HaberSpor Haberleri

Yılmadı, Vurdu, Aldı

teomanakbennn1705Sonuna kadar Kasımpaşa’nın hak ettiği bir maçı kazanmanın kıyısından döndü Beşiktaş. Ve hakkın hukukun pek kalmadığı bir son düzlükte büyük fırsat kaçırdı. Tabii ki daha çok sular akacak bu köprünün altından, ama Beşiktaş bu futbolla, bu saha içi yönetimle, suyla akacak olmaktan çok, yarışı köprüden seyredecek gibi.

Öncelikle İbrahim Toraman’ı aradı takım. Defans önünden dikine çıkışları çok lazım oldu Toraman’ın, ama O yoktu. Ne vardı, dan dun. O olsa, cepheden gelen bu kopya goller de olmayacak belki, ama olan olmuş, biten bitmiş. Orta sahada ‘Sorumluluk alacak yaşta konumda değilim’ diyen Necip, sol kanatta ‘Ben burada sıkıştım kaldım’ diyen Yusuf, ileride ‘Bir başımayım” diyen Bobo, takımın özeti oldu.

Doğrusu Beşiktaş’ta işleyen pek bir şey yoktu. Bunun sorumlusu ise tabii ki hem bu oyuncu seçimlerini, hem de bu taktik anlayışı seçen Mustafa Denizli. Yine 70. dakikaya kadar boş gözlerle izlenen bir maç, ‘16 yaşındaki beceriksiz sallapati çocuk’ hallerinden kurtulamayan Holosko’ya bunca tahammül, tüm dezavantajlarına rağmen beklenenden iyi görüntü sunan bir sahada iş işten geçmeye yakın sahaya sürülen Tabata. Açık söyleyeyim, Mustafa Denizli bu seçimleri ve bu anlayışıyla artık Ankaragücü, Sivas falan havasındaki “Vurayım gitsin, yemezsem nasıl olsa atarım bi’ tane, atamazsam da 0-0’a bağlarım, 1 puanı beğenmeyip de ne yapacağım…” türü takımlara yakışıyor. Beşiktaş’ın oynadığı oyun bu. Ve bu takım bu anlayışla şampiyonluğa oynuyor. Artık ‘Bu o zaman nasıl bir lig?’ mi dersiniz, ‘Bu nasıl şampiyonluk yürüyüşü? ‘ mü dersiniz, size kalmış.

holoskooo pozisyonTakımın kadrosu bu. Olacaksa bunlarla olacak, olmayacaksa bunlar yüzünden olmayacak. Kalmış 8 hafta, daha kimseye söylenecek bir şey yok. Ama bakıyorsun, bir yanda geçen hafta attığı golün kalitesi ortada olan, bugün de 20 dakikada iki birebiri kalecinin yanına yuvarlayamayan, 5 milyon artı Aydın’lık bir Slovak Guiza; bir yanda her yakaladığını atan Gökhan, Şahin. Bu kadar ucuz mudur Beşiktaş Futbol Takımının, Türkiye Süper Ligi’nin 2009 yılı şampiyonunun, bugün 107. yılını kutlamış bir kulübün forvet forması? Neymiş, çıkana kadar maçın en çok koşan ismiymiş. Futbolda bu son beş yılki istatistik işgüzarlığına bayılıyorum. En çok koşan oyuncu… Ne yapacağız kardeşim en çok koşan oyuncuyu? Bakkala çocuk mu yolluyoruz? Kimi isterdiniz Kasımpaşa önünde bugün; her bire biri atan, Almanya’daki Ailton’u mu, maç başı 2000 metre belki koşan Jardel’i mi, yoksa Holosko’yu mu?

Bu Kasımpaşa, Bursa’nın top göstermediği, kalesine değil, ceza sahasına yaklaştırmadığı, dalga geçtiği Kasımpaşa. O Kasımpaşa geliyor, Beşiktaş’a top göstermiyor. Gökhan atıyor, o çıkıyor Şahin giriyor yerine, Şahin atıyor. Çekilişle iki de seyirci soksalar oyuna, birer tane de onlar atacak. Şu sporun on santim adaleti olsa, Beşiktaş 100 maç oynasın, üçünde belki berabere kalır. Yüzde üçü yakalamışız, oturalım sevinelim derim.

Müthiş bir hakem izledik bugün. Oyunu kesmeyen; soyunma odasına tuvalete mi gitti, hala sahada mı fark edilmeyen; kararlı, net, sempatik, topu bilen, adam gibi biri vardı sahada. Helal olsun demekten gayrı bir şey yok söylenecek. Söyleyeceğim şey Kasımpaşa taraftarına. En son Gaziantep seyircisine yüklenmiştim “zeki tezahürat yapma yeteneksizliği” konusunda, bu iki olacak. Maç bitti, “İşte Böyle, Her Sene Böyle” diye bir şey dinledik bu korodan. Kasımpaşa’nın tarihinde Beşiktaş galibiyeti yok. 1960’lardan beri beraberlik yok, adam bir kupa maçı aldı diye “her sene böyle” diyor. Nasıl yapacağız bilmem.

[adrotate group=”14″] [adrotate group=”66″]

Dikkati Çekenler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu