi; oraya girdiğiniz zaman milli takım başka bir olgu. Kendi takımının ülkesine hizmet için çağrılıyorsun. Zarar görme konusunda tabii ki kulübün zarar görmesini istemem. Başkanla konuşuyorum gitmem mi zarar verir kalmam mı. Başkan devam edeceğiz diyor. Bunu ben de söyledim. Taraftarla yönetim istemezse ben buradayım dedim. Yeni hoca alsalar haddi olmayarak söylüyorum ama kongre var. Ben hiçbir hesap yapmadan benden ne isteniyorsa kulüp için elimden geleni yapacağım.
[adrotate banner=”103″]