Beşiktaş’ın altyapısından yetişen, siyahlı-beyazlı takımın 100. yıl kadrosunda da yer alan Ali Cansun, NTVSpor.net’e özel açıklamalarda bulundu.

Futbolcu olmaya babasının teşviki ile başladığını belirten Ali Cansun, “Biz ailece koyu Beşiktaşlıydık. Beşiktaş’ın Metin, Ali, Feyyaz’lı dönemlerinde babam beni sürekli maça götürürdü. Bende maçlara gide gele futbolcu olmaya karar verdim. Daha sonra Beşiktaş’ın seçmeleri katıldım ve kazandım. O günden sonra futbolculuk maceram başladı. Çocukluk yıllarımda hep Marco van Basten’e özenirdim. Begenerek izlerdim televizyondan hep muhteşem bir golcüydü Van Basten. Metin, Ali, Feyyaz dönemi hep örnek aldım. Futbola olan saygımın, sevgimin nedenlerinden biridir bu üçlü. Ben Beşiktaş’ın çocuğuyum 10 yılım bu büyük kulüpte geçti. Orada doğdum orada büyüdüm. dedi.

Beşiktaş’tan ayrılışının perde arkasına da değinen Cansun, “Hiç istemediğim bir şekilde Beşiktaş’tan ayrılmak zorunda kaldım. Yönetim Okan Koç’u transfer edinde bende takas olarak Gençlerbirliği’ne gönderildim. Sayın İlhan Cavcav beni ısrarla istemişti. Benim dışımda gelişen olaylar nedeniyle Beşiktaş’tan ayrılmak zorunda kaldım ama seneler geçmiş olsada Ali Cansun’un kalbi hala Beşiktaş’ta” şeklinde konuştu.

İnönü Stadı’nı çok özlediğini ifade eden başarılı futbolcu, “İnönü Stadı’nda futbol oynayıpta özlemeyecek sporcu yoktur. Buradan giden yabancı futbolcular bile İnönü’yü özlüyor. Yabancı futbolcuların sosyal medyadan attıkları mesajları okuyoruz. Kimi zaman İnönü Stadı’na olan özlemlerini dile getiriyorlar. Ben şanslıyım İstanbul’da yaşıyorum, fırsat buldukça da Beşiktaş maçlarına gidiyorum. Bu şekilde birazda olsa hasret giderebiliyorum” diye konuştu.

Beşiktaş formasıyla 100 yıldaki yaşadığı şampiyonluk sevincini yıllar geçmesine rağmen unutamadığı belirten Ali Cansun, “O an çok muhteşem duygular içinde oluyorsunuz. Kulübün 100. yılı ve şampiyonsunuz bir futbolcu başka ne isterki” dedi.

“Beşiktaş’a asla ve asla kırgın değilim” diyen Cansun, “Her ortamda söylüyorum ben insanlar tarafından tanınabildiysem bu Beşiktaş’ın sayesinde olmuştur. Beşiktaş’tan gönderilmiş olmam bende asla kırgınlık yaratmadı. Ben hangi takıma gittiysem Beşiktaşlı olarak andılar beni. Bende bundan büyük bir mutluluk duydum. Ben Beşiktaşlı olduğumu gittiğim her kulüpte söyledim. Beşiktaş’ta oynadığım maç sayısı 6’yı geçmez ama insanlar beni siyaz-beyazlı forma ile özdeşleştirdiler. Bu da demekki oynadığım maçlarda iyi izler bıraktığımız gösteriyor. Buda beni çok mutlu ediyor” ifadelerini kullandı.

Cansun, “Bugünkü Beşiktaş’ın kadrosunda olmayı çok isterdim. Çünkü Samet hoca ve yönetim genç oyunculara çok önem veriyor. Aslında Beşiktaş’ın seneler öncesinden alt yapıya sarılması gerekiyordu. Şuan Beşiktaş’ta olsam geçmişten daha çok iz bırakacağıma inanıyorum. Benim zamanımda Beşiktaş’ta gerçekten çok iyi forvetler vardı. Onlara rağmen az da olsa forma şansı buldum” dedi.

Beşiktaş’ta Fernandes ve Oğuzhan’ı çok beğendiğini dile getiren başarılı forvet, “Fernades muhteşem futboluyla herkesi mest ediyor. Bu sezon çok büyük bir çıkış yaptı. Geldiği ilk sene bu kadar değildi. Şu an her kulübün sahip olmak istediği bir futbolcu. Fernandes’i izlerken ben büyük bir zevk alıyorum” şeklinde konuştu.

Futbol hayatında bazı yanlışlıklar yaşadığını söyleyen Cansun, “Çok erken yaşta Süper Lig’den koptum. Yapmış olduğum yanlış transfer tercihleri beni olduğum yere getirdi. Artık yapacak birşey yok, yapılan yanlışlar geride kaldı. Artık bulunduğum yere en iyi şekilde hizmet vermeye çalışıyorum. Hedeflerime asla ulaşamadım. Bundan çok iyi yerleri hak ettiğimi düşünüyorum ama olmadı. Bundan sonra da futbolun içinde kalmayı düşünüyorum” diye konuştu.

Kamuoyunda çok konuşulan Ali Cansun, Serhat Akın olayınında perde arkasını anlatan genç futbolcu, “Ben saha içinde ve dışında çok sakin bir insanımdır. Futbol hayatımda sadece bir kere kırmızı kart gördüm o da topa elle dokunmaktandır. Hiç kimseye bilerek ne sert girmişimdir ne de kötü söz konuşmuşumdur. Serhat maç içinde arkadaşlarımızla son dakikaya kadar çok kavga etti. Maç bittikten sonra ben arabaya gidiyordum. Tam o sırada Serhat’ın kardeşi futbolcu arkadaşımıza küfür etti. Bundan sonra olaylar hareketlendi, karşılıklı yumruklaşmalar başladı. Ben o sırada olayları ayırmaya çalışıyordum. Serhat’ı gördüm elinde sert bir cisimle o an dedim ‘Serhat yapma kardeşim’ Serhat durmadı Tayfun arkadaşımızın kafasına vurdu. Serhat’o oradan uzaklaştırmaya çalışırken de çekiçi bana fırlattı. Ben Serhat’ın büyüklük yapıp özür dilemesini beklerdim. Özür dilemek erdemdir. Sosyal medyada bazı mesajlaşmalar oldu ben bundan dolayı ondan özür diledim. Bana göre PFDK’dan az bir ceza aldı” dedi.

La Liga’da Atletico Madrid forması giyen Emre Belözoğlu ve Arda Turan’ında performasını değerlendiren Ali Cansun, “Emre, Avrupa’nın çok iyi takımlarında oynamış üst düzey bir futbolcu. Bu tecrübesinide Atletico Madrid’de ortaya koyuyor. Arda ise İspanya’ya gittiği ilk sene iyi işler yaptı bu sene daha da iyi işler yapıyor. İkisi de ülkemizi çok iyi temsil ediyor. Ben onları izlerken çok gururlanıyorum” diye konuştu.

Eyüpspor macerasına da değinen Ali Cansun, “Çok kaliteli bir kadromuz var. Geçmiş dönemde çok iyi takımlarda oynamış arkadaşlarımız var. Hocamız Murat Şahin’in kariyeri belli, başkanımız ve yönetim kurulumuz bize çok destek oluyor. Eyüpspor şuan hak etmediği bir yerde en azından TFF 1. Lig’i hak ediyor. Bu doğrultuda ekip halinde çalışmalarımız devam ediyor” dedi.