“Resmi dil Türkçe’dir, tartışılamaz”
İki dil tartışmalarına İçişleri Bakanı Beşir Atalay noktayı koydu. Atalay iki dil tartışmalarının getireceği bir şeyin olmadığını vurgulayarak, “Resmi dil Türkçe’dir. Resmi dilimiz tartışılamaz” dedi.
Atalay, Kanal 7 televizyonunda yayınlanan Başkent Kulisi programında soruları yanıtladı. “CHP’den Kürt sorunuyla ilgili yeni bir politika bekliyor musunuz?” sorusu üzerine Atalay, bu konudaki çalışmaları başlattıktan sonra CHP’nin muhalefetiyle karşılaştıklarını söyledi.
Hükümetin bu konudaki çalışmalarını sürdürdüğünü aktaran Atalay, “Biz iki gündür Muş ve Bitlis’teydik. Bitlis’te Başbakanımız çok uzunca bu konulardan bahsetti. Ben de kısa konuşmamda demokratik açılım sürecinin, milli birlik ve kardeşlik projemizin bütün dikkatiyle yürüdüğünü, bunda kararlı olduğumuzu söyledim. Orada özellikle vatandaşlar ve sivil toplum kuruluşlarının desteğini istedik. Bunlar sırf devletin çalışmalarıyla olmuyor. Sivil toplum kuruluşlarının ve vatandaşların yoğun katkısı gerekiyor” diye konuştu.
Sürecin iktidar ve muhalefetin işbirliği olmadan kolay yürütülemeyeceğini ifade eden Atalay, terör sorununu çözmüş ülkeler incelendiğinde iktidar ile muhalefet yardımlaşmasının sorunun çözümünde çok büyük payı olduğunun görüldüğünü kaydetti.
Baştan beri bütün siyasi partilere sorunu beraber çözmek için el uzattıklarını söyleyen Beşir Atalay, “O zaman olmadı ama Kılıçdaroğlu döneminde CHP’de bir değişim, bu konuya daha olumlu bir bakış var. Türkiye’nin bu büyük sorununu birlikte çözmekten mutlu oluruz; buna ihtiyacımız var” dedi.
Atalay, şunları kaydetti: “Hiçbir parti, iktidarın bu konuda yürüttüğü bazı politikaları iç siyasette kullanmayacak. İktidarı en çok zorlayan budur. Hepimiz siyaset yapıyoruz. Bu konuda risk alıyorsunuz. Bu bir cesaret işidir, risk almadan yürümez. Sizin aldığınız riskleri muhalefet partileri köşe bucak kullanırsa, bizleri nasıl ilk başladığımızda hain ilan ettiler, o zaman iktidar da bu sorunları göğüslemekte zorlanır. Bu normal bir şeydir.
Bu konuda o günden bu güne büyük bir değişim oldu. MHP’de bile bu değişimi görüyorum. Demek ki bir anlayış gelişebilir. Zaten bu günlerde Türkiye’de makul bir atmosfer var. Silahın önde olmadığı bir atmosfer yaşıyoruz.
İyi diyaloglar var, görüşmeler var. Biz BDP ile görüşmelerimizi sürdürüyoruz.
Bölgedeki sivil toplum kuruluşlarıyla diyaloğumuz var.”
-“BİZ, VATANDAŞI KAZANIYORUZ”-
Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde birçok ziyarette bulunduğunu, bölgedeki atmosferi iyi analiz edebildiğini söyleyen Atalay, “Bölgede büyük bir rahatlama var. Devlet oraya sahip çıktıkça vatandaşın devlete güveni artıyor. Devlet zamanında yanlışlar yapmış, bunu açıkça söylemeliyiz.
Bunu, CHP daha çok söylemeli. Devlet yaptığı yanlışlarla o vatandaşların güvenini kaybetmiş” dedi.
Devletin hiçbir vatandaşta mağduriyet duygusu bırakmaması gerektiğini belirten Atalay, “Mağduriyet duygusu verilirse vatandaşın devlete güveni kayboluyor. O zaman başka yerlere güvenmeye başlıyorlar. Biz vatandaşı kazanıyoruz. Şu anda bu büyük oranda sağlanıyor, bu sürmeli. Sürecin en önemli ayağı budur. Vatandaşı kazanırsanız ondan sonrası kolay. Bölgede çok büyük bir değişim var. Devlet her vatandaşı kazanıyor, kendine güvenini, bağlılığını arttırıyor” diye konuştu.
-“RESMİ DİLİMİZ TARTIŞILAMAZ”-
İçişleri Bakanı Atalay, “Hükümet, iki dil meselesinden rahatsız oldu. Bu konuya biraz özgürlükler bağlamında bakmak gerekmiyor mu?” sorusu üzerine, AK Parti Hükümeti olarak 2005’ten bu yana vatandaşın kendi istediği dilde rahatça konuşması, öğrenmesi, öğretmesi, televizyon kurması, gazete çıkarmasının önündeki engelleri kaldırmakla meşgul olduklarını belirtti.
Devletin televizyonundan 24 saat Kürtçe, Arapça yayın yaptığını, isteyenin özel radyo ve televizyon kurup dilediği dilde yayın yaptığını ifade eden Atalay, şu anda vatandaşın istediği dilde konuşmasının önünde bir engel bulunmadığını bildirdi.
Atalay, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Cezaevlerinde engel kaldırıldı, hatta Meclis Seçim Kanunu’nu değiştirdi. Siyasetçiler istediği dilde propaganda yapabiliyor. Bütün bunlar realite. Peki bunun ötesinde ne istenebilir? Bugün bir yaşlı anne geldi Başbakanımıza derdini anlatıyor. Kürtçe konuşuyor, bizim Bitlis’teki il başkanımız onun ne dediğini tercüme etti. Türkçe’yi bilmiyorsa, Başbakan’a kendi anadiliyle konuşuyorsa bunda ne gibi bir sakınca olabilir. Tercümeyle Başbakanımızla anlaştı. Bundan daha tabi ne olabilir. Bu şu anda Türkiye’de sağlandı. Bunun ötesinde iki dil gibi yeni bazı şeyler gündeme getirmek yürüyen sürecin iyi yürümesini engelleyici şeyler olarak… Daha ileri ifadeler kullanmak istemem ama Türkiye’de bu kadar gelişme olduktan sonra, şu anda iki dil tartışmasının getireceği yeni bir şey yok. Ondan ötesi nereye gider; resmi dil.
Resmi dil olmaz. Resmi dil Türkçedir. Resmi dilimiz tartışılmaz. Bizim dediğimiz budur. Onun dışında günlük kullanımda bir problem kalmadı zaten.”
-“ÖNÜMÜZDE YENİ ANAYASA VAR”-
Köy isimlerinin değiştirilmesine yönelik tartışmalarla ilgili soruyu da cevaplandıran Atalay, köy isimlerinde herhangi bir sorun olmadığını söyledi.
Yaşadığı köyün ismini değiştirmek isteyen vatandaşların kaymakamlığa başvurması gerektiğini belirten Atalay, “Köy nüfusunun yarısından bir fazlası değişikliği istiyorsa konu İçişleri Bakanlığına geliyor, onaylıyoruz, hallolup gidiyor. Bir tane geri çevirdiğimiz yok. Bütün bunlar çözüldü, bunlarda sorun yok. Şu anda makul yürüyen bir süreç var. Önümüzde yeni anayasa var. Yeni anayasa Türkiye’nin birikmiş sorunlarını çözmede bir ufuktur. Türkiye ilk defa kendi sivil anayasasını yapacak ve bu bir dönüm olacak. Süreci gereksiz tıkayan tartışmalara çok girmemek lazım. Türkiye bu konuda iyi bir yolda yürüyor.
Vatandaşların umutlandığı, çok çaba sarf ettiğimiz bir süreç var. Bu süreci yürütmemiz lazım” diye konuştu.
-“HASSASİYET GÖSTERELİM”
Atalay, “BDP telaşa mı düştü? Misyonumuz zayıflıyor endişesine kapıldı mı?” sorusu üzerine, “Şu anda bir seçim var. Onlar da siyaset yapıyor. Onlara benim ifade edebileceğim; bu sürece hassasiyet gösterelim. Şu anda yürütülen büyük bir misyondur. Eğer bu sorunu biz çözeceksek, bu misyonun sahipleri, bu işi yürütenler daha fazla hassasiyet göstermeli” diye konuştu.
Beşir Atalay, Genelkurmay Başkanlığının açıklamasının kendilerini rahatsız edip etmediğinin sorulması üzerine de rahatsız olmadıklarını ancak Cumhurbaşkanı ve Hükümetin, hemen hemen aynı hassasiyetleri ifade eden açıklamalarının ardından Genelkurmay Başkanlığının açıklamasını “fazlalık olarak gördüklerini” ifade etti.
“Seçimlere kadar bu sakinlik devam edecek mi? Seçim döneminde Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde sokakları hareketlendirmek isteyen çeşitli çevreler var. Bu konuda son durum nedir?” sorusu üzerine Atalay, Türkiye’nin nabzını iyi tuttuklarını, bölgede artık kimsenin terör istemediğini belirtti.
Terör örgütünün desteğini kaybettiğini aktaran Atalay, “Hükümet bu kadar çaba sarf ederken, aydınlar, yazarlar, sivil toplum kuruluşları bu sorunları çözelim diye çaba sarf ederken halen terörle bu işlere bakışı, vatandaş katiyen onaylamıyor, suçluyor. O zemin şu anda Türkiye’de doğdu” dedi.
Atalay, ateşkes ve kalıcı silahsızlanma ile ilgili soruyu da “Ateşkes gibi değil. Neticede şu; terörsüz, şiddetsiz Türkiye’nin bu meseleleri çözmesi, gereğini yapması, konuşması. Bizim başından beri izlediğimiz bir politika var; daha fazla demokrasiyle toplumsal sorunlar daha kolay çözülür. Çağın yakaladığı ana yaklaşım budur. Daha fazla demokrasi, daha fazla özgürlük, daha fazla tabuların kaldırılması, daha fazla her şeyin konuşulması. Türkiye bugün o noktada. Her şey konuşuluyor. 3-5 yıl önce konuşamayacağınız şeyleri de konuşuyoruz” şeklinde yanıtladı.
-“BUNLAR KONUŞULMADIĞI İÇİN…”
Atalay, “Bölünmeye, ayrışmaya gidiyoruz tedirginliği var” değerlendirmesi üzerine, “Hayır, bütünlük bu. Birileri bunları konuşmadığı, hiçbir şey yapmadığı için Türkiye bölünme noktasına gelmiş, vatandaşlar arasında büyük ayrımlar oluşmuş. Şimdi bütünlük sağlanıyor. Tekrar devlet buraların güvenini kazanıyor. Bütünlük budur. Bunları çözmezseniz bütünlüğü sağlayamazsınız. Bu konuşmalardan korkmamak lazım. Bu yara zamanında üzerine gidilmediği için derinleşmiş. Etnik kimlik bilinci yükselmiş. Şimdi bunu çözmekte zorlanıyoruz. Eğer şimdi bunu çözmezseniz, daha sonraya kalırsa daha büyük riskler olur” diye konuştu.
Beşir Atalay, “Açılım konusu, Kürt meselesi çözüme doğru gidiyor mu?” sorusu üzerine, Türkiye’nin prangalarından kurtulması, sorunlarını çözmesi için çalıştıklarını belirtti.
Sorunun çözümünde vatandaşların ve sivil toplum kuruluşlarının desteğinin önemli olduğunu vurgulayan Atalay, seçime kadar sivil toplum kuruluşlarının biraz daha devletin önünde olmasını istediklerini söyledi.
Atalay, Türkiye’nin seçim sürecine girdiğini, partilerin çalışmalara başladığını belirterek, “Hedefimiz daha güçlü, tek başına iktidar. Türkiye’nin istikrarı en azından bir dönem daha bozulmamalı. Dileriz ki daha uzun olsun.
Türkiye asla koalisyonlara düşmemeli. Zaten öyle bir şey de gözükmüyor. Kendi kamuoyu yoklamalarımızda parti olarak iyi bir durumdayız. Şu anda halk oylamasının daha üstünde bir yerlerdeyiz. Elimde birkaç yerde yapılmış iyi araştırmalar var. Şu anda yüzde 47, 48’ler civarındayız. Bizim şu anda oylarımız yükselişte. Daha rahat ve tek başına iktidar olacağız.” AK Parti oylarının yükseldiğini belirten Atalay, halk oylamasının hem CHP, hem de MHP’nin oylarını düşürdüğünü aktardı.
[adrotate group=”38″]