NationalTurk yorumcusu Ersin Afacan’ın, geçtiğimiz hafta vefat eden Beşiktaş’ın efsane futbolcusu Ali İhsan Karayiğit ile ilgili olarak kaleme aldığı yazısı;

Milli Takımımızın ve Beşiktaş’ın unutulmaz futbolcularından Ali İhsan Karayiğit, geçtiğimiz 18 Mart günü 86 yaşında hayatını kaybetti. Kendisine Rahmet, Ailesine ve Türk futboluna başsağlığı diliyorum.

Rahmetli bir yazısında şöyle demişti: “Bizim dönemimizde futbol şimdilerde üzüntüyle ve tabii ki bir o kadar da endişeyle izlediğimiz görüntülerden uzaktı. Sadece ve sadece futbol oynamak bile başlı başına bir keyifti. Şimdilerde olduğu gibi kesici aletler, bıçaklar, sopalar stadın yanından geçmez, aksine birbirinden şık giyimli beyler ayrı ayrı takımları tutsalar bile oturur yan yana maçları izlerlerdi. Tabii aynı şeyler futbolcular için de geçerliydi. Bırakın hakemin yakasına paçasına yapışmayı yanına bile yaklaşmazdı.”

Ben de kendisi hakkında 07-10-1998 Çarşamba günkü Gelişen Salihli Gazetesi’nde “Yaşayan Efsanemiz Ali İhsan Karayiğit” adlı bir makale yazmıştım. Yaklaşık 15 sene önce yazdığım bu makaleyi sizinle tekrar paylaşmak istiyorum.
“Kendi değerlerine sahip çıkıp onları unutmamak ve adlarını sonsuza dek yaşatmak çağdaşlığın gereklerindendir. Çünkü geçmişini ve büyüklerini unutup onlardan haberi olmayan yeni kuşaklar yetiştirmek bir millete yapılacak en büyük kötülüklerdendir. Salihli Belediyesi de bu gerçeği bildiği için Kurtuluş Mahallesi’ndeki futbol sahasına Salihli’nin futboldaki önemli şahsiyetlerinden olan Ali İhsan Karayiğit’in ismini vererek O’nu ölümsüzleştirdi. Bu tür örnekler ülkemizde gittikçe artmaktadır. Selim Sırrı Tarcan Spor Salonu, Galatasaray Ali Sami Yen Stadı, Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Stadı, Florya Metin Oktay Tesisleri, İzmir Göztepe Gürsel Aksel Stadı gibi. Yeni kuşakların geçmişteki büyükleri tanımaları ve onları örnek almaları için bu ve bunun benzeri icraatlara ihtiyacımız var.

Kimdir Ali İhsan Karayiğit? Ali İhsan Karayiğit, 1928’de Salihli’de dünyaya geldi. Futbola Salihli’de başladıktan sonra önce Adalet takımı, sonra Beşiktaş’ta top oynadı. 1950’li yılların meşhur oyun sistemi olan WM sisteminin santrahafı olarak ün yaptı. Santrahaf ; kısaca defans ile forvet arasında, orta sahanın ortasında yarı defans, yarı forvet oynayan futbolcu demektir. Ali İhsan Karayiğit, ciddi, alçak gönüllü, sportmen, yiğit ve günümüzde örneği azalmış efendi futbolculuğuyla siyah-beyazlı bayrağı zirveye taşıyanlardandı.

1948’de Beşiktaş’a geldikten sonra sırayla 26.-27.-28. İstanbul amatör liglerinde oynayıp 2 şampiyonluk, 1 ikincilik yaşadı. 24 Eylül 1951’de yürürlüğe giren profesyonellik yönetmeliği ile Türkiye’nin ilk profesyonel futbolcularından biri oldu. 1951-52’de oynanmayan İstanbul Amatör Ligi, 1952-53’de 1.İstanbul Profesyonel Ligi olarak oynandı. 1958-59’da futbol sezonu O’nun oynadığı son sezondu. Karayiğit, Profesyonel Lig’de de iki şampiyonluk yaşadı. Futbola sadece kramponları ile değil yüreği ile de adını yazdıran Karayiğit, 1956-57’de 1.Federasyon Kupası’nı kazanan Beşiktaş kadrosundaydı. Eric Keen (İng.), Hakkı Yeten ve Cihat Arman gibi teknik direktörlerle çalıştı.

Kıtalararası turneye çıkan ilk Türk Takımı olan Beşiktaş ile 1950 Mayıs- Haziran aylarında ABD’ye gitti. Turnuvadan sonra Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Ali İhsan Karayiğit’li Beşiktaş’ı Çankaya Köşkü’nde kabul etti. Karayiğit,
Beşiktaş’ta Süleyman Seba, Kaleci Varol, Şükrü Gülesin, Şeref Görkey, Dr.Vedii gibi futbolcularla beraber oynadı. 11 A, 2 B, 5 kez Ümit Milli oldu. 17 Haziran 1951’de Berlin Olimpiyat Stadı’nda F.Almanya’yı 2-1 yendiğimiz maçta ve
23 Mayıs 1953’de Bern Wankdorf Stadı’nda İsviçre’yi 2-1 yendiğimiz maçta forma giyip Milli Takımın unutulmaz futbolcuları arasında yer aldı. Kaleci Turgay Şeren ve Lefter ile Milli Takımı başarılara taşıdı. Türk futboluna
antrenör olarak yıllarca hizmet verdi.

Genç yaşta haksız bir şöhrete ulaşan, bir anda elde ettiği milyarlarca paranın kölesi olan, sonradan görme, şımarık, görgüsüz, ayakları yere basmayan ve ne oldum delisi bir sürü futbolcu müsveddesinin yer aldığı profesyonel futbolcu camiasında Ali İhsan Karayiğit gibilerini ne kadar arttırırsak futbolda o kadar ilerleriz.

Benim bu konuda iki önerim var. Birincisi tesisin görünen bir yerine Ali İhsan Karayiğit’i tanıtan bir levha konmalıdır. İkincisi Salihli’de bir spor tesisine de Atalay Alsan’ın ismini vermeliyiz. Başta yetkililerimiz olmak üzere böyle bir örnek olayda emeği geçenleri ayakta alkışlıyorum. İstanbul’da hayatını devam ettiren Ali İhsan Karayiğit’e Allah uzun ve sağlıklı bir ömür versin…”

Ersin Afacan / NationalTurk