Bu kadarı artık ayıp değil mi?
“Önümüze gelene yenilelim, hiç dert değil, takımımızda bir sürü ünlü var, ben ona bakıyorum” diyen var mı içimizde?
Böyle bir soruya “Ben!” diyen varsa, çok açık söyleyeyim, gitsin Real’i Barcelona’yı tutsun. Her tarafları star, hiç olmazsa başlarında da adam gibi bir teknik direktör var, bizim yenildiğimiz kadar da yeniyorlar. Beşiktaş önümüzdeki seneye bakıyormuş artık. Önümüzdeki sene değişecek olan nedir? Takım aynı, teknik kadro aynı, yönetim aynı, taraftar aynı, top aynı. 2012’yi 2011’den farklı yapacak olan nedir? 12 birilerinin uğurlu rakamı falan mı? İşi gücü bıraktık oturup kendimizi mi kandıracağız?
Beşiktaş özellikle ikinci yarı süper almış-vermiş. Pas trafiği muhteşem, hazırlıklar on numaraymış. Top yüzde 70 Beşiktaş’ta kalmış. Bunlar amatör küme aşığı yaklaşımıdır sevgili Beşiktaş taraftarı. Amatörde atağa, pozisyona, gole hasret seyirci ve teknik kadro “Bari futbola dair bir şeyler görelim” der, pasa bakar, 0-0 bittiği için hiçbir şey göremediği maçta, yapılmış iki üçgene, üst üste 4-5 hatasız pasa bakar, bundan mutluluk damıtmaya çalışır. Dünya üçüncüsü olmuş bir ülkenin Süper Liginde, şampiyon olacağım, efsane olacağım diyen takımda bunlar karın doyurmaz. Sorarlar adama: Kaç şutun var? Sorarlar adama: Kaç pozisyonun var? Sorarlar adama: Maç kaç kaç bitti?
İki hafta önce, üst üste 5 maç yenilmiş takıma mağlup olduk. Geçen hafta, üst üste 5 deplasman yenilmiş takıma puan verdik. Bu hafta 9 yıldır yenilmediğimiz takıma yenildik. Daha ne rekor var, onları da kıralım? Adamlara lig tarihlerindeki 500. galibiyetini hediye ettik, tarihlerine geçtik. Kim bu takım; seyircisi yok, teknik direktörü evde, kalecisi Bora diye bir çocuk, gol ümitleri Serdar Özkan diye bir yetenek abidesi(!). Açık ara şampiyonluk diye başladığınız ligde, dünün küme düşme adayı Manisa’ya kadar herkese yakalanmışsınız, Antep de geçmiş altıncısınız. Hala hakem, federasyon, o bu mu diyeceksiniz?
Geriye düştüğün 12 maçın sadece 1’inde galip gelebilmişsin, bugün seriye bir yenisi eklendi. Guti’siz oynadığın maçların sadece 1’inde galip gelebilmişsin, bugün seriye bir yenisi eklendi. Sormazlar mı teknik direktöre sen önüne gelen her maça mağlup başlamışsın, daha ikincisini çevirememişsin, bir formül bulamamışsın; Guti’siz her maçta puan kaybetmişsin, daha bir formül bulamamışsın, sen ne iş yaparsın diye?
Sevgili Hoca. Ben de sormayacağım. Her şeyi geçtim. Bu Almeyda nasıl oynuyormuş, Bobo’yu nasıl unuttun, Ernst neden kenarda, seyirci olmayınca nasıl girdin kaldın yine kulübende, hepsini geçtim. Tek rica: Şu kulübede çeneni eline yerleştirip gözlerini yere dikme.
Braveheart’ta Longshanks karşısına çekip oğluna diyordu ya “Bir de Britanya Kralı olacaksın, hiç olmazsa öyleymiş gibi davran” diye, hiç olmazsa bir Beşiktaş hocası gibi davran. Bu takımı düşürdüğün durumları, her şeyi geçtim. Ama şu kadar aciz, zavallı durma.
Teoman Akben
[adrotate group=”74″ banner=”79″]