Ayfer Atay: “Beşiktaşlı bizi iyi tanır.”
DSP Beşiktaş Belediye Başkan Adayı Ayfer Atay: “Beşiktaşlı bizi iyi tanır, yaptıklarımız ortada”
DSP Beşiktaş Belediye Başkan Adayı Ayfer Atay, ilk röportajını Gazete Beşiktaş ve Radyo Beşiktaş’a verdi. Atay, Beşiktaş’ın dünü ve bugününü özetlerken, neden aday olduğunu da anlattı.
“Doğma büyüme Beşiktaşlıyım”diyen Ayfer Atay, son 10-15 yılı her zamanki beyefendi ve esprili tavrıyla eleştirdi.
Atay özetle şunları söyledi:
“Ben Beşiktaş’ta Ortaköy’de doğdum, büyüdüm. Çocuklarım da Ortaköy’de büyüdüler. Halen de Beşiktaş’ta oturuyoruz yani sonradan olma değil doğma büyüme Beşiktaşlıyım.
1960’lı yıllara doğru politikaya atıldım. Beşiktaş’ta gençlik kollarını kurdum, Ortaköy’de Selanik ocağı altında sonra partinin ana kademesinde ilçe yönetim kurulu üyeliği yaptım. İlçe sekreterliği, ilçe başkanlığı yaptım.
1973’de Ecevit’in döneminde Beşiktaş’ın ilçe başkanıydım ve Türkiye’de de en fazla oyu alan CHP olarak Ecevit’in Partisi olarak en fazla oyu alan ilçe başkanıydık ve o yüzden de genel merkezimizden buraya bize bir kupa gönderdiler. Particiliğimiz belediyeciliğimizden önce geliyor yine o 1973’lü yıllarda belediye meclisi üyeliğine aday oldum, belediye meclis üyeliğine seçildim.
İlk kez Beşiktaş’ta ve hem Beşiktaş Belediyesi’nde hem de o zaman ilçe belediyeleri yoktu. Doğrudan doğruya da tek belediye vardı. İlçe belediyeleri büyükşehir belediyesine bağlıydılar. Şube müdürlükleriydi burası… 73’ten 74’e kadar meclis üyeliği yaptım. 74’te encümen üyesi seçildim. Meclis üyeliğiyle encümen üyeliği ayrı ayrı şeylerdir. Meclis üyesi doğrudan doğruya meclise gider, görev yapar, encümen üyesi hem meclis üyeliği yapar hem de alım satım komisyonudur.
Devamlı her gün toplanır görevlerini yaparlar. 74’ün sonunda yani 75’li yıllarda da Ahmet İsmah’ın belediye başkanlığı döneminde de tek belediyenin yani büyükşehir belediyesinin başkan yardımcılığına geldim. Üç sene başkan yardımcılığı yaptık, sonra tekrar seçimler oldu o seçimlerde yeniden Beşiktaş’ta aday oldum. Belediye meclis üyesi oldum ve bu sefer Aytekin Kotil belediye başkanı oldu.
CHP’den onun başkan yardımcılığına geldim. İhtilal sabahına kadar 1980’e kadar yani 1973’le 1980 arası tek belediye büyükşehir belediyesinde şimdiki genel sekreterliğe eşit bir görev olan başkan yardımcılığı ve başkan vekilliği görevlerini yerine getirdim.
Bu şimdi belediye başkanı olmak için uğraştığımız efor sarfettiğimiz yerlere o zamanlar belediye şube müdürü atama yetkisi bendeydi. 8 ilçe belediyesi bana bağlıydı, ilçe şube müdürlüğü daha doğrusu bana bağlıydı. Buralara şube müdürü atardık diğer geriye kalan 6 şube müdürü de, 14 şubeydi o zaman, o da başka bir başkan yardımcısına bağlıydı ve 80 sabahına kadar ihtilal demokrasiye son dediği güne kadar görevimize devam ettik.
Sonra bir ara rejim ara rejimin sonunda 83-84 lerde yeni bir seçim demokrasiye dönüş orda yeniden Beşiktaş’tan aday oldum. Orda da Beşiktaş meclisi üyesi seçildim SODEP’ten…
O zaman CHP kapalıydı ama bu sefer belediye başkanı bizden olmadığı için Dalan’ın meclisinde muhalefetin grup başkanı olarak görev yaptım. 89’a kadar 89’da bu sefer Beşiktaş’tan tekrar aday oldum ve Beşiktaş belediye başkanı seçildim.
1994’e kadar 94’te tekrar bir daha aday oldum. 1999’a kadar yani saydığın zaman ara rejimler içerisinde 20 küsür yıllık bir belediye geçmişimiz var. Sonra bir ara verdik, çekildik kenara…
Artık doğduğumuz büyüdüğümüz Ortaköy’de deniz kenarında balık tuttuk, kahvede okey oynadık, tavla oynadık, kitap okuduk, roman okuduk, küçük çocuklara hikayeler anlattık.
Gelen basın görevlileriyle röportajlar yaptık. Beşiktaş’ı Ortaköy’ü anlattık ve gönül huzuru içinde orada otururken bir baktık ki bizim uğraştığımız güzelleşmesine çalıştığımız 20 küsür yıllık belediyeciliğimizin geçmişinde yaptığımız getirdiğimiz hizmetler yavaş yavaş elden çıkıyor. Bu sebeple bu mücadeleyi açan arkadaşlar; “Gel başımıza geç birlikte dur diyelim” dediler, onun üzerine kalktık, yeniden aday olduk” Son yıllarda Beşiktaş’ta ne gibi değişiklikleri gözlemlediniz?
“Bizim dönemimizde Beşiktaş benim çocukluğumda esasında Beşiktaş’ın nüfusu 6-7 bin civarında bir nüfustu ama bugün 154 binlere 160 binlere yaklaşan bir nüfus var tabi ki nüfus arttıkça o çocukluğumuz da kır diye oynadığımız yerler yavaş yavaş inşaat sektörüne açıldı.
1984’lerde 85’lerde Boğaziçi yasasıyla belli oranlarda ön görünüm geri görünüm etkilenme alanı dediğimiz yerler belli bir şeye alınmasına rağmen son zamanlarda görüyoruz ki bizden sonraki dönemde o geri görünüm etkilenme alanları içerisinde getirilen oranlar değişiyor. Yeniden inşaata açılıyor.
Yani 5 metre kareden 7 metrekareye çıkardık diyenlerin iddialarının tersine Beşiktaş’taki yeşil alanlar her gün biraz daha elden gidiyor. Betonların hakim olduğu bir duruma her gün biraz daha fazla yaklaşıyor. Gördüğümüz kadarıyla son 10 yıl içerisinde yeni pek fazla bir şeyler gelmedi.
Yusuf bey, zamanında yapılanlar daha çok Büyükşehir belediyesinin yaptıklarıydı. O da işte Akmerkez’den Zincirlikuyu arasındaki yeni yol. O yolun projeleri de bizim tarafımızdan hazırlattırıldı, Akmerkez yetkilileriyle pazarlıklar yapıldı. Büyükşehir Belediye Başkanı Nurettin Sözen döneminde de; Nurettin Sözen’in benim ve Akmerkez yetkililerinin imzalarıyla yolun güzargahı bizim tarafımızdan hazırlanacak ama yolun yapılması asfaltlanması ve çalışır duruma getirilmesi de Akmerkez sahipleri tarafından yapılacaktı.
Gerek bunun yapılması gerek Zincirlikuyu’daki o alt geçitler, Beşiktaş’ta olayı takip etmesi açısından Yusuf bey yapmış göründü. Ama işin esası Büyükşehir belediyesinin yaptığı hizmetlerdi. Ali Müfit Gürtuna son zamanında aday olamayacağını anlayınca kurdelasını bile kesmek ona nasib olmadı. Maalesef günün belediye başkanları biz yaptık diyerek ama takip etmeleri dolayısıyla olumlu oldu. ” Seçilirseniz öncelikle neleri değiştirmek ister siniz? “Seçilince yapacağımız yapılan tahribatları düzeltmek, bunun için aday olduk zaten.
Bir Ortaköy meydanı yaptık, aşağı yukarı 15 seneye yaklaştı, çivi çakılmadı… Bir Beşiktaş meydanı yaptık, nostaljik… Beşiktaş’a yaraşır…
Beşiktaş’ta da heykelin bulunduğu Demokrasi parkının olduğu yerde de Büyükşehir Belediyesinin eski tramvay deposuydu orası. Biz Atatürk heykelinin orası AKP iktidar olduğunda o zaman Refah Partisi’ydi zannediyorum, Beşiktaş’ın göbeğine bir Atatürk heykeli koymak mecburiyetimiz vardı.
Burası Atatürkçülerin memleketidir diyebilmek için. Biz koyduk, sahip çıktık ama önümüzdeki günlerde göreceğiz.
Meydanın göbeğinden, metro durağı mı, metro istasyonu mu yapılacak? Mesela bizim yaptığımız Beşiktaş’ın alt yapısına hediye ettiğimiz Fulya tesisinde bir antrenman sahası var. Onun ortasından da metro istasyonu çıkıyor. Orada gençlerin yaptığı bir alt yapı kaldı. Beşiktaş yavaş yavaş kulüp olarak Beşiktaş’ı terketti. Onlara da ayrı bir eleştiri lazım”
Sayın Ayfer Atay, Başkan seçil, ne olur, Beşiktaşın Beşiktaştaki son spor alanınında kaybolmasına izin verme. Hatırlıyorum bu tesisi sen kazandırmıştın, herhalde yine siz sahip çıkacaksınız, çünkü ne kulüpün nede son 25 günü kalan kendini çevresine beşiktalı tanıtan başkanın umurunda. Beşiktaş’a da kulübede artık birileri sahip çıksın…..
Sayın Başkan Ayfer ATAY’ın ;
Spor alanlarını inşaata dönüştürmeyeceğini,mezarlıkları bina yapmayacağını,Yeşil alanları yalnızca binaların üstlerinde bırakmayacağını,Halkla bütünleşerek mahallelerde yapılacak projelerin halkın onayı alınarak yapılacağını,biliyor. seçimlerden başkan olarak çıkacağını düşünüyorum.