Doyduk mu!

Son zamanların moda tezahüratının sonunu ‘Doyduk mu’ ya çevirtti Beşiktaş. Bir futbol ki, Beşiktaş’ın hiçbir şey oynamadığı, ama iyimser gözlerin belki de iyi futbolu unutmaktan “Aslında fena oynamadık” dediği maçlarla arasına uçurum koydu.

Ferrari’nin yine büyük hatasıyla başlayan maçta, İtalyan –belki gözlerden yine kaçtı ama– sadece 3 dakika sonrasında Beşiktaş top yaparken bir de ıska yaptı ki takip eden bir Eskişehirli forvet olsa, alan yine Rüştü ile burun buruna. Arkasından bir de Ernst tuhaflığı, hadi ayıkla pirincin taşını. (Bkz. Put Futbolcular) Oysa öyle bir 20 dakika ki, Beşiktaş bırakın taşını ayıklamayı, mutfağı tarumar etmiş, ama daha pirincin nerede olduğunu bulamamış durumda.

Böyle maçlarda iki şeye ihtiyaç duyarsınız. “Ne oluyorsunuz yahu!” diyerek sahaya dalacak bir teknik direktör, ki Mourinho, Guardiola, Bilic, Sağlam gibi genç ve dinamik hocaların faydasını gördüğünüz sayısız durumun biri de budur; “Hadi oğlum, daha var 70 dakika” diyecek bir saha içi lider, ki Samet, Rıza gibi kaptanlar yıllar boyu bunu yapmıştır. Bugün baktığınızda Beşiktaş bu iki noktada da eksik. Ne kaldı bu durumda geriye, takım ruhu, ortak dayanışma ve en önemlisi, en basiti, dolayısıyla en zoru, devre bitmeden hemen acil bir gol. Kartal da bunu yaptı. 25’ten sonra toparlanıp 30’da da golü bulan Beşiktaş bu dakikadan sonra kelimenin tam manasıyla Eskişehir’in canını çıkardı. 2-1’den sonra Beşiktaş kalesine gelmeyen Eskişehir, 2-2’den sonra gelmedi de değil, ‘gelemedi’.

Mustafa Denizli’nin Holosko hamlesi şablon bir hamleydi. Ama Uğur İnceman tercihi, hayat kurtardı. Kısmete, kişilerin elektriğine, enerjisine inanırım. Geçen sene de dile getirdiğim bir şeydir, Uğur İnceman bu yönüyle olsun istifade edilmesi gereken bir futbolcu. Duruşu, rahatlığı, kendine güveni de bu takıma genelde kazandırıyor. İlk 11 oyuncusu olduğunu söylemek zor, ama zora giren maçlarda hatırlanması Beşiktaş’a her zaman kazandıracaktır. Bugün de olduğu gibi. Son değişiklik Serdar Özkan için ise söylenebilecek tek şey, lepiska çocuğumuzun dayaklık olduğu. Bu kulüpte iki yıldır kaçırdığı golleri bir Anadolu kulübünde kaçırsa, maçı satmakla itham edilir. Yeteneksizlik, beceriksizlik, her şey bir yere kadar.

En son ne zaman izledik şu takımdan şu futbolu, ben hatırlamıyorum. Belki 3-0’lık Fenerbahçe maçında. Özellikle ikinci yarının startıyla birlikte, hücum, pas akışı, maksimumunda kullanılan oyun zekâsı, gol pozisyonu, gol, eksik tek şey kalmadı. Rakip de Galatasaray’ın iki maçta 5 puanını almış, mağlubiyeti unutmuş Eskişehir. Buna özellikle Ekrem Dağ ve İbrahim Toraman’ın mevkilerinde yaptığı değişiklik ve Ferrari’yi dışarı alırken uygulamaya koyduğu Uğur İnceman formülü ile Mustafa Hoca ne kadar katkıda bulunduysa, Beşiktaş taraftarının gözündeki imajını kaybetmemek, en azından Abdullah Avcı’nın çektiği tepkiyi çekmemek için oyuncularına belli ki yerde fazla yatmayı yasaklamış olan Rıza Kaptan da o kadar katkıda bulundu.

Rıza Çalımbay’ın Beşiktaş’ın müthiş oyununa tek katkısı buydu. Sadece zirvedeki rakiplerin değil, kimi Eskişehirli taraftarların da tepkisi var Rıza’ya. 2-0’dan sonra kapanmamış, doğru anlarda doğru hamleleri yapmamış, bunları da özellikle yapmış. Eskişehir 1-0’dan sonra ikinci gole kadar iki mutlak gol daha kaçırırken, iki yüzde yüz gol de 2-0’dan sonra kaçırdı. İlk yarı oyununda her ciddi pozisyona gol yazsak, ilk 45 dakika skoru 3-7 gibi bir şey. Yatmaya çalıştığın takıma, ilk devreden 7 tane atacak maç çıkaracaksın. Enteresan. Çekilirsin, “Beşiktaş’ı böyle yakalamışsın, daha da gol atacağım diye mi korkuyorsun eski takımına” derler; üzerine gidersin “Neden savunmaya çekilmiyorsun” derler. Elbet bir şey diyecekler. Desinler. Ama yattı diyen, sattı diyen, şu maçı gözüyle değil, kuyruksokumuyla izlemiştir, Rıza’yı da zaten tanımıyordur; yok gözümle seyrettim, Rıza’yı da tanıyorum deyip de hala bunu söyleyen de, sıfatını burada yazmayayım, türünün önde gidenidir.

Teşekkürler herkese. Ama yandınız kardeşim. Söyleyeyim. Bu takım demek ki şu futbolu oynayabiliyormuş. Bundan sonra her hafta bekliyoruz. İştahla istekle kimse kanmaz bu saatten sonra. Biz bu futbolu, bu golleri ve galibiyet bekliyoruz.

Teoman Akben