Ayılamadın mı Guti…

Zaten çok rahat geçmeyen bir maç, anlamsız kuralın doğru uygulanışıyla en çok beraberlik alabileceği bir oyun haline geldi Beşiktaş’ın, ama o da olamadı.

Guti’nin hareketi, art niyet aramayacaksak, refleks tabii ki. Ancak oyuna zararı olmayan bu refleksi cezalandıran enteresan kural gereği de karşılığı bu.
Bu kural dün getirilmedi. Geçen hafta veya geçen ay da getirilmedi. Bir futbolcu şu hareketi ısrarla her faulde yapacaksa, bile bile her gol sonrası formasını çıkaracaksa, arkadaşlarının ona arka çıkması bile yanlış. Çok merak ediyorum, bu hareketleri yapan bir futbolcuyu arkadaşları saha içinde ne zaman kınayacak. Daha geçen hafta rakibin aynı hatasıyla biz kazanmışken, 5 gün sonra şu saflığı yapana arkadaşları ne zaman “Ne yaptın be arkadaş!” diyecek. Ve yine merak ediyorum, bu Bursa’nın ahı, gram haklı olmadığı halde, daha kaç maç, kaç sezon tutacak?

Beşiktaş için sezon hızlı biçimde kapanmaya doğru ilerliyor. Schuster’in Denizlivari inatları devam ederse, Almeida da gelse, Carew de gelse, söylenti ciddiye binip Ronaldinho da gelse çok fark etmeyecek Beşiktaş için. Fatih Tekke’yi sildin, takımı Holosko’ya mecbur ettin; Guti atıldı, hamle diye Erhan Güven’i buldun; bunca eksiğe, kadro dışı tutma inadın yüzünden yedek kulübesini bile doldurmadığın için, bütün maç alternatifsizlikten oturdun baktın.

Kulübün ve taraftarın uğraşacağı birileri var maalesef. Federasyondu, Levent Kızıl’dı, Bursa’ydı, Fener’di, Galatasaray’dı derken, kendimize bakmadan bitireceğiz bu seneyi yine. İki gol attı diye Holosko’yu yine bağrımıza basıp, bir tane iş yapsa futbolcuya benzer, eminim ki Erhan Güven’i de onun yanına koyup, kulüp parasıyla yapılanları şahsi sorunlarına pul edenleri görmeyip, federasyona ve kurullarına borusu en ötmeyen takım olduğumuzu atlayıp, sekiz yıllık körlüğümüze devam edeceğiz.

Demirören, bunca yanlış içinde en doğru hareketini yapıp, “Nasıl olsa olan oldu” mantığıyla bir yerli Los Galacticos’a girişti bu sene. Ama şanssızlık, beceriksizlik, naz, kapris derken, olacak gibi durmuyor. Zaten iş onu bunu almakla da bitmiyor. Ufala ufala semte kadar sıkıştırılmış kulüp, Guti’yi, Quaresma’yı, hatta Iverson’ı almakla, tabii ki kaslanıp gelişemiyor. Gelişse ne olur, orta sahanda Guti, sağ bekin Erhan Güven. 15 milyon taraftar diyoruz, profilimiz 15 yıldır beş bin kişilik bir grup. Avrupa kulübü yapacağız diyorlar, federasyonda tarihinde bir Levent Kızıl’ın olmamış. Kulüp Liverpool’dan rövanşı alma derdinde, millet rakip diye hala Bursa’da, yok maç oynansın Diyarbakır’da, yok şurda, yok burda.

12 puana çıkabilecek fark, Guti’nin cezası, seyircisiz maçlar derken, gelinmesinden korktuğum noktada bunları nasıl olsa çok konuşacağız daha. Eskişehir maçını konuşalım, o da nereye kadar. Öyle bir maç ki, ilk gole kadar kalede 6 yüzde yüzlük gol pozisyonu. Zaten bedava gelmişiz son yarım saate kadar 0-0. İnsan üzülemiyor bile yediği gole. Bir tane de onun dibine eklediler, al sana Eskişehir maçı.

O da değil de, tribünlerde yine şenlik. Eskişehir seyircisi kimseye etmediği küfürleri bize etti. Ne kadınlarımız kaldı, ne çocuklarımız. Kim eden, Bursa’nın ezeli rakibi. O bile.
Kardeşler, biz size ne yaptık?