Beşkiktaş Postası ve NationalTurk yorumcusu Müslüm Gülhan’ın bu hafta kaleme aldığı ‘Yeni Mesleki Örgütlenme Şart’ başlıklı yazısı;

Türkiye’nin ata sporu olan(!) futbolda maalesef istenilen sonuçlar ve yapı bir türlü oluşturulamıyor.
Tabii bunun sebepleri çok farklı olmakla berber, hepsi de birbirlerini tamamlayan unsurlardır.
Ama en önemli destekleyici unsur olan mesleki örgütlenme, istenilen seviyede ve içerikte değildir.
Ülkenin temel sosyal ve siyasal sorunu da olan bu unsurun tartışılması ve nasıl, yeniden bir yapı kurulması üzerinde fikir alışverişinde bulunulması gerekir.
Bu kadar kötü yönetilen futbolun tüm dinamiklerinin artık halka açılma (….) zamanı gelmiş olmalı.
Yöneticilerin böyle bir kaygısı olamaz, çünkü sporun içerisinden gelemeyen ve bu donanımlara sahip olamayan kişiler oldukları için…
Ortada antrenörler ve futbolcular kalmaktadır.
Futbolun temel dinamiği olan bu iki kurumun, artık futbolun lokomotif görevini alarak, sorumluluklarına sahip çıkması gerekmektedir.
Sorun onları direkt ilgilendirse de; global anlamda sorunlarını çözecek, eşit rekabet ortamında çalışabilecek ve sıkıntıları aşmak için bir çözüm mekanizması olması gerek.
Bu kişisel anlamda bir çaba ile mümkün değildir.
Mesleki donanımları yükseltmek ve bunu destekleyen sosyal haklarını kazanacak bir birliktelik kaçınılmaz görünmektedir.
Peki, nasıl olmalı?
Ve nasıl bir birliktelik kurulmalıdır?
Öncelikle mesleki örgütlenmenin özerk olması gerekir!
İçerik olarak:
Demokratik bir birliktelik…
Sporu işkolu yapma amaçlı bir birliktelik…
Kendi yapısı içerisindeki tüm bireylere hitap edecek ve ayrıcalıkları ortadan kaldırıp farklılıkları zenginlik olarak işleyecek bir birliktelik…
İlişkilerin ve beklentilerin üzerine kurulmuş bir anlayış yerine, mesleki rekabette eşit koşulların yaşanacağı bir birliktelik…
Rekabetin temelini bilginin ve tüm bilimsel donanımların kullanılması üzerine bir birliktelik…
Sendikalı bir birliktelik…
Sigortalı bir birliktelik…
Özel emeklilik üzerine bir birliktelik…
Malulen emeklilik üzerine birliktelik…
Yaşamı ve ailesi güvence altında bir birliktelik…
İşsizlik fonu olan bir birliktelik…
Ücret vermeden eğitim alacağı bir birliktelik…
Ücretsiz sağlık hizmeti alma üzerine bir birliktelik…
Ücretsiz hukuk hizmeti verecek bir birliktelik…
Amatör, profesyonel farklılıkları kendi içersinde değerlendirip kendi koşullarında eşit mesafeli bir birliktelik…
Kaygısı sadece kendini geliştirmek olan bir birliktelik…
Ne istenildiği bilinen bir birliktelik olmalıdır.
İnsanın kendine olan saygısının karşılığı çok büyüktür. Bunu rencide edici tüm mesleki ilişkilerin ortadan kaldırılması; mesleğin kendi saygınlığının temelini oluşturur.
Artık feodal zihniyetin ve destekleyici sakat zihniyetlerin kişisel çıkar sağlamaktan öteye gidemeyeceğini yaşayarak öğrenmenin bedelini fazlasıyla ödedik.
Ve Türkiye’de bunun karşılığı olan yüzlerce, binlerce insanın sorumluluk alma zamanı geldiğine inanıyorum.
Futbol mesleğinin saygınlığını kazandırmak ahlaki bir sorumluluktur.
Bu ahlaki sorumluluk çerçevesinde birleşmenin zamanının geldiğine inanıyorum.
Türkiye’deki tüm sakatlanmış olan kurumlara örnek olacak olan bu yapı; kendi unsurları içerisinde kalarak, diğer tüm kurumları da zorlayacağına inanıyorum.
Yıllardır “hiçbirimiz” olarak görevimizi ifade etmeye çalıştık.
Artık” hep beraber” olma zamanı.