Kamuoyunda Fulya davası olarak bilinen davanın bugünkü duruşmasında taraflara sunulan bilirkişi raporunda şok bir gerçek ortaya çıktı.

Yıldırım Demirören Şubat 2008’deki Mali Genel Kurul’da ‘Del Bosque’nin bize borcu var’ demişti. Ancak kulübün Del Bosque’ye ödenecek 7 milyon 961 bin euroyu 31 Aralık 2007’de mali tablolara intikal ettirdiği hazırlanan bilirkişi raporuyla kesinleşti.

Fulya davasında bugün yine duruşma günüydü. İstanbul 6. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen duruşmada bilirkişilerin hazırladığı yeni rapor taraflara sunuldu. Tarafların raporu incelemesi için dava 15 Aralık 2015’e ertelendi.

Bilirkişi raporunda en çok dikkati çeken ise Vicente Del Bosque davasıyla ilgili bölüm oldu.

Hatırlanacağı gibi davacılardan Hürser Tekinoktay, Şubat 2008’de yapılan Mali Genel Kurul’da dönemin Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören’in “Del Bosque davasını kazandık. Bosque bize 800 bin euro borçlu çıktı” diyerek davadan Beşiktaş’ın zarara uğramayacağı intibaını yaratarak ibrayı kolaylaştırdığını iddia etmişti. Genel kurulda Demirören başkanlığındaki yönetim kurulu ibra edilmiş, Demirören’in “Del Bosque bize borçlu çıktı” sözlerine rağmen genel kuruldan 1 ay sonra 25 Mart 2008’de İspanyol teknik adama 7.961.767 euro ödeme yapılmıştı.

Bugün mahkemeye sunulan bilirkişi raporunda ise şok bir gerçek ortaya çıktı. 24 Şubat 2008’de yapılan Mali Genel Kurul’da az önce hatırlattığımız gibi Yıldırım Demirören “Del Bosque davası hâlâ devam ediyor. Ödeme için CAS’a gitmedik. Haklı olduğumuz için CAS, FIFA’nın kararını dondurdu. Herkesin atladığı, basının görmek istemediği, biz bu davayı federasyonda kazandık, Bosque bize 800 bin euro borçlu çıktı. Bu dava Türkiye’nin davası. CAS’ta hakkımız yendi. Bir CAS avukatı çıkıyor, hakkımızın yendiğini söylemiyor, haksız olduğumuzu söylüyor. Biz bu davayı sonuna kadar götüreceğiz” demişti. Ancak Demirören’in bu sözlerinden yaklaşık 2 ay önce, 31 Aralık 2007’de 7.961.767 euro’nun Del Bosque’ye ödenmek üzere Beşiktaş A.Ş.’nin mali tablolarına intikal ettirildiği ortaya çıktı.

Demirören bunları söylerken kulübün para ödeyeceği belliydi!

Bilirkişi raporunun ilgili bölümünde şu ifadeler yer aldı:

“Antrenör Del Bosque ile ilgili olarak davalı dernek defterlerinde herhangi bir kaydın olmadığı, toplam 7.961.767 Euro karşılığı olmak üzere 15.208.567 TL’lik yasal karşılık ayrılarak Beşiktaş Futbol Yatırımları San. ve Tic. A.Ş.’nin 31/12/2007 tarihli mali tablolarına intikal ettirildiği, bu borç nedeniyle Şampiyonlar Ligi gelirlerine haciz konulduğu, borcun bu gelirlerden 25/3/2008 tarihinde ödenmiş olduğu, Buna göre dernek mali verilerinde bir kayıt olmamakla birlikte, derneğin direkt iştiraki olduğu anlaşılan Beşiktaş Futbol Yatırımları San.ve Tic. A.Ş.’nin defterlerinde ise bu borcun 31/12/2007 itibarıyla kayıtlı olduğu, buna göre dernek genel kurulunda bu borcun ödenmeyeceğinin ifade edildiği ve üyelerde A.Ş.nin zarara uğramayacağı intibaının yaratılarak, ibra kararının çıkmasının kolaylaştırıldığı yönündeki davacı iddialarının mahkemeniz takdirlerinde olduğunu,.. arz ederiz.”

Yani Yıldırım Demirören Del Bosque davasını kazandıklarını, hatta İspanyol teknik direktör’ün Beşiktaş’a borçlu çıktığını iddia edip genel kurul üyelerinden ibra isterken, siyah beyazlı kulübün parayı ödeyeceği mali tabloları çoktan işlenmişti. Bu gerçeğin ardından 6. Asliye Mahkemesi’nin bir sonraki duruşmada söz konusu mali genel kurulu iptal edip etmeyeceği merakla bekleniyor.

Yargıtay ne demişti?

Daha önce mahkemenin davayı ret kararını bozan Yargıtay’ın kararında ise şu çarpıcı ifadeler yer almıştı;

“Yönetim ve denetim kurulunun ibrasına ilişkin genel kurul kararının içerik denetiminin de yapılması, bilirkişi raporu içeriğinde saptanan olgular da dikkate alınarak dava dilekçesinde öne sürülen derneği zararlandırıcı işlemlerin gerçekten var olup olmadığının duraksamasız saptanması, bu nitelikte işlemlerin varlığı saptandığı takdirde bu işlemlerin genel kurula sunulan faaliyet raporlarında ve bilançoda gösterilip gösterilmediğinin, ibra öncesinde bu işlemler konusunda üyelerin bilgilendirilip bilgilendirilmediğinin belirlenmesi, genel kurulun ibra kararının içerik yönünden iptalinin gerekip gerekmediğinin de değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve soruşturma ile ve yersiz gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.”