“Mübariz Mansimov 12-15 milyon Euroya Beşiktaş’a futbolcu transfer edecek”
Şirketlerinin CEO’su Alaaddin Aykaç’ı yönetime sokan Beşiktaşlı işadamı Mübariz Mansimov’un, sponsorluk karşılığında dünyaca ünlü bir yıldızı transfer edeceği iddiaları Yıldırım Demirören tarafından doğrulandı.
İşte Reha Muhtar’ın yazısı:
“Paris’te çok sevdiğim filmin galasını izlemek için çok sevdiğim otele giriş yapmak üzereyim…
Check-in işlemlerini yaptırıyorum, resepsiyondaki görevli bir şeyler söylüyor…
Gruptakiler bir taraftan programı belirtiyor, diğer yandan bağajları veriyorum, bir taraftan check-in yaptırıyorum, diğer yandan adamın sorularını cevaplandırıyorum…
Tam bir keşmekeş içindeyken bir de üstüne üstlük cep telefonum çaldı…
Numarasına bakamadan açtım ama tamamen başka bir dünyaya adapte olmaya çalışıyorum o sırada…
***
Telefonun ucundaki ses “Alo” diyor bekliyor…
Ben de “Alo” diyorum ben de bekliyorum…
Bir süre sonra baktı ki ben anlamayacağım “Tanımıyor musun artık beni” diye sordu…
O sırada anladım ki arayan Yıldırım Demirören’dir…
Doğal olarak benim telefon numarasına bakarak açtığımı düşünüyor…
Oysa ben o sırada, Paris’te çok başka aleme yelken açmakla meşgulüm…
“Kusura bakma Başkan Paris’teyim…” diyorum “Nuramarı fark etmem mümkün olmadı…”
“Gazetelerde televizyonlarda üst düzey yöneticilik yapanlardan, yazarlardan oluşan bir Medya İstişare Komitesi kurmak istiyorum… Sen de orada olur musun?.. Sizin yönlendirmeleriniz Yönetim Kurulu’na fikir verir, yolunu açar, karşılıklı bir iletişim kulübe yarar…”
***
Hayatında bir kulübün 6 yaşından itibaren taraftarı olacaksın…
Tribününde büyüyeceksin, aidiyetini taşıyacaksın…
Sonra bir gün yöneticisi olacaksın, yönetimde bulunacaksın, ayrılacaksın…
Ve bütün bunlardan sonra, kulübün başkanı arayacak, “Seni İstişare Komitesi’nde görmek istiyoruz…” diyecek, sen buna “Yok benim işim var gelemem” diyeceksin…
Bu mümkün müdür, böyle diyen var mıdır bilmem…
Ama benim genlerim, kişiliğim, kültürüm, buna “hayır” demeye izin vermez…
Öğrendim ki her Cuma bizim yönetim kurulu odasında toplanacağız…
Hani sanki “ben değilim yönetimden ayrılan, bu işleri artık başkaları yapsın” diyen…
Alavere, dalavere yine Reha Bey nöbete…
Önceki gece, “Çırağan’da akşam yemeyi var… Cuma da toplantılar başlıyor…” dediler…
***
Yeni Yönetim Kurulu teker teker masalara dağılmış, biz de Başkan’la aynı masada, bizim gazeteden Aydın Ayaydın Hoca, Hürriyet’ten Yayın Koordinatörü Fikret Ercan, Milliyet yazarı eski yayın yönetmeni Derya Sazak kardeşim, ATV Genel Yayın Yönetmeni eski editörüm Erdoğan Aktaş herkes masada…
Zaman’ın yayın yönetmeni Ekrem Duman’ın son anda bir işi çıkıyor, geceye ulaşamıyor…
Masada konuşurken, “Genel Yayın Yönetmeni ve yazar düzeyinde ne kadar da çok Beşiktaş’lı” olduğu konuşuluyor…
Gerçekten öyle…
Sadece bizim gazeteye baksanız, Güngör Mengi’den başlar, Genel Yayın Yönetmeni İsmail Yuvacan’la devam edip sıra sıra Beşiktaş’lı çıkar… Saymaya kalksan toplayamazsın…
Ancak bu kulüp işlerini bir parça öğrendiğimden arkadaşlara diyorum ki “Medyada Genel Yayın Yönetmeni veya yazar düzeyinde Beşiktaş’lıların çok olması bir şey ifade etmez… Futbolun gündemini gazetelerin ve televizyonların spor müdürleri belirler… Bir de Patronlar Kulübü önemlidir…
Onların kulüple çok yakın ilişkiler içinde olanları, futbol dünyasının gerçek lobisidir…”
***
Bütün bunların sonunda ağzımdan baklayı çıkartıyorum…“Spor müdürlerinde de Patronlar Kulubü’nde de Fenerbahçe’nin önüne geçilemeyecek bir üstünlüğü vardır…”
Galatasaray’ı yıllar yılı basında taşıyan gücün ise Hıncal Uluç olduğunu söyleyip, Hıncal Abi’nin Galatasaray üzerindeki hakkını yememeye çalışıyorum…
Böyle güzel güzel sohbet ederken, birden yanımda oturan Başkan’a dönüp soruvermek geliyor içimden:
“Mübariz’in 10 milyon dolara uluslararası bir yıldız futbolcu transfer edeceği söyleniyor piyasada aslı faslı var mı bu işin?..”
“Evet” diyor Yıldırım Demirören, “10 milyondan daha yüksek bir miktar olacak… Sponsor olacak firması… Futbol Komitesi’nden de bir başka sponsor çıkacak ve bir futbolcu da oradan alınacak… Bundan böyle futbolda büyük transferleri sponsorlara yaptırtmayı planlıyoruz… Böyle böyle borçları da yavaş yavaş indireceğiz…”
***
BEN SANA SÖYLEMEMİŞ MİYDİM MUSTAFA DENİZLİ?..
Bu yazıyı dün geceki Beşiktaş-İstanbul Belediyesi maçı biter bitmez yazıyorum…
Hayır maç tenkidi değil yazacaklarım…
Mustafa Denizli’yle dertleşme…
Sevgili dostum seni öncelikle tebrik ederim…
Sana dememiş miydim Kayseri maçındaki kadroyu aynı dizilişle çıkart, o kadro bu dizilişle kolay kolay kimseye puan vermez…
Sen bakma Beşiktaş’ı bilmeyenlerin, spor yazarından çok skor yazarı olanların, “kadro defansif” gibi ipe sapa gelmez, futboldan bihaber laflar etmelerine…
Dün sadece ilk yarıda 4 tane net karşı karşıya gol pozisyonu vardı Beşiktaş’ın…
Beşincisi de gol oldu… Takır takır oynadılar, kendilerine hep ters gelen İstanbul Büyükşehir Belediye’yi net bir skorla geçtiler…
Üstelik dün Ernst takımda yoktu…
Sevgili Mustafa Denizli dostum…
İdefikslerinde de yaratıcılığında da üzerine yok… Bu takımın bu kadrosunu, bu dizilişle oynatmayı akıl eden de sensin…
Devam et dostum…
Bu sene bu kadronun bu dizilişine, kolay kolay kimse karşı duramaz…
İddia ediyorum, Ferrari, Sivok savunmada orta göbekte, İbrahim Toraman ön liberoda, Ernst ve Fink orta sahada, Bobo, Tello ileride olsun Şükrü Saracoğlu’nda o Beşiktaş Fenerbahçe’yi yener…
Berabere kalır demiyorum yener diyorum…
Müneccimlik değil bu söylediklerim…
Futbolu okumak, takımı bilmek, skor üzerine yazı yazmak değil, sporu sevmek ve yaşamakla ilgili bir mesele…
Bu takımın karşısında Fenerbahçe’yi sürükleyecek en önemli futbolcu da, herkesin yıllardır eleştirerek tarumar etmeye çalıştığı Emre’dir…
O küçük adam, evlendikten sonra “dev bir adam” haline gelmiştir…
Kadın erkeği rezil de eder vezir de…
Emre vezir olanlardandır…
Reha Muhtar / Vatan
[adrotate group=”14″]